sümeyra
Sat 21 January 2012, 11:30 pm GMT +0200
Ekseri Muhakkikunun Görüşü
Bu âlimlere «Muhakkikin» denmesinin sebebi, meseleleri etraflıca tetkik edip derinlemesine inceledikleri içindir. Bunlar da; meşhur imam Mâtürîdî, İmam Hasanü'l-Eş'arî, Imamü'1-Hare-meyn Yusuf el-Cüveynî ve imam Fahrüddin Râzî gibi büyük zatlardır. Bunlara göre, imanın asıl rüknü, inanılması lâzım gelen şeyleri kalben tasdik etmekten ibarettir. Dil ile ikrar, şart değildir. İkrar, sadece, o şahsa dünya hükümlerini tatbik edebilmek için lâzımdır. Ancak bir kimse, hiç bir mazeret yokken ikrarda bulunmazsa, imanını gizlediği için günahkâr olur. Kâfir olmaz.
Bu mevzuda, en isabetli olan ve beğenilen görüz budur. Âyet-1 kerimeler ve hadis-i şerifler de, bu görüşü ıte'yid etmektedir.
«... Onlar, o kimselerdir ki, Allah, imanı kalpleri ne yazmış, bunları kendinden bir ruh ile desteklemiş-tir...»[58]
«... İman henüz sizin kalplerinize gİrmemiştİr...»[59]
Allahım Kalbimi dininde ve sana itaatte sabit kıl-»[60]
Usame b. Zeyd, bir adamı, ölürkon kelimei şahadet getirmesine rağmen öldürünce, Peygamberimiz bu hareketi kınadı. Bunun üzerine Usame hazretleri, «Ya Resulallah, dili ile söyledi ama kalbi üe tasdik etmedi» deyince, Peygamber Efendimi «Ya Üsame, sen onun kalbini yardın mı?» buyurdu.[61]
Bütün bunlardan anlaşıldığına göre, İmanın hakiki rüknü, sadece kalp ile tasdikten ibarettir. Dil ile ikrar, ö kimseye İslımın hükümlerini tatbik edebilmek için lâzımdır. [62]
Bu âlimlere «Muhakkikin» denmesinin sebebi, meseleleri etraflıca tetkik edip derinlemesine inceledikleri içindir. Bunlar da; meşhur imam Mâtürîdî, İmam Hasanü'l-Eş'arî, Imamü'1-Hare-meyn Yusuf el-Cüveynî ve imam Fahrüddin Râzî gibi büyük zatlardır. Bunlara göre, imanın asıl rüknü, inanılması lâzım gelen şeyleri kalben tasdik etmekten ibarettir. Dil ile ikrar, şart değildir. İkrar, sadece, o şahsa dünya hükümlerini tatbik edebilmek için lâzımdır. Ancak bir kimse, hiç bir mazeret yokken ikrarda bulunmazsa, imanını gizlediği için günahkâr olur. Kâfir olmaz.
Bu mevzuda, en isabetli olan ve beğenilen görüz budur. Âyet-1 kerimeler ve hadis-i şerifler de, bu görüşü ıte'yid etmektedir.
«... Onlar, o kimselerdir ki, Allah, imanı kalpleri ne yazmış, bunları kendinden bir ruh ile desteklemiş-tir...»[58]
«... İman henüz sizin kalplerinize gİrmemiştİr...»[59]
Allahım Kalbimi dininde ve sana itaatte sabit kıl-»[60]
Usame b. Zeyd, bir adamı, ölürkon kelimei şahadet getirmesine rağmen öldürünce, Peygamberimiz bu hareketi kınadı. Bunun üzerine Usame hazretleri, «Ya Resulallah, dili ile söyledi ama kalbi üe tasdik etmedi» deyince, Peygamber Efendimi «Ya Üsame, sen onun kalbini yardın mı?» buyurdu.[61]
Bütün bunlardan anlaşıldığına göre, İmanın hakiki rüknü, sadece kalp ile tasdikten ibarettir. Dil ile ikrar, ö kimseye İslımın hükümlerini tatbik edebilmek için lâzımdır. [62]