saniyenur
Tue 19 June 2012, 08:30 pm GMT +0200
Ekonomik Gelişme
İslamın önde gelen amaçlarından birisi de kişiyi yoksulluğun ve sefaletin zilletinden, konforlu ve mutlu bir hayata yükseltmektir; Hz. Peygamber, yoksulluğa ve ızdıraplı bir hayata zorlayan esaret zincirlerini parçalamak ve insana geçiminde ve ibadetlerinde özgürlük bahşetmek için gönderilmiştir. Bunun için Kur'an, kişinin verimli çabalarına büyük önem vermiş, hatta ona tabii zenginlikleri geliştirmesi için çok sıkı çalışması ve bu münasebetle daha yüksek bir ekonomik gelişme elde etmesi yönünde ivme sağlamıştır. Bu anlamda Yüce Kur'an'ın aşağıdaki ayet-i kerimesi önemlidir: "(O) derecelerin (mearic) sahibi Allah'dandır." (70: 3). Mearic kelimesi-nin anlamı, merdiven veya başka bir şeyle yukarı doğru yükselmedir. Bundan dolayı, mearic, kişinin verimli faaliyetlerinin doğrudan sonucu olan mutluluk ve saadet hayatı anlamındadır. Ayet, yükselme yollarının sahibi olarak Allah'ı hatırlatır. O (Allah) ki, razı ol-duğu kullarına dünyada ölçüsüz yükselme (ilerleme) yollarım bağışlar.
Allah'ın ihsanı, Kur'an-ı Kerim'in aşağıdaki suresinde de şöyle belirtilmiştir:
"...Yaratışta, O ne dilerse arttırır. Şüphesiz ki Allah herşeye hakkıyla kadirdir." (35: 1).
Bu ayet, insanoğlu için bu dünyada daha iyi bir hayatın imkanlarını göz önüne serer. Allah tarafından bağışlanan melekeleri kullanan insanlar tabii kuvvetlerden faydalanarak imkan dahilinde olanı gerçeğe dönüştürürler. Bu insanlar daima başarı ve saadet ile mükafatlandırılırlar.
Aynı surede şu ayeti görmekteyiz: "...Güzel söz O'na çıkar, iyi amel onu yükseltir..." (35: 10). Kişinin başarılı ve sonuç veren verimli faaliyetleri onun hayırlı işleri olarak isimlendirilir. Allah'ın inayetine sahip bu faaliyetler dolayısıyla milletin refahını ve servetini arttırır. Aynı şey daha değişik bir yolla tekrar edilmiştir: "Bir halden başka bir hale elbette ve mutlaka yükseleceksiniz." (84: 19). Yukarıdaki ayet-i kerime, kişinin tedricen ilerlemesi ve yükselmesinin açıkça ifadesidir. Kur'an, kişinin ilerlemesinin daha iyi ve başarılı bir hayata doğru olacağını Öngörmektedir. İnsanlara, burada sabit bir hızla ilerlemelerine devam edecekleri söylenmiştir.
Aşağıdaki ayet, insanlığın ekonomik ilerlemesine yardımcı olan kişilerin verimli gayretlerini övmektedir: "Onu tertemiz yapan muhakkak ki felah bulmuş, onu alabildiğine örten kimse ise muhakkakki ziyan etmiştir." (91: 9-10).
"Zekkaha" (tertemiz yapmak) kelimesi faziletli olmak, bayındır olmak; herşeyi açık veya bayındır yapmak; temizlemek; düzeltmek; artış sağlamak ve "dessaha" (örtmek) kelimesi de gizlemek ya da saklamak anlamındadır.
Bu ayet gösterir ki her kişiye geliştirmesi için melekeler verilmiştir; fakat bazıları onları kullanır ve başarıya ulaşırken diğerleri onları boşa harcayıp açlık ve yoksulluktan ızdırap çekerler.
Bu anlayış Müslümanlara öylesine bir ruh aşılar ki, Müslümanlar tabii servet kaynaklarını uygun şekilde kullanmayı ya da onları geliştirmekte ihmal göstermeyi günah olarak kabul ederler. Arzda yerleşirler, toprağı işlerler, ticari ve endüstriyel alanlarda çok gayret sarfe-derler ve yeni üretim teknik ve yöntemlerini keşfetmek için her yola başvururlar. Hepsinin ötesinde, bu çabaların Allah katında büyük sevabı olacağını düşünürler.
Böylece bu ayet, insanlara, hayatta hakiki amaçlarının her alanda çok çalışmak ve verimliliği arttırmak ve böylece toplumun ekonomik gelişme ve büyümesine katkıda bulunmak olduğunu hatırlatmaktadır. Allah'a gerçek hizmet, kişinin emeğiyle, toplumun ekonomik gelişme ve zenginleşmesine yardım etmesinde yatmaktadır. Hz. Ömer halifeliği zamanında, halkı, Hicaz'ın çıplak topraklarından ayrılıp, emekleri vasıtası ile servetlerini arttırabilecekleri ve böylece hem kendilerine, hem de toplumu zenginleştirebilecekleri uzak fakat verimli topraklara göç etmeye ikna etmiştir.