saniyenur
Mon 4 June 2012, 01:53 pm GMT +0200
Ehil Kişi Tayini
Allah'ın Rasulun yönetim ölçülerinin bize yansıyan diğer bir yönü de sorumluluk mevkilerine- tayinde seçimin sadece yeterlilik üzerine kurulması ile adaylar arasında kesin bir eşitliğin sağlanmasıdır. Muhammed , İslâm'ı benimsemiş Kureyş ileri gelenlerini bir tarafa bırakarak yöneticileri, komutanları ve zekât tahsildarlarını sıradan insanlar içerisinden atadı. Cafer (Rasul'ün yeğeni) ve Halid b. Velid gibi insanlar sıradan birer asker olarak görev yaparken, köle olan Zeyd b. Haris'i onlara kumandan tayin etti. Yirmili yıllarının başlangıcında bir genç olan Üsame b. Zeyd liderliği altında, o ana kadar gönderilen bütün kuvvetlerden daha büyük bir ordu görev yaptı ki Ali, Osman, Ömer, Ebu Bekir, Abdullah b. Cerrah ve diğerleri (Allah hepsinden razı olsun) onun komutası altındaydılar. Sonraları Üsame'nin izniyle, Rasulullah Ebu Bekir'i danışmanı olarak kullanabilmişti. Benzer şekilde Rasûl sosyal statülerine bakmaksızın İnsanları sadece ehil olmalarıyla diğer üst-düzey sorumluluk görevlerine tayin etti. Sıklıkla yaptığı gibi sefer için ayrıldığı anlardan birinde fakir ve âmâ olan İbn Maktum'u vekili olarak bıraktı. Böyece o, bütün insanlara benzer ve eşit davranılması, sosyal statü gözönünde bulundurulmadan sadece ehliyet hususuna bakılarak normal ya da üst-düzey vazifelerine âdilce tayinlerde bulunulması için kendi uygulamalarıyla örnek oluşturmuştur. Zaten bu husus onun tarafından bir hukuk ilkesi olarak ortaya konmuştur.