- Edeb‏

Adsense kodları


Edeb‏

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
SevD@_GüLü
Thu 7 July 2011, 09:25 am GMT +0200
                    Edeb‏

Osmanlı'da sadaka taşları varmış, ihtiyacı olan sadaka taşının üzerindeki keseden, yabancı elçilerin de şaşkın ; şehadetleriyle, sadece ihtiyacı kadarını alırmış. Aynı şey . yolların üzerinde vakıflar tarafından kurulan konaklarda da uygulanır, yolcu eğer ihtiyacı varsa yatağının başu­cundaki keseden alabilirmiş. Binitine ücretsiz bakılır, üc­retsiz üç gün yemek verilirmiş.

Eskiden "Kapıyı kapat!" denilmezmiş. Allah (c.c.) kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş. "Kapıyı ( ört, ya da sırla" denilirmiş. Kapının kapanmadan yavaş­ça örtülmesi edebdenmiş.

"Lambayı söndür demezlermiş. Allah (c.c.) kimsenin ışığını söndürmesin. "Lambayı dinlerdir" derlermiş. Lamba yakılmaz, uyandırılırmış. Uyuyan birisi uyandırılmak İçin sarsılmaz veya adı ile çağırılrnazmış. "Agah ol eren­ler" derlermiş. Nezaket, incelik, edeb her işin başı imiş de ondan... Ona eren uyanık olurmuş. İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış.

Hanımlar "Efendi" derlermiş beylerine, "siz" derlermiş. Hanımefendiliklerini gösterirlermiş. Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış. Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği '. için, adı "Karınca basmaz Efendiye çıkan insanlar varmış.Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebmiş.

Kapı eşiğindeki ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş. "Git bir daha gelme!" der gibi değil de. "Gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsun" der gibi dizilirmiş.

Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış. Bediüzzaman, kendisine arkadaşlık eden, vefa gösteren eski elbisesin­den bir parçayı koparıp alırmış. Yumurtayı ucundan, çok az kırar, fazla kırmayı tahrip olarak düşünür, tahribin hiçbir türünü sevmezmiş.

Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış.

"Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler, Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler." diye tarif eder Üstad N. Fazıl bu hali...

Eskiler "Edeb Ya Hu!" derler, Onu görüyor gibi yaşama­ya çalışırlarmış. O varken başkasına bakmaz, Onu unut­muş gibi hallere girmezlermiş. Ezel ve Ebed Sultanı'nın hu­zurunda nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa öyle hareket et­mek isterlermiş. "Bizi takip eden, her halimizi perdesiz, en­gelsiz gören, şu anda bizim durumumuza bakan Allah var!" der gibi, o mânâyı hatırlatmak İçin her yere "Edeb Ya Hu!" yazarlarmış. "Allah'ın huzurunda edeb" demekmiş bu... insan nerede olursa olsun Allah'ın huzurunda değil midir?


alıntıdır

mavi derinlik
Sun 31 July 2011, 01:34 pm GMT +0200
        Boşuna değil o zamanlarda ki dirlik düzen yanii.. İncee incee yaşıyorlarmış dedelerimiz.. Kırmıyorlarmış, kırılmıyorlarmış.. Nezaket gösteren tabii nezaket bulacaktır.. Şimdi komşusuzluktan, kalabalık içerisinde yalnız yaşamaktan şikayet ediyoruz.. Bu güzel davranışların hangisi kalmış ki bu zamanda.. :( Çok üzücü.. Rabbimiz büyüklerimizi daha çok örnek alabilmemizi, daha huzurlu yaşamanın yolunu bulmamızı nasip etsin..