- Ebu Süfyan ın soruları

Adsense kodları


Ebu Süfyan ın soruları

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 7 July 2011, 04:20 pm GMT +0200
8— Ebu Süfyan'in Sorulan:

 

Savaş bitince Ebu Süfyan dağa çıkıp seslendi: "Muhammed aranızda mı?"

Oradakiler cevap vermediler. Tekrar sordu: "Ebu Kuhâfe'nin oğlu (Ebu Be­kir) aranızda mı?" Yine cevap vermediler. Bu sefer: "Ömer b. Hattâb ara­nızda mı?" diye sordu; yine cevap vermediler. Ebu Süfyan'm kendisi ve kavmi, İslâm'ı ayakta tutanların bu üç şahsiyet olduğunu bildikleri için yalnızca bu üçünü sordu. Sonra: "Onları öldürdüysek, size bu kadarı yeter" dedi. Bu­nun üzerine Hz. Ömer şöyle demekten kendim alamadı: "Ey Allah düşmanı! Adını saydıkların hayattadır. Allah Teâlâ sana kötülüğü dokunacak olanı sağ bıraktı." Ebu Süfyan da: "Topluluk arasında emretmediğim bir müsle vâki olmuş, beni ayıplamayın."[527] dedi. Sonra: "En büyük Hübel!" dedi. Hz. Peygamber (s.a.): "Cevap vermiyor musunuz?" buyurdu. Ashâb: "Ne diye­lim?" dediler. "Allah, en büyüktür ve en yücedir, deyin." buyurdu. Sonra Ebu Süfyan: "Bizim Uzzâ'mız var, sizin Uzzâ'iuz yok." dedi. Rasûlullah (s.a.): "Cevap vermiyor musunuz?" buyurdu. Ashâb: "Ne diyelim?" dediler. "Allah bizim mevîâmızdır, sizin mevlânız yok, deyin." buyurdu.[528]

Hz. Peygamber (s.a.), Ebu Süfyan tanrıları ve şirki ile övündüğünde; tevhidi yüceltmek, müslümanlann kulluk yaptığı Zât'ın (Allah) yüceliğini, O'-nun tarafının güçlülüğünü', O'nun mağlub edilemeyeceğim ve bizim O'nun taraftarları ve ordusu olduğumuzu bildirmek için kendisine cevap verilmesi­ni emir buyurdu. Fakat, "Muhammed aranızda mı? îbn Ebî Kuhâfe aranız­da mı? Ömer aranızda mı?" dediğinde Ebu Süfyan'a cevap verilmesini emretmedi. Aksine rivayete göre sahabeyi cevap vermekten alıkoydu ve "Ona cevap vermeyiniz." buyurdu. Çünkü Hz. Peygamber ve yanındakileri arama konusunda yaraları henüz soğumamıştı ve hâlâ öfke ateşleri yanıp tutuşmak­taydı. Ebu Süfyan, yanındakilere: "Bunlar ölmüşse, bu kadarı yeter size" dediğinde Hz. Ömer sinirlendi, kızgınlığı arttı ve: "Yalan söylüyorsun ey Al­lah düşmanı!" dedi. Bu bildirimde; küçümseme, kahramanlık, korkmamak, kendilerine kavimlerinin gücünü ve cesaretini iletir durumdaki düşmana kendini tanıtmak, gevşemediklerini ve güçsüz düşmediklerini, kendisinin (Hz. Ömer) ve müslümanlann onlardan korkmamaya lâyık olduklarım, Allah'ın müslü-manlardan onlara kötülüğü dokunacak olanları sağ bıraktığım bildirmek var­dır. Bu üç şahsın sağ kaldığını bildirmekte ise, Ebu Süfyan ve kavmi menfaat sağladıklarını, kâr ettiklerini, düşmanın (müslümanların) ve grubunun kini­ni üzerlerine çektiklerini zannetmelerinin bir yanılgı olduğunu haber verme ve tek tek sorduğu zaman cevap verilmesinde mevcut olmayan bir bilek bük­me hareketi vardır. Onları (Rasûlullah (s.a.) Ebu Bekir ve Ömer) sorması ve kendi kavmine onların ölüm haberini yayması, düşmanın son oku ve tuzağı idi. Hz. Peygamber (s.a.) tuzağını iyice anlayıncaya kadar Ebu Süfyan'a karşı sabretti. Sonra Hz. Ömer ortaya çıkıp tuzak okunu geri çevirdi. îlk başta ce­vap vermemek en güzel davranıştı; ikincide ise en güzel davranış cevap ver­mekti. Onları sorduğunda cevap vermemekte, onu aşağılamak ve durumunu küçültmek vardı. Onlann ölümünü başa kakınca, öldürüldüklerini zannedince ve böylece kibir ve azıtmadan hasıl olacak şeyler hasıl olunca; Hz. Ömer'in cevabında onu aşağılamak, küçümsemek, hor hakîr görmek vâki oldu. Bu durum, Hz. Peygamber'in (s.a.) "cevap vermeyiniz" sözüne ters düşmez. Çün­kü O (a.s.), Ebu Süfyan "Muhammed aranızda mı? Filan aranızda mı? Fa­lan aranızda mı?" diye sorduğunda cevap vermekten alıkoymuştur. Ama "İşte onlar öldürüldü." dediğinde cevap vermekten alıkoymamıştır. Her halükâr­da birincide cevap vermemekten, ikincisinde de cevap vermekten daha güzeî bir davranış yoktur.

Sonra Ebu Süfyan: "Bugün Bedir'e mukabil bir gündür. Savaş dönü­şümlüdür. (Bazan bu taraf kazanır, bazan öbür taraf)" dedi. Hz. Ömer şöy­le cevap verdi: "Hayır, öyle değil. Bizim ölülerimiz cennette, sizin ölüleriniz ise cehennemdedir."[529]


[527] Müsle: Cesedin, ölünün kulağını, burnunu kesmek, karnını deşmek şeklinde yapılan ci-hiliyye davranışı.

[528] Buharî, 64/9; Ahmedb. Hanbel, 4/293: Berâ'dan. Ahmedb. Hanbel, 1/287, 288, 463: îbn Abbas'tan, hasen senedle.                                   

[529] Bir Önceki dipnotta kaynağı gösterilen Îbn Abbas hadisinde geçmektedir.

İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/246-248.