- Ebu Âmir el Eş arî nin Evtas ta savaşması ve orada sehit oluşu

Adsense kodları


Ebu Âmir el Eş arî nin Evtas ta savaşması ve orada sehit oluşu

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 13 March 2010, 12:23 pm GMT +0200
Ebu Âmir el-Eş´arî´nin Evtas´ta Savaşması ve Orada Şehit Oluşu


Huneyn´de bozguna uğrayan Hevâzinlerden bir kısmı Evtas ordugâhında toplanmışlardı. Toplananların sayısı pek çoktu.[264]

Peygamberimiz Aleyhisselam, bir sancak bağlayarak, Ebu Âmir el-Eş´arî´yi Seleme b. Ekvâ ile bir­likte Evtas´a gönderdi.

Evtas´ta üslenen müşrikler, kendilerini savundular.[265]

Hevâzinlerden bir adam, meydana çıkıp:

"Benimle çarpışacak kim var?" diyerek bağırdı.

Ebu Âmir ona karşı vardı.[266] Adam Ebu Âmir´e saldırdı.

Ebu Âmir onu İslâmiyete davet etti[267] ve:

"Ey Allah! Şahit ol ona! (Onu İslâmiyete davet ettiğime!)" dedi.[268]

Üzerine yürüdü. Onu öldürdü.

Sonra, ikinci bir adam çıkıp Ebû Âmir´e saldırdı.

Ebu Âmir, onu İslâmiyete davet etti ve:

´Ey Allah! Şahit ol ona! (Onu İslâmiyete davet ettiğime!)" dedi.

Vurup onu da öldürdü.

Hevâzinler birer birer meydana çıkıyor, Ebu Âmir´e saldırıyor, Ebu Âmir de onları önce İslâmiyete davet ediyor, sonra da üzerlerine yürüyüp onları öldürüyordu.

Ebu Âmir, böylece, onlardan dokuz kişi öldürdü.[269]

Dokuzuncusu, çarpışmak için alâmetienmiş, koşa koşa gelmişti.

Meydana çıkan onuncu adam, başına sarı bir sarık sanmıştı.[270]

Gelir gelmez, Ebu Âmir´e saldırdı.

Ebu Âmir de onun üzerine yürüdü.

Kendisini önce İslâmiyete davet etti ve sonra da:

"Ey Allah! Şahit ol ona! (Onu İslâmiyete davet ettiğime!)" dedi.

Adam:

"Ey Allah! Bana şahit olma!" deyince, Ebu Âmir ondan elini çekti, adam da kaçıp kurtuldu.

Kendisi, sonradan Müslüman oldu. İslâmiyet ameli eriyle Müslümanlığını güzelleştirdi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, onu gördükçe:

"Bu, EbuÂmir´in kaçırdığıdır!" buyururdu.[271]

BenîCüşem b. Muaviyelerden Hâris´in oğulları Ali ile Evfâ, Ebu Âmir´e ok atarak, biri onu kalbinden, diğeri de dizinden vurdu.[272]

Ebu Musa el-Eş´arî der ki:

"Resûlullah Aleyhisselam beni de amcam Ebu Âmirle birlikte göndermişti.

Savaş sırasında Ebu Âmirin dizine Cüşem kabilesinden birisi tarafından bir ok atılmıştı.

Okçu, okunu EbuÂmir´in dizkapağına saplamıştı.

Hemen, Ebu Âmir´in yanına koştum.

Ona:

´Ey amca! Oku sana kim attı?´ diye sordum.

´İşte, ok atan katilim şudur!´ diyerek onu gösterdi.

Ben hemen katile doğru koştum ve yetiştim.

Katil, beni görünce, dönüp kaçmaya başladı. Ben de onun ardına düştüm.

Hem koşuyor, hem de:

´Sen kaçmaktan utanmıyor musun? Niçin durmuyorsun?´ diyerek bağırıyordum.

Adam, nihayet, kaçmaktan vazgeçti.

Her ikimiz kılıçlarımızla vuruşmaya başladık. En sonunda, ben onu öldürdüm.

Sonra, Ebu Âmir´in yanına gelip:

´Allah, adamını öldürdü!´ dedim.

Amcam, bana:

´Şu oku dizimden çek, çıkar!1 dedi.

Ben de oku hemen çıkardım.

Fakat, okun yerinden pek çok su boşandı.

Amcam hayatından umudunu kesti ve bana:

´Ey kardeşimin oğlu! Peygamber Aleyhisselama benden selam söyle! Benim için Allahtan mağfiret dilesin!´ dedi ve beni kendisinin yerine halkın üzerine kumandan tayin etti.[273]

Ebu Âmir sancağı Ebu Musa´ya verdi ve:

´Atımı, silahımı Peygamber Aleyhisselama teslim et1 dedi.[274]

Ebu Âmir, bir müddet sonra, şehit olarak vefat etti.[275]

Yüce Allah ondan razı olsun!

Ebu Musa el-Eş´arî, sancağı alınca, savaşmaya girişti.

Allah, fetih ve zaferi onun eliyle gerçekleştirdi. Evtas´ta toplanan halkı bozguna uğrattı.[276] Onlar, Evtas´tan Taife kaçtılar.[277]

Ebu Musa el-Eş´arî der ki:

"Evtas´tan dönüp Peygamber Aleyhisselamın huzuruna girdim.[278]

Ebu Âmir´in silahını, atını ve sair eşyasını da yanımda götürdüm.[279]

Resûlullah Aleyhisselam, o sırada, hasırdan örülmüş, üstüne şilte serilmiş bir somya üzerinde yatıy­ordu.

Hasırın örgüleri, kendisinin sırtına ve böğürlerine iz yapmıştı.[280]

Resûlullah Aleyhisselam, bayrağı benim elimde görünce:

´Ey Ebu Musa! Yoksa Ebu Âmir öldürüldü mü?´ diye sordu.[281]

Kendi haberimizi ve Ebu Âmir´in haberini ve:

´Resûlullah Aleyhisselam benim için Allah´tan mağfiret dilesin!´ dediğini arzettim.

Bunun üzerine, Resûlullah Aleyhisselam, abdest suyu isteyip abdest aldı.[282]

İki rekat namaz kıldı.[283]

Sonra, ellerini kaldırıp:

´Ey Allah´ım! Kulcağızın Ebu Âmir´i yarlığa!´ diyerek dua etti.

Dua ederken ellerini o kadar kaldırdı ki, koltuklarının beyazlığını gördüm!

Sonra:

´Ey Allah´ım! Onu, yarattığın insanlardan çoğuna, Kıyamet gününde mertebece üstün kıl![284] Cennette onu ümmetimin üstünlerinden eyle!´ diye dua etti.[285]

´Yâ Rasûlallah! Biliyorum ki; Yüce Allah Ebu Âmir´i muhakkak yarlıgamış, kendisi şehit olarak da öldürülmüştür.

Yâ Rasûlallah! Benim için de Allahtan mağfiret dile!´ dedim.

Bunun üzerine, Resûlullah Aleyhisselam:

´Ey Allah´ım! Abdullah b. Kays´ın günahını bağışla!

Kıyamet günü, onu da, girilecek üstün bir mertebeye girdir![286]

Onu da ümmetimin üstünlerinden eyle!´ diyerek dua etti ve Ebu Âmir´in terikesini oğluna vermemi bana emir buyurdu, verdim ."[287]



[264] Vâkıdî, Megâzî, c.3, s. 915, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c, 2, s. 151-152.

[265] Vâkıdî, c. 3, s. 915, İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 357.

[266] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 99.

[267] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 99, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 915.

[268] İbn İshak, İbn Hisam, c. 4, s. 99.

[269] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 99, Vâkıdî, c.3, s. 915.

[270] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 915.

[271] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 99-100, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâve, c. 4, s. 338.

[272] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 100.

[273] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 1 01-1 02, Taben, Târih, c. 3, s. 131.

[274] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 916.

[275] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 1 02.

[276] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 97, Vâkıdî, c. 3, s. 91 6, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 358.

[277] Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1, s. 365.

[278] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 1 02.

[279] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 916, İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 358.

[280] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 1 02.

[281] İbn Hacer, Fethu´l-bârf, c. 8, s. 35.

[282] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 1 02.

[283] Vâkıdı, Megâzî, c.3, s. 916.

[284] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 1 02.

[285] Vâkıdî, Megâzı, c. 3, s. 916, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 358.

[286] Buhârî, Sahîh.c. 5, s. 102.

[287] Vâkıdı, Megâzı, c. 3, s. 916.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 7/58-61.