sümeyra
Tue 27 December 2011, 04:22 pm GMT +0200
4112) '... Ebu Hüreyre (Radiyallahü anh)den
4112) '... Ebu Hüreyre (Radiyallahü anh)den; Şöyle demiştir:
Ben, ResuluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den şunu buyururken işittim
Dünya, mel'ûn (yâni Allah katında kabule şayan olmaktan, O'nun iltifatından uzak) dır. Dünyadaki şeyler de mel'ündur. Ancak Allah'ı anmak, Allah'ın sevdiği (veya Allah'ı anmaya yakın, uygun) şeyler, âlim ve ilim öğrenen (in dînî ilimlerle meşguliyetleri) bu hükmün dışındadır."[12]
İzahı
Bu hadisi Tirmizî ve Beyhakî de rivayet etmişlerdir.
Mel'ûn: La'netlenmiş, yâni Allah'ın rahmetinden uzak olan şey demektir. Burada Allah katında makbul olmayan, O'nun iltifat ve sevgisinden uzak olan, şey demektir.
Dünyadan maksad da insanı, Allah'ı anmaktan alıkoyan, Allah'tan uzaklaştıran şeylerdir. Dünyanın aldatıcı şeyleri, kulu yaratıcısından uzaklaştırdığı için Allah katında makbul ve sevimli sayılmamıştır,
Tuhfe yazarının beyânına göre el-Kari, el-Mirkat'ta: Bana öyle geliyor ki hadîsten şu mânâ kasdedilmiştir: Dünyada Allah'ı anmak, din âlimi ve dini ilimleri öğrenmeye çalışanlardan başka ne varsa hiç biri övgüye lâyık değildir, bilâkis aldatıcı olması hasebiyle ye-rilmiştir, der.
El-Münâvî'de: "Dünya melundur" cümlesi şöyle yorumlanır: Dünyanın aldatıcı şeyleri peygamber ve ermiş kullar tarafından terkedilmiştir, diyor.
Hadîsin; ........... cümlesi iki şekilde mânâlandırılabilir: Birincisi "Allah'ın sevdiği iyi işler", ikincisi "Allah'ı anmaya yakın, uygun şeyler". Tercemede bu duruma işaret edilmiştir.
Hülâsa: Dünya hayatında Allah'ı anmak, O'na kulluk ve ibâdet etmek, buna uygun söz, fiil, durum ve davranışlar ile dinî ilimlerle meşguliyetler dışında kalan ve insanı Allah'tan uzaklaştıran dünya cilveleri ve aldatıcı şeyler Allah nazarında makbul ve sevimli olmayıp bilâkis, menfurdur.
4112) '... Ebu Hüreyre (Radiyallahü anh)den; Şöyle demiştir:
Ben, ResuluIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den şunu buyururken işittim
Dünya, mel'ûn (yâni Allah katında kabule şayan olmaktan, O'nun iltifatından uzak) dır. Dünyadaki şeyler de mel'ündur. Ancak Allah'ı anmak, Allah'ın sevdiği (veya Allah'ı anmaya yakın, uygun) şeyler, âlim ve ilim öğrenen (in dînî ilimlerle meşguliyetleri) bu hükmün dışındadır."[12]
İzahı
Bu hadisi Tirmizî ve Beyhakî de rivayet etmişlerdir.
Mel'ûn: La'netlenmiş, yâni Allah'ın rahmetinden uzak olan şey demektir. Burada Allah katında makbul olmayan, O'nun iltifat ve sevgisinden uzak olan, şey demektir.
Dünyadan maksad da insanı, Allah'ı anmaktan alıkoyan, Allah'tan uzaklaştıran şeylerdir. Dünyanın aldatıcı şeyleri, kulu yaratıcısından uzaklaştırdığı için Allah katında makbul ve sevimli sayılmamıştır,
Tuhfe yazarının beyânına göre el-Kari, el-Mirkat'ta: Bana öyle geliyor ki hadîsten şu mânâ kasdedilmiştir: Dünyada Allah'ı anmak, din âlimi ve dini ilimleri öğrenmeye çalışanlardan başka ne varsa hiç biri övgüye lâyık değildir, bilâkis aldatıcı olması hasebiyle ye-rilmiştir, der.
El-Münâvî'de: "Dünya melundur" cümlesi şöyle yorumlanır: Dünyanın aldatıcı şeyleri peygamber ve ermiş kullar tarafından terkedilmiştir, diyor.
Hadîsin; ........... cümlesi iki şekilde mânâlandırılabilir: Birincisi "Allah'ın sevdiği iyi işler", ikincisi "Allah'ı anmaya yakın, uygun şeyler". Tercemede bu duruma işaret edilmiştir.
Hülâsa: Dünya hayatında Allah'ı anmak, O'na kulluk ve ibâdet etmek, buna uygun söz, fiil, durum ve davranışlar ile dinî ilimlerle meşguliyetler dışında kalan ve insanı Allah'tan uzaklaştıran dünya cilveleri ve aldatıcı şeyler Allah nazarında makbul ve sevimli olmayıp bilâkis, menfurdur.