- Ebeveyne saygıda kusur etmeyeceğiz

Adsense kodları


Ebeveyne saygıda kusur etmeyeceğiz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Wed 12 September 2012, 10:27 am GMT +0200
Ebeveyne saygıda kusur etmeyeceğiz


Ankara’dan Ahmet Yiğit: “Annem benimle konuşmuyor. Görüşmek istemiyor. Telefonlarıma cevap vermiyor. Suçumu ve kusurumu akrabalarım vâsıtasıyla soruyorum. Cevap alamıyorum. Biz nasıl barışacağız? Barışmadan ben veya annem ölürse sorumluluk kimde olur? Birbirimizin cenâzesine gitmemiz gerekir mi?”

Anne ve baba hakkı önemlidir. Evlât olarak—Allah için—dünyada en nâzik olacağımız insanların birincisi annemiz, ikincisi babamızdır. Onlar bize hangi tür haksızlık yapmış olurlarsa olsunlar; bizi ne tür bir muâmeleye tâbi tutmuş olurlarsa olsunlar; onlar tarafından en horlanan, en hakîr görülen, en sevilmeyen, en çok dışlanan ne kadar biz olursak olalım; onlara saygıda kusur etmeyeceğiz.

Şu hadisleri dikkatle inceleyelim:
*Enes (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Anne ve babasını râzı eden Allah’ı râzı etmiştir. Anne ve babasını kızdıran Allah’ı kızdırmıştır.” (1)
*Ebu Hüreyre (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Anne ve babasının ihtiyarlığına ulaştığı halde, onları râzı ederek Cennet’e giremeyen kimsenin burnu yerde sürünsün.” (2)
*Abdurrahman bin Semüre (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Akşam rüyâ-yı sâdıkada gördüm ki, ümmetimden bir adam vardı. Susuzluktan dili dışarıya sarkmış, soluyordu. Tuttuğu Ramazan orucu geldi ve ona su ikrâm etti. Ümmetimden bir adam gördüm ki, önü karanlık, arkası karanlık, sağı karanlık, solu karanlık, üstü karanlık, altı karanlıktı. Yaptığı hac ve umresi geldi ve onu bu karanlıklardan kurtardı. Ümmetimden bir adam gördüm ki, ölüm meleği ruhunu almak için gelmişti. Anne ve babasına yaptığı iyilikler geldi. Meleğin o anda ruhunu almasına mâni oldu. Ümmetimden bir adam gördüm ki, Mü’minlerle konuştuğu halde, onlar kendisiyle konuşmuyorlardı. Akrabalarıyla olan iyi ilişkileri geldi ve onlara hitâben, “Bu akrabalarına iyilik ederdi” dedi. Bunun üzerine onlar onunla konuştular. O da onlara karıştı.” (3)
*Hazret-i Âişe (ra) bildirmiştir. Allah Resûlü (asm) buyurdu ki: “Cennete girdim. Orada bir güzel okuma sesi işittim. “Bu okuyan kim?” diye sordum. “Hârise bin Nu’man” dediler. (Hârise bin Nu’man annesine ve babasına iyilikleri sebebiyle bu makama ulaşmıştır.) İşte anne-babaya yapılan iyilik böyledir. Kişiyi böyle yükseltir.” (4)
*Ebu Hüreyre (ra) anlatmıştır: Bir adam: “Yâ Resûlallah! Benim hısımlarım var. Ben onlara yaklaşıyorum, onlar benden uzaklaşıyorlar, benimle alakâlarını kesiyorlar. Ben onlara iyilik yapıyorum, onlar bana kötülük yapıyorlar. Ben onlara yumuşak davranıyorum, onlar bana kaba ve saygısız davranıyorlar” dedi.
Allah Resûlü (asm) buyurdu ki:
“Eğer dediğin gibiyse, sanki sen onlara sıcak kül yedirmişsin, öyle mi? Sen bu hal üzere devam ettikçe, onlara karşı Allah’ın rahmeti seninle berâber olur.” (5)
*Abdullah bin Amr (ra) bildirmiştir: Allah Resûlü (asm) buyurdu ki: “İyiliklerine karşılık akrabalarına iyilik yapmak ve ziyârette bulunmak kâmil bir yakınlık sayılmaz. Asıl kâmil yakınlık, kendisiyle yakınlık bağları koparılmak istendiği vakit, yakınlığını koparmamak ve onu devam ettirmektir.” (6)
Biz ilişkilerimizi koparmayacağız. Eğer uzaktaysak, telefonlaşmaktan çekinmeyeceğiz. Telefon da dâhil her türlü haberleşme araçlarıyla görüşmeye, aramaya, hal ve hatırını sormaya, bir ihtiyacı varsa elimizden geldiğince ilgilenmeye ve yardımcı olmaya devam edeceğiz; sırf Allah için, yalnız ve yalnız Allah için.
O bize olumlu cevap verirse ne âlâ! Eğer vermez ise, zâten biz Allah için hareket etmiyor muyduk? Zaten bizim kalbimiz Allah’a dönük değil mi? Zaten bizim muhatabımız bire bir Allah değil mi? O halde, bundan üzülmemize gerek yok; ancak annemiz için yine duâ edebiliriz. Onun lehine duâmızı artırabiliriz. Yine aramaya ve sormaya devam edeceğiz. Onun bize olumlu cevap vermesini beklemeyeceğiz artık. Hatâmız varsa helâlleşmeye bakacağız. Eğer helâl etmiyorsa, biz nezâketimizi ve saygımızı aslâ bozmayacağız. Suçumuz olmasa da, gönlünü almaya bakacağız. Telefonu yüzümüze kapadığında, hiç bozulmadan, biz yeniden açıp; “Anneciğim, seni seviyorum. Ellerinden öperim. Allah’a emânet ol” diyeceğiz ve telefonu nâzikâne kapatacağız. Yani annemize karşı âdetâ melekleşeceğiz.

Cenazesine tabiî ki gideceğiz. Onun da bizim cenâzemize gelmesini tabiî ki isteriz. Ancak biz onunla ilgili görevlerimizi aksatmayacağız; yalnız, yalnız ve yalnız Allah için.

Yukarıda zikredilen mükâfâtların ucuz olmadığını böylece bilfiil görmüş olacağız.

Dipnot:
1-Câmiü’s-Sağîr, 3/3553;
2-Tirmizî, Daavât, 109;
3-Câmiü’s-Sağîr, 2/1456;
4-A.g.e., 2/2159;
5-Riyâzu’s-Sâlihîn, 318;
6-A.g.e., 322.


SÜLEYMAN KÖSMENE

ceren
Wed 21 December 2016, 07:27 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Ebeveynlere saygi gosterip allah icin sevip saygi göstermeliyiz.Rabbim razi olsun paylasimdan...