sidretül münteha
Sat 1 January 2011, 08:31 pm GMT +0200
EBÛ ÜMÂME, ZEYD BİN SÛHÂN, FERVE BİN HUBEYRE, ABDULLAH BİN BÜSR, EL-HİRMÂS BİN ZİYÂD VE ES-SÂİB BİN YEZÎD'İN (R.A.) MENKIBELERİ
8956- Ebû Ümâme radiyallahu anh'daıı: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem beni Bâhüe'ye gönderdi. Vardığımda yemekteydiler. Büyük bir sevinç ve ilgi ile beni bu-
yur eltiler ve ikramda bulundular. 'Gel bizimle sen de ye!' dediler.
Dedim ki: 'Ben sizi bu yemekten alıkoymak için geldim. Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in elçisiyim. Ona iman etmeniz için geldim.' Beni yalanlayıp, azarladılar. Oysa ben hem açtım, hem de susuz. Sonra uyudum; rüyamda bana süt getirildi, İçtim, doydum ve kamım da şişti.
Topluluk dedi ki: 'Size eşrafınızdan ve büyüklerinizden bir adam geldi. Siz onu reddettiniz. Haydi gidin ona istediği yemeği ye-dirin ve su da içirin!'
Hemen bana yemek ve su getirdiler, ben de onlara şöyle dedim:
'Sizin ne yemeğinize ve ne de suyunuza ihtiyacım yoktur. Allah bana hem yedirdi, hem de içirdi. Halime dikkatle bakın!" Baktılar, karnımın şişkinliğini görünce, hayrete düştüler. İçlerinde tek kişi kalmamaksızm hepsi müslüman oldu."
ITaberûnî, Mu'cemu'l-Kebîr'de.]
8957- Ali radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Organları kendisinden önce cennete giden birini görmekten kim hoşlanırsa, Zeyd bin Sûllân'a baksın."
[Ebû Ya'lâ hafi bir senedle.]
8958- Ferve bin Hübeyre radiyallahu anh'dan:
"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip şöyle dedi: 'Bizim erkek ve kadın Rablerimiz vardı. Allah'ı bırakıp onlara tapıyorduk. Onlara dua ettik, cevap vermediler. Onlardan istedik bir şey vermediler. Sana geldik, hidayete erdik. Artık Allah'a ibadet ediyoruz.' Bunun üzerine şöyle buyurdu:
'Kendisine akü ve anlayış verilenler gerçekten felaha ermiştir.'
Dedi ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Giydiğin elbiselerden bana iki elbise giydir!' Bana onları giydirdi.
Sonra Arafat'ta vakfeye durunca, şöyle
dedi: 'Bana o söylediğin sözü tekrar et!' Ona tekrar etti. Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Kendisine akıl ve anlayış verilen kişi felaha ermiştir'."
[Taberânî, Mu' cemu' I-Kebîr'de ismi belirtilmeyen bir râvi kanalıyla.]
8959- Abdullah bin Büsr radiyallahu anh'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem elini başıma koyup şöyle dua etti: 'Bu çocuk bir asır yaşasın!'
O, gerçekten de yüz sene yaşadı. Yüzünde siğil vardı. Buyurdu ki: 'O yüzündeki siğil gidinceye dek ölmesin.' Gerçekten de yüzündeki siğil kaybolmadıkça Ölmedi."
[Taberânî, Mu'cemu'I-Kebîr'de ve Bezzâr.]
8960- el-Hirmâs bin Ziyâd radiyallahu anh'dan:
"Babam benimle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gitti ve dedi ki:
'Ey Allah'ın Resulü! Hem bana ve hem de çocuğuma dua et!' Bunun üzerine onun başını okşadı ve (babam) ona İslâm üzere biat etti." (Taberânî, Mu'cemu'I-Evsat'ta hafî bir senedle.]
8961- es-Sâib bin Yezîd'in mevlâsı Atâ'dan:
"Mevlam es-Sâib bin Yezîd'in sakalını beyaz, saçını ise siyahlaşmış bir halde gördüm. Dedim ki: 'Ey mevlâm! Neden saçın beyazlamadı?' Şu cevabı verdi: '-Saçım beyazlamaz. Çünkü ben çocuklarla o; narken Peygamber sallallahu aleyhi ve sellern yanımızdan geçti, selâm verdi, selâmını benden başka alan olmadı.
Bunun üzerine beni çağırıp ismimi sordu ben de: 'İsmim es-Sâib bin Yezîd bin Uhti'n-Nemr'dir' dedim. Bunun üzerine elini başıma koyup şöyle buyurdu: 'Allah seni mübarek kılsın!' Bu nedenle onun elinin değdiği yer beyazlamaz." [Taberanî.]
8956- Bunu Taberânî iki isnâdla tahrîc etti. Bunlardan birisinde yer alan Ebû Gâlib, rivayeti hasen kabul edilen bir râvidir (Mecma‘ Iî, 387).
8957- Heysemî, isnâdında tanımadığı bir râvi olduğunu söyler (Mecma‘ Iî, 398).
8958- İsmi belirsiz râvi dışında kalanlar güvenilir kimselerdir (Mecma‘ Iî, 401).
8959- Bezzâr'ın isnâdlarından birisinin râvileri, güvenilir birisi olan el-Hasan b. Eyyûb el-Hadremî dışında Sahîh ricâlindendir (Mecma‘ Iî, 405).
8960- Heysemî, isnâdında tanımadığı kişilerin bulunduğunu söylemiştir (Mecma‘ Iî, 408).
8961- Bu hadisin râvileri Mu'cemu'l-Kebîr'de Atâ b. es-Sâib dışında -ki güvenilir bir râvidir- Sahîh ricâlindendir. Mu'cem's-sağîr ve Mu'cemu'l-Evsat râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ Iî, 409).