sümeyra
Sun 11 December 2011, 11:12 am GMT +0200
4309)Ebû Saîd(-i Hudrî) (Radiyallâhü Anh)'den
4309) "... Ebû Saîd(-i Hudrî) (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallüahü Aleyhi ve Sellem) :
Ateş ehli olan (yâni ebedî olarak cehennemde kalacakları Kur'-ân'da bildirilen) cehennemliklere gelince, şüphesiz onlar ateşte ne ölürler ne de yaşarlar (yâni devamlı azabta olurlar). Lâkin günahları yüzünden veya hatâları sebebiyle kendilerine cehennem ateşi isabet eden bir takım insanlar da vardır ki ateş onları tam manâsıyla öldürür. Nihayet onlar (yanıp) kömür olunca onlar için şefâata izin verilir ve onlar guruplar hâlinde getirilip cennet nehirlerine dağıtılırlar. Sonra: (Cennet halkına hitaben) :
Ey Cennetlik olanlar! Şunların üzerine cennet nehirlerinin sularını dökünüz, denilir. Bunun üzerine (su dökülünce) onlar selin taşıdığı (çamur ve benzeri) kalıntıda olan tohum (hızla) bittiği gibi biti-verirler, buyurdu.
Bu buyruk üzerine cemaattan biri: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (sel durumlarını bilmesi açısından) çölde imiş gibidir, dedi."[173]
İzahı
Bu hadîsi B u h â r î İmân kitabı ile Rikak kitabında, M ü sl i m İmân kitabında rivayet etmişler. Ayrıca N e s â î de rivayet etmiştir.
Hadiste geçen bâzı kelimeleri açıklayalım: Fahm: Kömür demektir.
Dabâİr: Dıbâra veya Dabâra'nın çoğuludur. Lügat âlimleri Dabâir'in ayrı ayrı guruplar anlamını ifâde ettiğini söylemişler. Seylı Sel demektir.
Hamîlü's-Seyl: Selin taşıyıp götürdüğü ve belli bir noktada bıraktığı, çer çöp ve çamur gibi kalıntısı demektir.
N e v e v i bu hadîsin izahı bölümünde özetle şöyle der: Bu hadîsin açık mânâsı anladığım kadarıyla şöyledir: Cehennem ateşinin gerçek liyakatlisi ve ebedî müstahakkı olan kâfirler cehennemde ne ölürler (Çünkü ölürlerse azabın acısını duymacaklar) ne de yararlanabilecekleri ve istirahat edebilecekleri bir yaşayış bulabilirler. Nitekim Allah Teâlâ F a t ı r sûresinin 36. âyetinde kâfirler
hakkında; = "Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler, kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez." ve e \ - A' 1 â sûresinin 13. âyetinde yine kâfir kişi hakkında; = "Sonra orada ne ölecek ne de hayat bulacaktır" buyurmaktadır.
Zâten hak olan mezheb de budur. Yâni cennet halkı sonsuza dek ilâhî nimetlerden yararlanacaklar ve cehennemde ebedî kalacak olan kâfirler de sonsuza dek devamlı azab çekecekler.
Hadisin "Lâkin günahları yüzünden veya hatâları sebebiyle.." fıkrasının mânâsı da şudur: Günahkâr mü'minler Allah'ın dilediği sürece azab edildikten sonra cehennemde hakikaten ölürler ve artık azab acısını duymazlar. Sonra Allah'ın onlar için takdir buyurduğu süre tamamlanınca kömür hâline gelmiş olan cesetleri cehennemden çıkarılıp guruplar hâlinde cennet nehirlerine götürülürler ve hayat suyu onların üzerine dökülür. Bunun üzerine selin kalıntısı durumundaki çamurdan tohumun çarçabuk filizlenip bittiği gibi onların cesedlerı de neşvü nema bulur ve normal güce sahip olduktan sonra cennetteki yerlerine intikal ederler. Hadisin zahir olan mânâsı budur.
Cehennemde azab edilen mü'minlerin ölümü ile ilgili cümlenin iki şekilde yorumlandığını nakleden Kadı I y â z yukarda belirttiğim şeklin yanında şunu da belirtir: Bundan maksad şu olabilir: Yâni cehennemde azab edilen mü'minler, bir süre sonra azab acısını duymayacak hâle gelecek veya acısı çok hafifliyecek ve böylece ölü gibi olacaktır.
Tercih edilen yorum yukarda verdiğim ilk yorumdur.
Sindi ise bu hadisin izahı bölümünde şöyle der: Bu hadis, cehenneme giren mü'minlerin ateşte kömür hâline gelinceye kadar azab duyacaklarına delâlet eder. Şu halde bundan sonra orada kalacakları sürece azab acısını duymazlar ve süreleri tamamlanınca cehennemden çıkarılıp cennete götürülürler. S i n d î' nin yorumu günahkâr mü'minler lehinde olup bir müjde mâhiyetini taşıyor. Allah en iyi bilendir.
4309) "... Ebû Saîd(-i Hudrî) (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallüahü Aleyhi ve Sellem) :
Ateş ehli olan (yâni ebedî olarak cehennemde kalacakları Kur'-ân'da bildirilen) cehennemliklere gelince, şüphesiz onlar ateşte ne ölürler ne de yaşarlar (yâni devamlı azabta olurlar). Lâkin günahları yüzünden veya hatâları sebebiyle kendilerine cehennem ateşi isabet eden bir takım insanlar da vardır ki ateş onları tam manâsıyla öldürür. Nihayet onlar (yanıp) kömür olunca onlar için şefâata izin verilir ve onlar guruplar hâlinde getirilip cennet nehirlerine dağıtılırlar. Sonra: (Cennet halkına hitaben) :
Ey Cennetlik olanlar! Şunların üzerine cennet nehirlerinin sularını dökünüz, denilir. Bunun üzerine (su dökülünce) onlar selin taşıdığı (çamur ve benzeri) kalıntıda olan tohum (hızla) bittiği gibi biti-verirler, buyurdu.
Bu buyruk üzerine cemaattan biri: Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (sel durumlarını bilmesi açısından) çölde imiş gibidir, dedi."[173]
İzahı
Bu hadîsi B u h â r î İmân kitabı ile Rikak kitabında, M ü sl i m İmân kitabında rivayet etmişler. Ayrıca N e s â î de rivayet etmiştir.
Hadiste geçen bâzı kelimeleri açıklayalım: Fahm: Kömür demektir.
Dabâİr: Dıbâra veya Dabâra'nın çoğuludur. Lügat âlimleri Dabâir'in ayrı ayrı guruplar anlamını ifâde ettiğini söylemişler. Seylı Sel demektir.
Hamîlü's-Seyl: Selin taşıyıp götürdüğü ve belli bir noktada bıraktığı, çer çöp ve çamur gibi kalıntısı demektir.
N e v e v i bu hadîsin izahı bölümünde özetle şöyle der: Bu hadîsin açık mânâsı anladığım kadarıyla şöyledir: Cehennem ateşinin gerçek liyakatlisi ve ebedî müstahakkı olan kâfirler cehennemde ne ölürler (Çünkü ölürlerse azabın acısını duymacaklar) ne de yararlanabilecekleri ve istirahat edebilecekleri bir yaşayış bulabilirler. Nitekim Allah Teâlâ F a t ı r sûresinin 36. âyetinde kâfirler
hakkında; = "Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler, kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez." ve e \ - A' 1 â sûresinin 13. âyetinde yine kâfir kişi hakkında; = "Sonra orada ne ölecek ne de hayat bulacaktır" buyurmaktadır.
Zâten hak olan mezheb de budur. Yâni cennet halkı sonsuza dek ilâhî nimetlerden yararlanacaklar ve cehennemde ebedî kalacak olan kâfirler de sonsuza dek devamlı azab çekecekler.
Hadisin "Lâkin günahları yüzünden veya hatâları sebebiyle.." fıkrasının mânâsı da şudur: Günahkâr mü'minler Allah'ın dilediği sürece azab edildikten sonra cehennemde hakikaten ölürler ve artık azab acısını duymazlar. Sonra Allah'ın onlar için takdir buyurduğu süre tamamlanınca kömür hâline gelmiş olan cesetleri cehennemden çıkarılıp guruplar hâlinde cennet nehirlerine götürülürler ve hayat suyu onların üzerine dökülür. Bunun üzerine selin kalıntısı durumundaki çamurdan tohumun çarçabuk filizlenip bittiği gibi onların cesedlerı de neşvü nema bulur ve normal güce sahip olduktan sonra cennetteki yerlerine intikal ederler. Hadisin zahir olan mânâsı budur.
Cehennemde azab edilen mü'minlerin ölümü ile ilgili cümlenin iki şekilde yorumlandığını nakleden Kadı I y â z yukarda belirttiğim şeklin yanında şunu da belirtir: Bundan maksad şu olabilir: Yâni cehennemde azab edilen mü'minler, bir süre sonra azab acısını duymayacak hâle gelecek veya acısı çok hafifliyecek ve böylece ölü gibi olacaktır.
Tercih edilen yorum yukarda verdiğim ilk yorumdur.
Sindi ise bu hadisin izahı bölümünde şöyle der: Bu hadis, cehenneme giren mü'minlerin ateşte kömür hâline gelinceye kadar azab duyacaklarına delâlet eder. Şu halde bundan sonra orada kalacakları sürece azab acısını duymazlar ve süreleri tamamlanınca cehennemden çıkarılıp cennete götürülürler. S i n d î' nin yorumu günahkâr mü'minler lehinde olup bir müjde mâhiyetini taşıyor. Allah en iyi bilendir.