seymanur K
Tue 6 September 2011, 03:58 pm GMT +0200
Duyularla İlgili Hükümler
Duyular beş çeşittir:
1- Görme duyusu. Görme duyusuyla ilgili vacip, müstehap, haram, mekruh ve mubah olan hükümler vardır.
Vacip olan hükümler: Allah yolunda din ve vatan için nöbet tutup gözcülük yapma, bir şeyi gözetleyip kollaması için ücretle çalıştırılan kimsenin bunu hakkıyla yapması, bir şey gözetip kollamak üzere kendisine emanet edilen kimsenin bunu hakkıyla yapması, davalarda bazı hakların düşmesi veya sabit olması için şahitlerin ilgili şeye bakması, hakimlerin gerektiğinde lehine ve aleyhine hüküm verilen kimselerle hakkında hüküm verilen nesneye bakması, okunması vacip olan mektup vb. şeylere bakma.
Müstehap olan hükümler: Kabe'ye bakma, Kur'ana bakma, okumak üzere ilmî eserlere bakma, dinî hutbeleri okuyan kimselere bakma, kendilerine soru sorulup cevap alman muhataba bakma, Allah'ın kudret irade ve hikmetinin mükemmelliğini tefekkür için yaratılmışlara bakma, ibret ve ders almak için yıkılan evlere bakma.
Haram olan hükümler: kadınların cinsel organlarına, avret mahallerine, genç ve yabancı kadın gibi insanın şehvetini uyandıran resimlere bakma.
Mekruh olan hükümler: insanın kendi cinsel uzvuna bakması, cariye ve hanımının cinsel uzvuna bakması.
Mubah olan hükümler: kişinin hanımına, cariyesine> şehir, ağaç, nehirlerden oluşan güzel manzaralara bakması gibi yukarıdaki dört hükmün dışında kalan her şeye bakma.
2- işitme duyusu. îşitme duyusuyla ilgili vacip, müstehap, haram, mekruh ve mubah hükümler vardır:
Vacip olan hükümler: vacip olan hutbeleri dinleme, iyilikleri emredip kötülüklerden sakındıran sözleri dinleme, öğrenilmesi vacip olan. hükıim ve fetvaları dinleme, hakimlerin dava, delil, ikrar ve şahitleri dinlemesi, şahitlik yapacak kimselerin ikrar ve ilgili tasarrufa dair ifadeleri dinlemesi- gibi dinlenilmesi vacip olan şeyler.
Müstehap olan hükümler: Kur'an dinleme, ezan dinleme, ehil olan kim senin Allah'a övgü içeren sözlerini dinleme, bayram namazı ve güneş ile ay tutulması namazlarının hutbeleri gibi mendup olan hutbelere kulak verme.
Haram olan hükümler: inkar, hiciv, iftira içeren sözleri dinleme, bir kavim hakkında söylenip onların hoşuna gitmeyen şeylere kulak verme, haram olan müzik aletlerini dinleme, insanı etkileyen kadın sesi dinleme.
Mekruh olan hükümler: mekruh olan müzik aletlerini dinleme, dinin ke--ih gördüğü her türlü sözü dinleme.
Mubah olan hükümler: mubah olan her sözü veya güzel kuş sesi, ilahi, narş gibi mubah olup insanı coşturan her türlü sesi dinleme.
3- Koklama duyusu, koklama duyusuyla da ilgili vacip, müstehap, ha-am, mekruh ve mubah hükümler vardır:
Vacip olan hükümler: hakimin gerekli olan şeyleri koklaması, herhangi nr nesnenin kokusuyla ilgili davalılar arasında ihtilaf meydana geldiğinde lakimin bizzat ilgili nesneyi koklaması ya da şahitlerin hakimin emriyle o îesneyi koklamaları. Böylece ilgili nesne kusur muhayyerliğine binaen iade edilir veya kusur müşterinin yanında meydana gelmişse iade etme talebi eddedilir.
Müstehap olan hükümler: hasta olan kimsenin kendisine şifa olacak şey-sri koklaması. Cemaate, Cuma ve bayram namazına giderken ve ihramdan çıktıktan sonra güzel koku sürünmenin iki maslahatı vardır. Biri kokuyu sürünen kimseye diğeri onuri yanma yaklaşan kimseleredir.
Haram olan hükümler: ihramlıyken güzel koku koklama, güzel ve yabancı kadınların güzel kokularım koklama.
Mekruh olan hükümler: sağlığa, duyu organlarına, bedene zarar veren kötü kokuları koklama.
Mubah olan hükümler: çiçek ve sair güzel kokulu şeyler koklama.
Bir kimse şahsına ait olmayan bir şeyi koklarsa, mesela devlet başkanı halka ait güzel bir şeyi koklarsa, onun bu hareketiyle ilgili şeyde bir zarar, eksilme meydana gelmezse bunda bir sakınca yoktur. Ancak bazı büyük zatlar, güzel kokudan sadece kokusuyla faydalanılır, diyerek bundan sakınmış-lardır. Bunun takva gereği sakınılması gereken bir şey olduğu tartışmaya açıktır. Çünkü koklanması onda ne bir kusur ne de noksanlığa sebep olur. Bir şeyin koklanması, ona bakmak gibi bir şeydir. Elin bir şeyin üzerine konulması ise farklıdır.
Bir kimse başkalarına ait bahçe oda ve evlere baksa bundan men edilmez. Ancak zenginlerin mallarına bakma suretiyle fitne meydana gelmesinden korkulursa menedilir. Nitekim Alemlerin Rabbi Efendimiz (sav)'e şöyle demiştir: "Onlardan bazı zümrelere verdiğimiz dünya hayatının süslerine gözlerini dikme"[111]
Yine bir kimse başkasına ait duvara dokunursa bundan menedilmez. Hatta başkasına ait duvara yaslanması bile caizdir. Aynı şekilde güzel koku sürünmüş birinin yanma gittiğinde, ya da yanma böyle biri geldiğinde onun güzel kokusunu koklama hususunda Örfen izin vardır. Yaslanmanın duvara hiçbir zarar vermeyeceği açık olduğu halde bir kimsenin, duvarına yaslanan şahsı bundan menedip edemeyeceği hususunda ihtilaf edilmiştir. Güzel kokunun koklanmasıyla herhangi bir zararın gelmeyeceği açıktır.
Takva gereği sakınılmasın! gerekli görmediğim şeylerden bir tanesi de şudur: Zalim bir kimsenin taşıdığı sırif itelal olan bir yiyeceği yeme, özellikle düğün ziyafetleri gibi dinin mendup gördüğü yemekleri yeme. Çünkü hem vasfı hem de sebebi açısından helal olan bir şeyden, dinin benzerlerine itibar etmediği vesvese ve vehimlerden ötürü uzak durmanın bir anlamı yoktur. Kafirler Mekke ve Medine'ye yiyecekler getiriyordu. Ne Allah Resulü ne de ashabından biri o hayatta iken veya öldükten sonra böyle bir yiyecekten uzak durmamıştır. Üstelik o dönemde de müslümanların getirdiği bir çok yiyecek vardı. Çünkü takva, bizzat kendisi veya mülk edinme yolu ya da onunla birlikte bulunan bir vasıf sebebiyle kesin olarak haram veya mekruh olan şeylerden sakınmaya mahsustur. Bir şey hem mülk edinme yolu hem de vasıfları itibariyle helal ise ve haram olan şeylerden farklı olduğu belliyse ondan sakınmanın bir anlamı yoktur.
4- Tat alma duyusu: Haranı ve mekruh olan yiyeceklerin tadına bakılma-malıdır. Yenilmesi ve dolayısıyla tadına bakılması mendup olan yiyeceklerin tadına bakılabilir. Mesela kardeşlerin kalbini birbirine yakınlaştırması hasebiyle davetlerde ikram edilen yemekler yenilmelidir. Satılan yiyeceğin tadı hususunda ihtilaf vaki olunca hakim ve şahitlerin ilgili yemeğin tadına bakması vacip olur.
5- Dokunma duyusu: Dokunma duyusuyla ilgili vacip, müstehap, haram, mekruh ve mubah hükümler vardır.
Vacip olan hükümler: yüzün secde edilen yere değdirilmesi.
Müstehap olan hükümler: secde edilen yere burun ve avuç içleriyle dokunma, Kabe'nin duvarlarına el sürme, Hacer-i esvedî öpme, ana baba ile veli ve alimlerin elini öpme, mümin bir kardeşle karşılaşınca tokalaşip sarılma.
Haram olan hükümler: yabancı birisinin avret mahalline dokunma, yabancı kadınların avret mahallerinden çıkan şeylere dokunma, fitne olması endişesi olduğunda güzel bir gence dokunma, ihramlıyken karı kocanın şehvetle birbirine dokunması.
Mekruh olan hükümler: sağ elle cinsel uzva dokunma, orucun bozulmasından endişe edilmesi halinde cariye ve hanımlara dokunma, onları öpme. Hatta bunun haram olduğunu söyleyenler de vardır.
Mubah olan hükümler: dinin dokunmayı caiz gördüğü hanım, cariye ve muhtelif eşyalara dokunma.
Duyularla ilgili hükümlerin çoğu, üzerine maslahat ve mefsedet terettüp eden şeylere götüren vesilelerdendir. Halbuki kalb ve sair organlarla ilgili hükümlerin çoğu maslahatın elde edilmesi ve mefsedetin izalesine yönelik gayelerdendir.
[111] Taha