- Düşünce Planında Düzeltmek

Adsense kodları


Düşünce Planında Düzeltmek

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Mon 4 October 2010, 12:02 am GMT +0200
II. Çocuğun Hatasını Önce Düşünce Sonra Uygulama Planında Düzeltmek:


Kuşkusuz, hatayı temelden kaldırmak eğitimde büyük bir başarı sayılır. Herhangi bir hatanın mahiyetini araştırdığımızda, onun teme­linde üç sebep görürüz. Düşünce planında görürüz. Çünkü çocuk o işte sağlam bir fikre sahip değildir ve buna bağlı olarak da yanılır. Uygula­ma planında görürüz, çünkü çocuk o işin acemisidir ve daha önce onun bir örneğini görmemiştir. Bundan dolayı da yanlış harekette bulunur. Hatanın kaynağı konusunda gördüğümüz üçüncü sebep ise, çocuğun bizzat kendi yapısıdır. Mesela inatçı tavrını sürdürür ve buna bağlı ola­rak da hatada ısrar eder. Bu yüzden hatanın temel sebebini tesbit et­mek, onun ortadan kaldırılmasını büyük çapta kolaylaştıracak ve çocuğun düzeltilmesini sağlayacaktır.[755]

 


A. Düşünce Planında Düzeltmek:



Şüphesiz diğer canlı varlıklar gibi, çocuğun da bilmedikleri bildik­lerinden çoktur, işin doğrusunu öğrenen, bilgili ye bilinçli olarak bir şey yapan çocuk güvenli yolda yürümüş ve işini başarmış olur. İnsan, bil­mediği şeyin düşmanıdır. Bundan dolayı, yanlışlar karşısında doğruyu öğretmek, çocuğun düzeltilmesinde atılması gereken ilk ve en önemli adım olmalıdır. Peygamber (s.a.v.), yanılmaları halinde çocukların düşünce yapılarını düzeltirdi. Bunu yaparken de insan fıtratına hoş ge­len çeşitli usûller tatbik eder; şefkat, merhamet ve yumuşaklıkla muamele ederdi.

Farslardan bir azadlı olan Ebû Ukbe (r.a.) anlatıyor:

Ben Peygamber (s.a.v.) ile birlikte Uhud savaşına katıldım. Derk­en müşriklerden bir adamı vurdum ve:

"Bu darbeyi benden al, ben Fârisî gencim" dedim. Çok geçmeden bu olay Peygamber'e (s.a.v.) ulaştı. Bunun üzerine o bana: "Bu darbeyi benden al, ben ensârî gencim, deseydin (daha iyi olurdu)!" buyurdu.[756]

Görüldüğü üzere, savaşın ortasında bile Rasûlüllah (s.a.v.) o par­lak, tatlı ve yumuşak üslubuyla çocukların hatalarını anında düzeltiyor ve onları eğitiyordu.

Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) Ali'nin oğlu Hasan (r.a.) sadaka hurmasından bir hurma alıp ağzına koymuştu. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.), çocuğun, ağzındaki hur­mayı dışarı atması için "kaka, kaka, onu at!" dedi ve sonra da "sen bi­zim sadaka yemediğimizi bilmiyor muydun?" buyurdu.[757]

Bu hadisiyle Rasûlüllah (s.a.v.) kullandığı "kaka, kaka" kelime­siyle hoş bir caydırma usûlü göstermiş, sonra da çocuğun yememesinin hurmanın helal olmamasının sebebini "sen bizim sadaka yemedîgimızi bilmiyor muydun?" diyerek açıklamak suretiyle onun düşünce hayatında etkili olacak önemli ve genel bir kaide ortaya koymuştur.

Şu hadisler de, Peygamberimizin (s.a.v.) şefkat ve merhamet dolu güzel bir üslupla çocuklara seslendiğini ve onların yanlışlarını düzelttiğini gösteren örneklerdir:

Enes (r.a.) anlatıyor:

(Bir yolculuk esnasında anam) Ümmü Süleym, diğer kadınlarla birlikte yolcuların yük ve ağırlıkları içinde bulunuyordu. Peygamber'in (s.a.v.) hizmetçisi Enceşe de onlann bindikleri develeri hızlı sürüyordu. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.):

"Ey Enceş! (Yavaş ol!) Cam şişeleri gibi (nazik) olan kadınları daha ağır götür! " buyurdu.[758]

Peygamber (s.a.v.) Arafat vakfesinde Ibn Abbâs'a: "Bırak ey çocukl Çünkü bu Arafa öyle bir gündür ki, bu günde gözünü (günaha bakmaktan) muhafaza eden kimsenin günahları bağışlanır" buyurdu.[759]

Ümmü Seleme anlatıyor: Peygamber (s.a.v.) adı Eflah olan bir çocuk gördü. Secdeye vardığında çocuk (alnı toz olmasın diye toprağı) üflüyordu. Rasûlüllah (s.a.v.) ona: "Ey Eflah! Yüzünü toprağa koy!" bu­yurdu.[760]

Çocukların yanlış fikirlerini düzelterek onlara istikamet ka­zandırma konusunda ashab-ı kiram da Rasûlüllah'ın (s.a.v.) yolunu izle­miştir. İşte, kerimesinin (kızının) yanlış düşüncesini düzelten Enes...

Sabit el-Bunânî anlatıyor: Ben Enes'in yanında idim. Bir kızı da yanında bulunuyordu. Enes dedi ki: Bir kadın (evlenmek için) nefsini arzetmek üzere Rasûlüllah'ın (s.a.v.) huzuruna gelerek:

"Yâ Rasulüllahü (Nikahlanmak üzere) bana bir ihtiyacın var mı? " dedi. Bunu duyan Enes'in kızı:

" (Babacığım!) Bu ne hayası az kadınmış! Vay bu ne ayıp şey, vay bu ne ayıp şey! " dedi. Enes:

" (Kızım öyle deme!) O kadın senden hayırlıdır.  Çünkü o, Rasûlüllah'ın (s.a.v.) risalet şerefine rağbet ederek (onun aile efradı arasına girmek üzere) kendisini arzetmiştir, " dedi.[761]

Abdullah b. Ömer de, çocuklara Peygamber'in (s.a.v.) hadislerini hatırlatmak suretiyle onlann hatalarını düzeltmiştir. O, Kureyş'ten bir kaç gence rastlamıştı. Bunlar bir kuşu (veya tavuğu) hedef dikmişler, ve ona ok atıyorlardı. Hedefe isabet etmeyen her oku kuşun (veya tavuğun) sahibine veriyorlardı. Onlar Ibn Ömer'i görünce hemen dağıldılar. Bu­nun üzerine Ibn Ömer:

"Bunu kim yaptı? Bunu yapana Allah lanet etsin. Rasûlüllah (s.a.v.) "İçinde can olan bir şeyi (nişan alarak) hedef edinen kimseye la­net etmiştir" dedi.[762]

Bir başka sahâbî de çocuğunun namazı için ikaz ve irşadda bulun­muştur.

Abdullah b. Muğaffel'in oğlu anlatıyor: Babam, namaz kılarken be­nim "Bismillahirrahmanirrahim" dediğimi işitmişti. Bunun üzerine bana:

"Yavrucuğum! Bu bidattir, bidattan sakın!" dedi. Rasûlüllah'ın (a.a.v.) ashabı içinde, kendisine bidattan daha sevimsiz gelen bir kim­seyi görmedim. Ben, Peygamber (s.a.v.), Ebû Bekir, Ömer ve Osman ile namaz kıldım. Hiçbirinin besmeleyi (açık ve sesli) söylediğini duy­madım. Sen de söyleme. Namaz kılacağında "el-Hamdü lillahi Rabbi'l-âlemin" de!"[763]

Bütün bu rivayetler, düşünce planında çocuğun hatalarını düzeltmenin ve ona istikamet kazandırmanın önemini açıkça ortaya koymaktadır.[764