sumeyye
Sat 19 March 2011, 02:27 pm GMT +0200
Düşmanın Antlaşmayı Bozması:
Antlaşmadan sonra düşman hıyanete başlar ve devlet reisleri de bu durumu biliyorsa; antlaşmanın bozulduğu bildirilmeden onlarla savaşılır: Çünkü onlar devlet reislerinin iradesiyle ahdi bozmuşlardır. Ama devlet reislerinin emri olmadan onlardan bir grup ülkemize girip yol keserlerse; bu düşman milletinin tamamının ahdi bozması sayılmaz. Çünkü bu fiil, devlet reislerinin izni olmadan yapılmıştır. Sadece bu grup ahdi bozduğu için, bunlar öldürülürler. [32]
Mal Alıp Vererek Düşmanla Sulh:
Müslümanların faydasına olacaksa ve onların da mala ihtiyaçları varsa; mal ve diğer şeyler karşılığında düşmanla sulh etmek caizdir. Muhasaradan evvel, meselâ elçi göndererek düşmandan alınan mallar cizye gibidir. Bu mal beşe bölünmez. Çünkü bu ehl-i harbin malı olup, savaş olmaksızın bizim tarafımızca elde edilmiştir. Muhasaradan sonra alınanlar ise, beşte biri devlet reisi tarafından alınıp kalanı askerlere taksim edilir. Bu asker kuvvetiyle elde edildiğinden, ganimet hükmündedir. [33]
[32] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/50.
[33] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 4/50.