- Duserek mi yukselerek mi yasiyoruz

Adsense kodlarý


Duserek mi yukselerek mi yasiyoruz

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 31 May 2010, 08:30 am GMT +0200
Duserek mi, yukselerek mi yasiyoruz?



- Icinde bulundugumuz su devrede gunluk manevi hayatimizi yukselerek mi yasiyoruz, yoksa dususe gecerek mi acaba?

‘Bunu anlamak mumkun mu?’ diyebilirsiniz Maneviyat buyuklerinin yaptiklari degerlendirmelere bakinca boyle bir tespitin mumkun oldugunu gormekteyiz Dinî hayatinizda yukselme mi var, yoksa dusus mu Tekamul mu soz konusu, yoksa tesaful mu? Anlamak kabil diye dusunmekteyim

Buyukler diyorlar ki :

- Islediginiz sevaplardan ciddi sekilde seviniyor, maruz kaldiginiz gunahlardan da ayni ciddiyette uzuluyorsaniz manevi hayatinizda dusus yok, demektir

Boyle degil de durum bunun tam aksine ise, yani :

- Isledigi sevaptan ciddi sekilde sevinmiyor, maruz kaldigi gunahtan da ayni ciddiyette uzulmuyorsa insan, onda dusus baslamis, irtifa kaybederek yasiyor demektir Cunku, sevabindan dolayi sevinmek, gunahindan dolayi da uzulmek imanin ozelligindendir Bu ozelligini koruyan kimse, kendisini sevindirecek sevaplari yapmaya istek duyacak, uzecek gunahlardan da uzak kalmaya gayret gosterecektirKaybetmedigi uzulme ve sevinme duygusu, ona bu azmi ve gayreti verecektir Hep yukselerek devam edecektir

Dusus ne zaman baslar?

- Isledigi gunahtan dolayi ciddi bir uzuntu duymuyor, tevbe istigfara gerek gormuyor, sevaptan dolayi da mutluluk hissetmiyor, sukur duygusuna girmiyor Nerede ise, benden adam olmaz, diyerek gunahla sevap nazarinda esit hale geliyor Boyle umitsiz hallerde hizli sekilde irtifa kaybi baslamis demektir Bu dususun sonu nereye kadar iner kestirilemez Cunku onu dususten caydiracak vicdan sizisi, pismanlik duygusu yok olmustur ic dunyasinda

Bu meselenin uzerinde cok duran maneviyat alimleri konuyu soyle ozetliyorlar :

- Islediginiz sevaptan ne kadar seviniyorsaniz o kadar muminsiniz, ir tikap ettiginiz gunahlardan da ne kadar pismanlik hissediyorsaniz o kadar Musluman’siniz! Meselenin ozu budur
Nitekim bir adam Rasűlullah Efendimiz’e (aleyhissalâtu vesselâm) gelerek gunahlar karsisinda irkilme, sevaplar karsisinda da sevinme hissini sormus Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) aciklamasi ise su mealde olmustur :

- Imani kuvvetli mumin gunahini uzerine yikilacak dag gibi buyuk gorur, hep tevbe, istigfar halinde olur Imani zayif kimse ise gunahlarini burnu ucuna konmus sinek gibi basite alir, tevbe istigfar geregi duymaz!

Isterseniz bu onemli konuyu bize bakan yaniyla soyle baglayalim :

- Mumkun oldukca hayatimizda bizi sevindirecek sevabi cogaltmali, yine mumkun oldukca bizi uzecek gunahi da azaltmali, hatta gunahimizi uzerimize yikilacak dag gibi buyuk gormeli, hep vicdan azabi cekmeliyiz Neden boyle olmaliyiz? Cunku sevabindan sevinen insan, kendisini sevindiren seyi eninde sonunda daha cok yapmaya yonelir Gunahindan uzulen insan da, kendisini uzen seyi eninde sonunda hic yapmama geregi duyar Boylece bu duygular, insanin manevi hayatini dususten kurtarir, yukselmesine sebep olur Yeter ki imanin isareti olan sevabindan sevinip gunahindan uzulme ozelligini kaybetmesin
- Icinde bulundugumuz su devrede gunluk manevi hayatimizi yukselerek mi yasiyoruz, yoksa dususe gecerek mi acaba?

‘Bunu anlamak mumkun mu?’ diyebilirsiniz Maneviyat buyuklerinin yaptiklari degerlendirmelere bakinca boyle bir tespitin mumkun oldugunu gormekteyiz Dinî hayatinizda yukselme mi var, yoksa dusus mu Tekamul mu soz konusu, yoksa tesaful mu? Anlamak kabil diye dusunmekteyim

Buyukler diyorlar ki :

- Islediginiz sevaplardan ciddi sekilde seviniyor, maruz kaldiginiz gunahlardan da ayni ciddiyette uzuluyorsaniz manevi hayatinizda dusus yok, demektir

Boyle degil de durum bunun tam aksine ise, yani :

- Isledigi sevaptan ciddi sekilde sevinmiyor, maruz kaldigi gunahtan da ayni ciddiyette uzulmuyorsa insan, onda dusus baslamis, irtifa kaybederek yasiyor demektir Cunku, sevabindan dolayi sevinmek, gunahindan dolayi da uzulmek imanin ozelligindendir Bu ozelligini koruyan kimse, kendisini sevindirecek sevaplari yapmaya istek duyacak, uzecek gunahlardan da uzak kalmaya gayret gosterecektirKaybetmedigi uzulme ve sevinme duygusu, ona bu azmi ve gayreti verecektir Hep yukselerek devam edecektir

Dusus ne zaman baslar?

- Isledigi gunahtan dolayi ciddi bir uzuntu duymuyor, tevbe istigfara gerek gormuyor, sevaptan dolayi da mutluluk hissetmiyor, sukur duygusuna girmiyor Nerede ise, benden adam olmaz, diyerek gunahla sevap nazarinda esit hale geliyor Boyle umitsiz hallerde hizli sekilde irtifa kaybi baslamis demektir Bu dususun sonu nereye kadar iner kestirilemez Cunku onu dususten caydiracak vicdan sizisi, pismanlik duygusu yok olmustur ic dunyasinda

Bu meselenin uzerinde cok duran maneviyat alimleri konuyu soyle ozetliyorlar :

- Islediginiz sevaptan ne kadar seviniyorsaniz o kadar muminsiniz, ir tikap ettiginiz gunahlardan da ne kadar pismanlik hissediyorsaniz o kadar Musluman’siniz! Meselenin ozu budur
Nitekim bir adam Rasűlullah Efendimiz’e (aleyhissalâtu vesselâm) gelerek gunahlar karsisinda irkilme, sevaplar karsisinda da sevinme hissini sormus Efendimiz’in (aleyhissalâtu vesselâm) aciklamasi ise su mealde olmustur :

- Imani kuvvetli mumin gunahini uzerine yikilacak dag gibi buyuk gorur, hep tevbe, istigfar halinde olur Imani zayif kimse ise gunahlarini burnu ucuna konmus sinek gibi basite alir, tevbe istigfar geregi duymaz!

Isterseniz bu onemli konuyu bize bakan yaniyla soyle baglayalim :

- Mumkun oldukca hayatimizda bizi sevindirecek sevabi cogaltmali, yine mumkun oldukca bizi uzecek gunahi da azaltmali, hatta gunahimizi uzerimize yikilacak dag gibi buyuk gormeli, hep vicdan azabi cekmeliyiz Neden boyle olmaliyiz? Cunku sevabindan sevinen insan, kendisini sevindiren seyi eninde sonunda daha cok yapmaya yonelir Gunahindan uzulen insan da, kendisini uzen seyi eninde sonunda hic yapmama geregi duyar Boylece bu duygular, insanin manevi hayatini dususten kurtarir, yukselmesine sebep olur Yeter ki imanin isareti olan sevabindan sevinip gunahindan uzulme ozelligini kaybetmesin

 

ALINTI