- Dürüst İlişkiler

Adsense kodları


Dürüst İlişkiler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Thu 26 July 2012, 12:12 pm GMT +0200
Dürüst İlişkiler

Hz. Peygamber insanlarla olan münasebet ve işlerinde son derece dürüst ve âdil idi. Bu hu­susta hiçbir vakit kendisine yönelik bir şikâyet vâki olmamıştır. Alışverişlerinde çok cömertti; bu yüzden de daima borç içinde bu­lunurdu. Öyle ki vefatına yakın zamanda zırhı bir Yahudinin elinde rehindi. Hz. Peygamber ile iş ilişkisinde veya alış-verişte bulunmuş olan herkes onun dürüst ticaretini överdi. Bu yüzden Küreydiler arasında Sâdık ve Emin olarak anılıyordu.

Bir defasında bir adamdan biraz hurma ödünç almıştı. Birkaç gün sonra adam hurmalarını istemeye geldi. Hz. Peygamber ensardan birine borcunu ödemesini söyledi. Ensarînin adama verdiği hurmalar evvelkiler kadar iyi değildi bu sebeple adam hurmaları kabul et­medi. Bunun üzerine Ensarî, "Allah'ın Rasûlü'nün verdiği hurmaları mı reddediyor­sun" dedi. Bunun üzerine alacaklı adam "Eğer Allah'ın Rasûlü âdil davranmazsa, kim­den adalet bekleyeceğiz?" diye sordu. Bunu duyan Hz. Peygamber 'in gözleri doldu ve "Adam haklı" buyurdu.

Bir keresinde bedevinin biri alacağım istemek üzere Hz. Peygamber'e geldi ve Peygamber'e karşı çok sert konuştu. Sahabîler onu bu kaba davranışı sebebiyle azarladılar ve "Sen kiminle konuştuğunu biliyor musun?" dedi­ler. Bedevi hakkını talep ettiğini belirtti. Hz. Peygamber de sahabeye bedevinin tarafını tutmalarını, çünkü onun hakkını talep ettiğini belirtti ve onlara borcu biraz fazlası ile birlik­te ödemelerini emretti (İbni Mace).

Bir defasında bir deve Ödünç aldı ve borcunu daha iyi bir deve ile ödeyerek; "İnsanların en hayırlısı borcunu güzel bir şekilde ödeyendir" buyurdu (Tirmizi).

Bir defasında bir kâse ödünç almış, fakat kâse kazaen kaybolmuştu. Bunun üzerine Rasûlul­lah onu tazmin etti (Tirmizi).

Rasûlullah sık sık "borç ödemek için ayrı­lanlar hâricinde, bir dinarı bile üç gün elimde tutmak istemem" buyururdu (Buharı). Rasû­lullah bir defasında deve eti satan bir bede­viden, -evde hurma olduğu zannıyla- bir vesk (ölçü birimi) hurma karşılığında et satın aldı. Eve vardığında ise evde hurma olmadığım gördü. Bedeviye giderek, eti hurma karşılığı satın aldığını, fakat evde hurmanın bulunma­dığını söyledi. Bedevi aldatıldığını söyleye­rek bağırmaya başladı. Etraftaki insanlar Rasûlullah'ın hiç kimseyle haksız bir alış veriş yapmayacağını söylediler. Rasûlullah da; "Onu bırakın, konuşmaya hakkı var" bu­yurdu. Daha sonra bedeviye dönerek mazere­tini tekrarladı. Sahabe ise bedeviye daha fazla bağırıp çağırmamasını söylüyordu. Rasûlul­lah; "bırakın konuşsun, konuşmaya hakkı var" buyurdu ve bunu birkaç kez tekrarladı. Daha sonra adamı, Ensar'dan birine yollaya­rak hurmaları almasını rica etti. Bedevi alaca­ğını alıp döndüğünde, Rasûlullah ashabıyla oturuyordu. Bedevi Rasûlullah'ın neza­ket, sabır, affedicilik ve alış verişteki dürüst­lüğünden müteesir olmuştu; O'na; "Ya Muhammed! Allah sana daha iyi bir mükâfat versin. Sen borcunu tam olarak ve en iyisi ile ödedin" dedi. (Ahmed).

Bir gün Medine civarında bir kervan mola vermişti. Kırmızı bir develeri vardı. Tesadü­fen oradan geçmekte olan Rasûlullah, de­veyi gördü ve fiatmı sordu. Söyledikleri mik­tarı itirazsız kabul etti ve devenin yularından tutarak Medine'ye döndü. Satıştan sonra, ker-vandakiler deveyi tanımadıkları birisine sat­tıklarını düşünerek pişman oldular. Kervanda bulunan bir kadın; "Müsterih olun! Bundan daha temiz ve nurlu yüze sahip başka bir in­san görmemiştik" dedi. Yani, böyle bir insan aldatamazdı. Akşam olunca, Rasûlullah onlara devenin fiyatı olan yiyecek ve hurma­ları gönderdi (Darekutni).

Huneyn savaşında Rasûlullah'ın bazı teçhi­zata ihtiyacı oldu. O sıralar müşrik olan Safvan'da zırh vardı. Rasûlullah onları iste­yince Safvan, "Muhammedi Senin bunlara el koymaya niyetin mi var?" dedi. Rasûlullah "Hayır! Sadece ödünç alıyorum. Şayet kaybo­lan olursa, onların değerini öderim." diyerek kırka yakın zincirle örülmüş zırhı ödünç ola­rak almıştı. Rasûlullah Huneyn savaşına çıktı, müşrikler bozguna uğrayınca Safvan'ın zırhları toplandı, fakat bazı zırhlar kaybol­muştu. Kayıp zırhların değeri sözkonusu ol­duğunda Safvan; "Ey Allah'ın Rasûlü! O gün gönlümde olmayan (iman) bugün gönlümde var. Artık telâfi edecek bir şey yok." dedi (Ebu Davud).