- Durus

Adsense kodları


Durus

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 3 September 2010, 04:56 pm GMT +0200
DURUŞ
Her insan bir arayışın cenderesinde, bir şeylerin peşinden koşmakta, deveran eden düşünceleriyle sonuca ulaşmayı arzulamakta ve herkes kendince bir şeyler bulduğunu düşünmekte.

Gösterilen çabalar, verilen emekler, yapılan çalışmalar insanlığı nereye götürmektedir sorusu zihinleri meşgul etmekte ve İnsanlığın gerçeği olan arayış hâsıl olmaktadır.

İnsanların kendi şartlarına ve konumlarına göre aradıkları, arayışları değişebilmekte aslolan arayış ise belirsizliğini korumaktadır.

İhtiyaç duyulan ne ise hayat boyu o aranmakta, bulunduğu düşünülse de farkında olmadan arayış devem etmektedir.

Arayış hırsı bazen şiddetini artırmakta; bu nedenle zamana bağlı olan, zamanı gelmeden harcanmakta ve tüketilmektedir.

İnsanlık arayışın cenderesinde mücadelesini sürdürmektedir.

Velhasıl güzel olanın peşinde koşmak, güzel olanı aramak, güzel olana ulaşmak insanlığın ortak gayesi…

Buna rağmen;

Neyi arıyoruz sorusu zihinlerdeki belirsizliğini sürdürmekte, niçin arıyoruz sorusu ise bizleri susturmaktadır.

Yaratılış gerçeğinin peşinden mi koşmaktadır insanlık?

Bezm-i Elest’te can bulan ruhun cananını mı aramaktadır?

Aramakta ve aranmakta olan ve insanların arama eğilimi bildiğimiz…

Bazen arayış kendinden geçiş ile bir yerlere varabilmekte ve mesafe kat edebilmektedir.

Bu süreçte kimileri aradığını bulduğunu söylemekte, kimileri ise hepten kendini kaybetmekte…

O zaman bir yerde durmak en doğrusu…

Sonucun hâsıl olması sürece bağlı olan bir olgudur ve sonuç için bir yerlerde durmak, mütekâmil sıfatına haiz olmayı beklemek olması gereken bir aşamadır.

Durmamız gereken, durulması gereken yer neresi?

Uygun bir mekâna mı intisap eylemek, yoksa uygun bir zamana mı bel bağlamak…

Zamanın ve mekânın birleştiği bir yer?

Zamanın ve mekânın birleştiği yerde durmak…

Zamanın ve mekânın birleştiği bir ufuk çizgisinde durmak…

Ay Vaktinde durmak…

Ay Vaktini solumak…

Ay Vaktinde soluklanmak…

Bu duruş elbet bizi bir yerlere götürecek, kıvama getirecektir. Bir yere nazarı dikkat çekmek, orada ruhu terbiye ederek ruha cananı arzular bir mahiyet kazandırmak; zorlu, sabır isteyen, fedakârlık gerektiren bir süreçtir. Zamanı ve mekânı ölçüsü içinde idrak etme bu sırrın ifşa eder.

Durmak, bize şüphesiz çok şey katacaktır ama ondan daha zorlu olanı ise duruşu bozmamaktır. Durulun dokta, duruşu bozmamak mihenk taşımız, şiarımız olursa metafiziği hissedebilir ve anlayabiliriz.

Ay Vaktinde durmak ve duruşu bozmamak…

İşin sırrı duruş, özü ise sabrı cemildir.

Ay Vakti;

Gecenin sessizliğinde hilale dokunmayı arzulamak, mahya ışıklarının altında olmak,

Kesif bir ay siluetinin ışığı ile aydınlanmak; dik başlılıktan uzak, başımız dik bir şekilde duraksamak.

Ruhun bedeni nasıl uçurduğunu tüm kalbi duygularla, bedeni titreten bir içtenlikle hissetmek, aya yükselmek ve öylece durmak, duruşu bozmamak.

Hilali anlamaya Ay vaktini özümsemeye o kadar ihtiyaç var ki;

İnsanlığın hislerini kaybettiği, kendini kaybettiği şu zamanda… Bir insanın, her şeye madde gözüyle baktığı, egonun tavan yaptığı şu zamanda… Bir insanın diğer bir insanı maddi kıymete tabi tuttuğu şu zamanda… Özünü özümseyemeyen insanların çoğunluk kazandığı şu zamanda…

Hasılı kelam…

Ay vaktinde durmak ve duruşu bozmamak…

 

Esselam…


Üzeyir SÜĞÜMLÜ