neslinur
Thu 19 August 2010, 08:51 am GMT +0200
Duha (Kuşluk) Namazı Ve Fazileti
Sabah namazından sonra güneş doğup bir mızrak (yaklaşık 35-45 dakikalık süre) yükselinceye kadar namaz kılmak müctehid imamların çoğuna göre mekruhtur, imamlardan bir kısmına göre ise, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar kaza namazı kılınabilir.[136]
Kuşluk vakti olunca, hayata yepyeni bir güçle, tazelenmiş imanla dönmek ve o günü kalp huzuruyla ve ilahi murakaba şuuruyla geçirmek için en az iki rek'ât namaz kılmak sünnettir. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz fırsat ve imkan buldukça bu namaza devam etmiş ve ashabına da tavsiyede bulunmuştur.
Konuyla İlgili Hadisler:
Yapılan sahih rivayete göre, Ebu Hüreyre (r.a.) şöyle demiştir:
"Gönül dostum Rasulüllâh (s.a.v.) bana şu üç şey ile tavsiyede bulundu:
1- Her ay üç gün oruç tutmayı,
2- Kuşluk vakti iki rek'at namaz kılmayı,
3- Uyumadan önce vitir namazını kılmayı.."[137]
Ebu Zer (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Sizden herbiriniz sabahladığında her eklemine karşı bir sadaka gerekir. Her tesbih bir sadakadır, her tahmid bir sadakadır ve her tehlil de bir sadakadır; her tekbir de bir sadakadır; iyilikle emretmek de bir sadakadır, kötülükten men'etmek de bir sadakadır. Bunların hepsine karşılık, kuşluk vakti kılınan iki rek'at namaz kafi gelir."[138]
Bu manayla Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İnsanda 360 eklem vardır. Her ekleme karşılık bir sadaka vermesi gerekir."
Bunun üzerine ashab-ı kiram:
"Ya Rasulallah! Kimin buna gücü yeter?" deyince, Efendimiz (s.a.v.):
"Mescide atılan sümüğü savıp gidermek veya yolda (gelip geçenlere eziyet veren) şeyi uzaklaştırıp atmak (bu sadakalara bedel kafi gelir). Buna da gücü yetmeyen kimseye iki rek'at kuşluk namazı yeter."[139]
Nuaym b, Hemmar (r.a.) den, Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Aziz ve Celil olan rabbınız buyurdu ki; Ey ademoğlu! Günün evvelinde benim için dört rek'at namaz kıl, günün sonunda ben sana yeterli olayım."[140]
Hadislerin Işığında Mezhep İmamlarının İstidlalleri
a) Hanefi mezhebine göre: Duha (kuşluk) namazı menduptur. En azı iki, en çoğu oniki rek'attir. Vakti ise, güneş (bir mızrak boyu) yükseldikten zevale kadar olan zaman parçasıdır.[141]
b) Şafîilere göre: Kuşluk namazının en azı iki, efdalı altı, ekseri oniki rek'attir. Bazısına göre, efdalı sekiz rek'attir. Her iki rek'atte bir selam vermek menduptur.[142].
Kuşluk namazı sünnettir. Vakti ise, Hanefilerde olduğu gibi, güneş bir mızrak boyu yükseldikten sonra başlar, zeval vaktine kadar devam eder. Gündüzün dörtte biri geçtikten sonra kılınması ise efdaldır.[143]
c) Hanbelilere göre: Kuşluk namazı müstehabdır. Vakti ise güneş biraz yükselip ısısı artıp şiddetlendiği zamandır. Bu namaza devam etmek, Ebu'l-Hattab'a göre müstehabdır. Çünkü Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bunu ashabına tavsiye etmiştir.
Bazılarına göre, kuşluk namazına devam etmek müstehab değildir. Çünkü Rasulüllah (s.a.v.) ona devam etmemiştir.[144]
d) Malikilere göre: Kuşluk namazı te'kiden menduptur, "sünnettir" diyenler de olmuştur. Bu namazı, ikindi namazıyla güneş batması arasında geçen süre kadar güneş doğduktan sonra geciktirmek efdaldır.[145]
Hadislerin Tahlili Ve Diğer Rivayetler
134 nolu Ebu Hüreyre hadisinin ricali sahihtir. Nitekim bunu kuvvetlendirir mahiyette bir diğer rivayet yine Ebu Hüreyre'den (r.a.) yapılmıştır. Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Duha (kuşluk) namazının iki rek’atine devam edip koruyan kimsenin günahları deniz köpüğü kadar bile olsa, bağışlanır."
Tirmizi bu hadisi hasenlemiş ve Ebu Said'den (r.a.) yaptığı rivayetle bunun arasında bağ kurmuştur. Şöyle ki, Ebu Said diyor ki:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bazan duha namazına öyle devam ederdi ki, biz "artık bir daha onu bırakmayacak" derdik. Bazan da öyle bırakırdı ki, biz "artık bir daha bu namazı kılmayacaktır" derdik."
Muaz el-Adviyye diyor ki: Hz. Aişe'ye (r.a.) sordum:
"Rasulüllah (s.a.v.) kuşluk namazı kılar mıydı?"
O bana şu cevabı verdi:
"Evet, dört rek'at kılar ve Allah'ın dilediği kadar rek'atleri artırırdı."
Bunu, Müslim, Nesai ve Tirmizi rivayet etmişlerdir.
Bu konuda birçok rivayet daha vardır. İbn Kayyım bunları yedi maddede toplamıştır:
1- Sünnettir.
2- Rasulüllah (s.a.v.) bazı olay ve sebeplerden dolayı kuşluk vakti namaz kılmıştır. Nitekim Mekke'nin fetih günü Ümmü Hani' (r.a.) diyor ki:
"Rasulüllah (s.a.v.) çok hafif olmak üzere kuşluk vakti sekiz rek'at namaz kıldı." O bakımdan emirler bu namaza "Fetih Namazı" da demişlerdir.
3- Seferden dönünce bu vakte rastladığı zaman namaz kılmıştır. Hz. Aişe (r.a.) validemiz bu konuda şöyle demiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) seferden dönünce eve girmeden mescide girer ve iki rek'at namaz kılardı."
4- Bir sahabinin evinde kuşluk vakti namaz kılması, kuşluk vaktiyle değil, ev sahibine namaz nasıl kılınır hususunu göstermek ve öğretmek içindi.
5- Müstehab bile değildir..
6- Bazan kalmak, bazan terketmek müstehabdır.
7- Bid'attir, kılınmaması daha doğru olur. İbn Ömer'den de bu anlamda bir rivayet vardır.
Muhaddis el-Hakim ise, bu namazın sünnet olduğunu isbat eder anlamda yirmi kadar sahabeden rivayet yapmış ve bu konuda özel bir bölüm meydana getirmiştir. Suyuti de bu konuyla ilgili rivayetleri biraraya getirerek bir cüz oluşturmuş ve sünnet veya müstehab olduğunu belirtmiştir.
Böylece bütün, rivayet, tesbit ye görüşler biraraya getirildiğinde, kuşluk namazının sünnet veya müstehab olduğu ağırlık kazanıyor. 135 nolu Ebu Zer hadisinin senedi sahihtir.
136 nolu Nuaym b. Hemmar hadisi üzerinde hayli ihtilaf (görüş ve tesbit farkları) vardır. Önce "Hemmar" ismi üzerinde durulmuştur: Kimine göre "Hammâr", kimine göre "Hemmar", kimine göre "Heddar", kimine göre "Hemmam" ve kimine göre de "Hammar"dır
O bakımdan bu isim şüpheyle karşılanmıştır.
Çıkarılan Hükümler
1- Kuşluk namazı, sünnet veya müstehabdır.
2- En azı iki rek'at, en çoğu oniki rek'attir. Dört veya sekiz rek'at olarak kılınması efdaldır.
3- İki rek'atte bir selam yermek efdaldır.
4- Kuşluk namazının vakti, güneş bir mızrak boyu yükselince (yaklaşık 35-45 dakikalık süre) başlar, zevale kadar devam eder.
5- Malikilere göre, vacib kuvvetinde sünnettir.
6- Hergün mutlaka devam edilmesi sünnet değildir.
7- Büyük ecir ve mükafatlara vesiledir.
Sabah namazından sonra güneş doğup bir mızrak (yaklaşık 35-45 dakikalık süre) yükselinceye kadar namaz kılmak müctehid imamların çoğuna göre mekruhtur, imamlardan bir kısmına göre ise, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar kaza namazı kılınabilir.[136]
Kuşluk vakti olunca, hayata yepyeni bir güçle, tazelenmiş imanla dönmek ve o günü kalp huzuruyla ve ilahi murakaba şuuruyla geçirmek için en az iki rek'ât namaz kılmak sünnettir. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz fırsat ve imkan buldukça bu namaza devam etmiş ve ashabına da tavsiyede bulunmuştur.
Konuyla İlgili Hadisler:
Yapılan sahih rivayete göre, Ebu Hüreyre (r.a.) şöyle demiştir:
"Gönül dostum Rasulüllâh (s.a.v.) bana şu üç şey ile tavsiyede bulundu:
1- Her ay üç gün oruç tutmayı,
2- Kuşluk vakti iki rek'at namaz kılmayı,
3- Uyumadan önce vitir namazını kılmayı.."[137]
Ebu Zer (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Sizden herbiriniz sabahladığında her eklemine karşı bir sadaka gerekir. Her tesbih bir sadakadır, her tahmid bir sadakadır ve her tehlil de bir sadakadır; her tekbir de bir sadakadır; iyilikle emretmek de bir sadakadır, kötülükten men'etmek de bir sadakadır. Bunların hepsine karşılık, kuşluk vakti kılınan iki rek'at namaz kafi gelir."[138]
Bu manayla Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İnsanda 360 eklem vardır. Her ekleme karşılık bir sadaka vermesi gerekir."
Bunun üzerine ashab-ı kiram:
"Ya Rasulallah! Kimin buna gücü yeter?" deyince, Efendimiz (s.a.v.):
"Mescide atılan sümüğü savıp gidermek veya yolda (gelip geçenlere eziyet veren) şeyi uzaklaştırıp atmak (bu sadakalara bedel kafi gelir). Buna da gücü yetmeyen kimseye iki rek'at kuşluk namazı yeter."[139]
Nuaym b, Hemmar (r.a.) den, Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Aziz ve Celil olan rabbınız buyurdu ki; Ey ademoğlu! Günün evvelinde benim için dört rek'at namaz kıl, günün sonunda ben sana yeterli olayım."[140]
Hadislerin Işığında Mezhep İmamlarının İstidlalleri
a) Hanefi mezhebine göre: Duha (kuşluk) namazı menduptur. En azı iki, en çoğu oniki rek'attir. Vakti ise, güneş (bir mızrak boyu) yükseldikten zevale kadar olan zaman parçasıdır.[141]
b) Şafîilere göre: Kuşluk namazının en azı iki, efdalı altı, ekseri oniki rek'attir. Bazısına göre, efdalı sekiz rek'attir. Her iki rek'atte bir selam vermek menduptur.[142].
Kuşluk namazı sünnettir. Vakti ise, Hanefilerde olduğu gibi, güneş bir mızrak boyu yükseldikten sonra başlar, zeval vaktine kadar devam eder. Gündüzün dörtte biri geçtikten sonra kılınması ise efdaldır.[143]
c) Hanbelilere göre: Kuşluk namazı müstehabdır. Vakti ise güneş biraz yükselip ısısı artıp şiddetlendiği zamandır. Bu namaza devam etmek, Ebu'l-Hattab'a göre müstehabdır. Çünkü Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bunu ashabına tavsiye etmiştir.
Bazılarına göre, kuşluk namazına devam etmek müstehab değildir. Çünkü Rasulüllah (s.a.v.) ona devam etmemiştir.[144]
d) Malikilere göre: Kuşluk namazı te'kiden menduptur, "sünnettir" diyenler de olmuştur. Bu namazı, ikindi namazıyla güneş batması arasında geçen süre kadar güneş doğduktan sonra geciktirmek efdaldır.[145]
Hadislerin Tahlili Ve Diğer Rivayetler
134 nolu Ebu Hüreyre hadisinin ricali sahihtir. Nitekim bunu kuvvetlendirir mahiyette bir diğer rivayet yine Ebu Hüreyre'den (r.a.) yapılmıştır. Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Duha (kuşluk) namazının iki rek’atine devam edip koruyan kimsenin günahları deniz köpüğü kadar bile olsa, bağışlanır."
Tirmizi bu hadisi hasenlemiş ve Ebu Said'den (r.a.) yaptığı rivayetle bunun arasında bağ kurmuştur. Şöyle ki, Ebu Said diyor ki:
"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bazan duha namazına öyle devam ederdi ki, biz "artık bir daha onu bırakmayacak" derdik. Bazan da öyle bırakırdı ki, biz "artık bir daha bu namazı kılmayacaktır" derdik."
Muaz el-Adviyye diyor ki: Hz. Aişe'ye (r.a.) sordum:
"Rasulüllah (s.a.v.) kuşluk namazı kılar mıydı?"
O bana şu cevabı verdi:
"Evet, dört rek'at kılar ve Allah'ın dilediği kadar rek'atleri artırırdı."
Bunu, Müslim, Nesai ve Tirmizi rivayet etmişlerdir.
Bu konuda birçok rivayet daha vardır. İbn Kayyım bunları yedi maddede toplamıştır:
1- Sünnettir.
2- Rasulüllah (s.a.v.) bazı olay ve sebeplerden dolayı kuşluk vakti namaz kılmıştır. Nitekim Mekke'nin fetih günü Ümmü Hani' (r.a.) diyor ki:
"Rasulüllah (s.a.v.) çok hafif olmak üzere kuşluk vakti sekiz rek'at namaz kıldı." O bakımdan emirler bu namaza "Fetih Namazı" da demişlerdir.
3- Seferden dönünce bu vakte rastladığı zaman namaz kılmıştır. Hz. Aişe (r.a.) validemiz bu konuda şöyle demiştir:
"Rasulüllah (s.a.v.) seferden dönünce eve girmeden mescide girer ve iki rek'at namaz kılardı."
4- Bir sahabinin evinde kuşluk vakti namaz kılması, kuşluk vaktiyle değil, ev sahibine namaz nasıl kılınır hususunu göstermek ve öğretmek içindi.
5- Müstehab bile değildir..
6- Bazan kalmak, bazan terketmek müstehabdır.
7- Bid'attir, kılınmaması daha doğru olur. İbn Ömer'den de bu anlamda bir rivayet vardır.
Muhaddis el-Hakim ise, bu namazın sünnet olduğunu isbat eder anlamda yirmi kadar sahabeden rivayet yapmış ve bu konuda özel bir bölüm meydana getirmiştir. Suyuti de bu konuyla ilgili rivayetleri biraraya getirerek bir cüz oluşturmuş ve sünnet veya müstehab olduğunu belirtmiştir.
Böylece bütün, rivayet, tesbit ye görüşler biraraya getirildiğinde, kuşluk namazının sünnet veya müstehab olduğu ağırlık kazanıyor. 135 nolu Ebu Zer hadisinin senedi sahihtir.
136 nolu Nuaym b. Hemmar hadisi üzerinde hayli ihtilaf (görüş ve tesbit farkları) vardır. Önce "Hemmar" ismi üzerinde durulmuştur: Kimine göre "Hammâr", kimine göre "Hemmar", kimine göre "Heddar", kimine göre "Hemmam" ve kimine göre de "Hammar"dır
O bakımdan bu isim şüpheyle karşılanmıştır.
Çıkarılan Hükümler
1- Kuşluk namazı, sünnet veya müstehabdır.
2- En azı iki rek'at, en çoğu oniki rek'attir. Dört veya sekiz rek'at olarak kılınması efdaldır.
3- İki rek'atte bir selam yermek efdaldır.
4- Kuşluk namazının vakti, güneş bir mızrak boyu yükselince (yaklaşık 35-45 dakikalık süre) başlar, zevale kadar devam eder.
5- Malikilere göre, vacib kuvvetinde sünnettir.
6- Hergün mutlaka devam edilmesi sünnet değildir.
7- Büyük ecir ve mükafatlara vesiledir.