sumeyye
Thu 10 February 2011, 05:09 pm GMT +0200
2. Dua İbadetin Özüdür;
Bir diğeri duadır. Dua, huzura açılan büyük bir kapıdır. Tam bağlanmayı ve ihtiyacın sadece âlemlerin Rabbine arzedilmesini sağlar, her halükârda O’nun huzurunda olma duygusunu verir. Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurur:
“Dua, ibadetin iliğidir.” [383]
Dua, nefsi talep sıfatıyla kaynağa yönelten bir davranıştır. Talep ise, elde edilmesi istenilen şeyin celbi konusunda yapılan duanın ruhu olmaktadır.
3. Kur’ân, Kalbin Cilasıdır:
Bir diğeri Kur’ân okumak, vaaz ve nasihat dinlemektir. Kim bunlara kulak verir ve onlar nefsinde yer ederse, Allah Teâlâ’nın azameti karşısında korku, recâ ve şaşkınlık duyar; Allah’ın lütuf ve ihsanı karşısında da kendinden geçer. Bu, silik tabiî yapısı üzerinde görülür bir fayda sağlar, nefsi üst makamlardan inecek feyizlere hazır hale getirir. Bu yüzden Kur’ân okuma, âhirette en faydalı bir amel olacaktır. Melek, kabre konulan kişiye şöyle der:
“Sen, ne hakkı anladın, ne de Kur’ân okudun1?!” [384]
Kur’ân’da, nefsi süflî hallerden kurtaracak özellikler [385] vardır. Nitekim Rasûlullah’ın (s.a.) şu sözü buna işaret etmektedir:
“Her şeyin bir cilası vardır; kalbin cilası da Kur’ân okumaktır.” [386]
4. Sıla-ı Rahim Ve Komşu Haklarına Riayet, İlâhî Rahmetin İnmesi İçin Bir Kapıdır:
Bir diğeri, akrabalara ve komşulara iyi davranmak, muhitteki ve ülkedeki tüm insanlarla iyi ilişkiler içerisinde olmak; köleleri âzâd etmektir. Bunlar; rahmet, huzur ve sükûnun inmesini sağlar; ikinci ve üçüncü derecede bulunan ihtiyaçların giderilmesi düzeni ancak bunlarla tamamlanmış olur. Meleklerin duasına bunlara riayetle ulaşılır.
5. Cihâd: Kişinin, Kendi Muradını Allah’ın Muradı İçerisinde Yok Etmesi:
Bir diğeri cihaddır. Bu şöyle olur: Hak Teâlâ, fâsık ve halka zararlı olan bir insana lanet eder. Bunun sonucunda onun ortadan kaldırılması, hayatta bırakılmasından genel maslahata daha uygun bir hal alır. İş bu durumda iken, anlayışlı birinin kalbine onu öldürmesi için ilham gelir ve o adam öldürülmesi gerekli bulunan kimseye karşı içinde sebebini bilmediği bir öfke hisseder. Kendi arzularını Hakkın arzusu içerisinde yok eder, Allah’ın rahmeti ve nuru içerisinde kendi benliğinden geçer. Böylece Allah’ın kulları ve memleket rahat eder.
Bunu şu mertebe takip eder: Allah Teâlâ; zâlim, Allah’ı inkâr eden ve kötü gidişat izleyen bir devletin ortadan kaldırılmasına hükmeder. Bunun üzerine bir peygambere onlarla mücadele etmesi emrolunur. O peygambere tabi insanların kalplerine cihad çağrısı üflenir, böylece bütün insanlık için ortaya çıkmaları ve zulmü önleyip düzeni sağlamaları amaçlanır.
Bunu şunlar takip eder: Bir kavim küllî re’yle azgın insanların zulümlerine son verilmesi, mazlumların korunması, isyankârlara ceza uygulanması, kötülüklerin yasaklanması.., gibi şeylerin güzelliğini kavrarlar ve gereğini yaparlar. Bu, kulların huzur ve güvenlik içerisinde yaşamaları için bir sebep olur. Allah da, bu güzel davranışlarına karşılık onları ödüllendirir.
[384] Buhârî, Cenâiz, 67-68; Ebû Dâvûd, Sünnet, 24.
[385] Gerek nağmesinde ve gerekse muhtevasında, insan üzerinde etki eden hususiyetleri vardır. (Ç)
[386] Yaklaşık manada olmak üzere Bkz. Şihâb, Müsned, 1178; Kenzu'l-ummâl, 2441.