- Doksansekizinci Mektup

Adsense kodları


Doksansekizinci Mektup

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Sat 16 January 2010, 01:47 pm GMT +0200
DOKSANSEKİZİNCİ MEKTUP

Halifesi Molla Muhammed latife kızının vefatı için taziyesi, sabır etmek şartiyle ecrine hiç bir şey eşit olmadığı, akıllı kimse, dünyanın meşakkatından rahat olması için, hayatta iken ahiret işleriyle meşgul olup rızâ-i Bari’yi (Celle ve ala) tahsil etmesi ve bu konu ile ilgili mes’eleler hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Kâinatta hiç bir şey yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salât ü selâm Allah’ın yaratıklarının en hayırlısı olan efendimiz Muhammed’in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve ashâbının (Rıdvanulllahi teâlâ aleyhim ecmain) üzerine olsun.

Bundan sonra, bu mektub yüce kapı eşiğinin hizmetçisi Ahmed’den, Allah için kardeşi ve dostu Molla Abdülâtif’edir. Allah’a olan aşkı ve yaklaşması arttırılsın!

Dehşetli musibetinizin haberi Ahmed’e ulaştı. Dolayısıyla rivayet olunan «Biz Allah’ ın kuluyuz, sonunda ona döneceğiz» kelimelerini deyip Allah’tan size sabır ve büyük ecir diledi. «Allah, ecrinizi büyültüp ölünüze mağfiret eylesin! Mâteminizin sonucunu guzelleştirip gönüllerinize, sabır nazil eylesin!

Kardeşim! Sabretmek şartıyla sevâb bakımından hiç bir şey mu¬sibete eşit olmaz. Aziz ve yüce Allah, Kur’an-ı kerimde buyurdular ki:

«Onlar (sabredenler) o kişilerdir ki, kendilerine bir musibet gelince, «şübhesiz biz Allah’ın kuluyuz ve şübhesiz ona geri gideceğiz»  derler.

«Onlara Rableri tarafından af ve merhamet var ve doğru yolu bu¬lanlar ancak onlardır».
Dünyanın âdeti eskiden beri böyledir. Ayrılık yeni vuku bulan hadiselerden değildir. Dünyada ilim ve taatlar ile yüce Allah’a yakın olmakla, Allah için halkı sevmek onun için halktan kızmakla meşgul olan kimse, rahat edip ondan büyük bir hisse alır. Bunların zıddiyle meşgul olan, dünâyada istirahatını kaybetmiş olur. Çünkü müşahede edildiği üzere dünya, meşakkat ve gurur evidir. Onda kardeşler, anne ve babalar, evlâd birbirlerinden ayrılırlar. Demek ki akıllı kimse, ahiret işlerinde, aziz ve yüce Allah’ın muhabbetine çalışması lâzımdır ki, dünyevi meşakkat ve bağlantılarından kurtulup rahat olsun! Beyit:

«Allah aşkının esiri ol! Ki hür yaşayasın. Onun kederini göğsünün üzerine koy ki, neş’eli olasın»

Sabredilmezse, üzüntülerden kurtuluş olmaz. Çünkü bize gelen bu musibetin benzerleri, seneden seneye hattâ aydan aya tekerrür edip gelmektedir. Nitekim aziz ve yüce Allah Kur’ân-ı kerimde:

«Şübhesiz sizi, korku, açlık ile, mallarınız, nefisleriniz ve evlâdınız eksilmesi ile imtihana çekeriz»  buyurdu. Hatta bu musibetinizden daha şiddetli, hatta bu ona karşı hardal tanesinin dünyadaki dağların en yüksek dağına karşı gibi olan Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin vefatı vaki olmuştur. Şübhesiz Peygamberden (Sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ben (ölüm bakımından) Ümrnetim için bir öncüyüm. (Vefâtımın) musibeti gibi hiç bir musibetle giriftar olamaz» diye buyurmuştur.

Bütün dostlara selam ve dua eder, onlardan dua diler ve onlara dua ederiz. Allah, efendimiz Muhammed’in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashâbının üzerine salât ü selam eylesin.