Hadice
Fri 21 January 2011, 10:36 am GMT +0200
DOĞRULUĞUN ÜRETİM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:
Sadık bir mü’min ALLAH’ın hududunu çiğnemez, yasaklarından kaçar; tehlikeli şeyleri irtikab etmekten, haram çirkefine dalmaktan ve şehvetin içine girmekten uzak durur. Çünkü imanı, gücünü boş şeylere ve haram eğlencelere harcamasına razı olmaz; içki bardağının, kumar masasının ve dans salonunun arkasında koşmasını kabul etmez.
Böylece canlılığını; beden, asap,akıl ve ruh gücünü korumuş olur. Bunları ancak iyi işlere veya buna yardımı dokunacak temiz eğlenceler harcar.
Bu da ferdin nefsi için, ailesi ve evladı için, içinde yaşadığı toplum için ve bütün insanlık için büyük bir kazançtır.
Eğer haram şehvetler ve günah eğlenceler uğruna istihlak edilen maddi ve bedeni güçlerin şöyle bir sayımı yapılsa idi, savaşanların, salgınların ve afetlerin yalayıp yuttuğu korkunç miktarın üzerine çıkardı. Fakat insanlar bunlara alıştığı için, her gün, hatta her saat karşılaştıkları bu zararların farkında değillerdir. Bir gazetenin neşriyatına göre, Amerika’da 72 milyon içki içen insan varmış. Bunlardan 20 milyonu, iş kaybı sebebiyle hersene devlete iki milyon dolarlık külfet yüklüyorlarmış. Yalnız içkinin verdiği zarar bu olursa ya diğer kötü alışkanlıkların üretim üzerindeki zararı ve kötü tesiri nereye varır?!
KALP HUZURUNUN ÜRETİM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:
Daha önce de öğrendiğimiz gibi, mü’min’in kalbi huzurlu, gönlü rahat, içi umut dolu, kendinden razı, güven içinde ve etrafı ile uyum halindedir. Hiç şüphe yok ki, bu halet-i Ruhiye üretime etki eder. Çünkü fikri dağınık, istikrarsız, üzüntülü, umutsuz, hayatı ve insanları sevmeyen biri, sanmam ki kendisine verilen işi tam manası ile başarsın veya göz ve gönül duyuracak bir üretimde bulunsun.
Bu, azıcık düşünmekle anlaşılacak bir durumdur; öyle dünya istatiklerine veya filozofların isbatlarına lüzum yoktur.