- Diyanet İşleri Başkanı Mevlit Kandilini mahkumlarla geçirdi

Adsense kodları


Diyanet İşleri Başkanı Mevlit Kandilini mahkumlarla geçirdi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sat 4 February 2012, 12:04 pm GMT +0200
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Mevlit Kandili’ni “mahkumlarla” geçirdi




Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mevlit Kandili’nde Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan mahkumlarla bir araya geldi.

Cezaevi Konferans Salonu’nda toplanan tutuklu ve hükümlülere “Bugün ben, sizinle birlikte olmayı tercih ettim. Birkaç dakikalığına, bir iki saatliğine de olsa sizlerle birlikte hükümlü olmak için aranızdayım” diye seslenen Başkan Görmez, daha önce yapılanların geride kaldığını belirterek, “aslolan hayatın bundan sonraki kısmıdır” dedi.

Konuşmasında cezaevi sakinlerine önemli tavsiyelerde bulunan Başkan Görmez, irade ve tevbe ile birçok hata ve kötülüğün üstesinden gelinebileceğini kaydetti. İslam’da aslî günah bulunmadığını, dededen babaya, babadan çocuğa geçen bir günahın olmadığını vurgulayan Başkan Görmez, şöyle konuştu:

“Allah, şirk hariç, bütün günahları affeder”

“Günah şahsidir ve şirk olmadıktan sonra, Allah’a şirk koşmadıktan sonra yapılan bütün günahları Yüce Yaratıcı affediyor. Şimdi sizin şahsınızda 82 bin hükümlü kardeşime sesleniyorum: Aslolan, hayatın bundan sonraki kısmıdır. Daha önce yapılanlar geride kaldı. Bundan sonrası için her kardeşimiz öncelikle yüreğindeki inancını, Allah’a olan inancını güçlü kılacak. Doğumunu kutladığımız Hz. Peygamberin sevgisini, aşkını yenileyecek.”

Hayatın geri kalan kısmında hayır dolu zamanlar geçirilebileceğini kaydeden Başkan Görmez, içinde bulunulan ânı değerlendirmenin önemine dikkat çekti.

Başkan Görmez, şöyle devam etti:

“Bize düşen, şu ânı çok iyi değerlendirmek, iyiliğe, güzele ve hayra tebdil etmektir. Oturduğunuz yerde siz, güzel şeyler düşünerek, yanıbaşınızdaki kardeşinizle güzel bir muhabbet ederek içinde bulunduğunuz hâli iyiliğe tebdil edebilirsiniz.  Kardeşinize selam vermeniz, tebessüm etmeniz sadakadır. Sabahleyin kalktığınızda aynı kaderi paylaştığınız dostunuza, arkadaşınıza sevinç taşımanız hayırdır”

“Dinimiz, düşeni tutup kaldırmayı emreder”

Konuşmasında hükümlü ve hükümlü yakınlarından aldığı mektupları hatırlatan ve bu mektupların “gönlünü burktuğunu” ifade eden Başkan Görmez, “dinimiz, bize, düşeni tutup kaldırmayı emreder” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, şöyle devam etti:

“Yüreklerinizde taşıdığınız inancın, imanın, İslam’ın bir özelliği var. İslam, insanoğlunun düşmemesi için elinden gelen tüm gayreti sarf eder. Yüce Rabbimizin, bir kılavuz olarak gönderdiği kitabına baktığımızda, insanoğlunun hata yapmaması için, büyük günahlar işlememesi için, kötülük yapmaması için her türlü yola başvurduğunu görürüz. Rabbimiz, insanın önce aklına hitap eder, sonra gönlüne ve duygularına hitap eder. Daha sonra dünya hayatında başına gelebilecek sorunlardan söz eder. Daha sonra dünyada içine girebileceği sıkıntıları anlatır. Sonra onunla yetinmez, dünya hayatından sonra ebedi hayatta karşılaşacağımız daha büyük sorunları anlatır, nakleder. Bütün bunlara rağmen, dinimiz, düştükten sonra hepimize düşenin elinden tutup kaldırmayı öğretir. Düşen kimsenin düştüğü yerde kalması için hiç kimseye verilmiş bir emir ve direktif yoktur. Düşenin elinden tutup kaldırmak gerekiyor.”

“Kim mahkûm kim hür bu tartışılır”

Filozof ve ahlakçıların hürriyeti, “cismani” ve “siyasi hürriyet” olarak ele aldıklarını ancak “ahlaki ve vicdani hürriyet”in  bu ikisinden daha önemli olduğunu kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, şunları söyledi:

“Tarih, bize şunu gösteriyor: Ahlaki ve vicdani hürriyetini kaybeden insanlar, siyasi ve cismani hürriyetini de kaybediyor. Şunu söylemeye çalışıyorum: Öyle insanlar var ki, özgürce dolaşırlar ama mahkûmdurlar. Neye mahkûmdurlar? Heva ve heveslerine mahkûmdurlar, öfkelerine mahkûmdurlar, kinlerine ve intikamlarına mahkûmdurlar. Orada hürriyet yok. Ama öyle de insanlar vardır ki, cezaevinde, dört duvar arasında mahkûmdur, ama hürdür. Çünkü gönlünü ve kalbini hürleştirmiştir. Çünkü gönül dünyasında hürriyeti tadar. Onun için kim mahkûm kim hür bu tartışılır.”

“Bütün cezaevlerinin boş olduğu bir Türkiye niyaz ediyorum”

Modern zamanlardaki ceza sisteminin, sadece hatayı işleyeni değil onun etrafındaki bütün aile efradını, ailesini ve çocuklarını da cezalandırdığını belirten Başkan Görmez, sivil toplum kuruluşlarının, mahkûmların aile ve yakınlarına yardımcı olmak için seferber olması  gerektiğini vurguladı. Başkan Görmez, “Aileyi geçindiren, ailenin reisi bir hata yaptı, kötülük işledi, yıllarca mahkûm oldu. Eğer ailede üreten tek kişi mahkum olursa geride kalan bu insanlar ne olacak? Bunlara sahip çıkacak bir sistem kurmamız gerekiyor. Ama asıl hedef, hiç hükümlünün olmadığı bir toplum oluşturmak olmalı. Hiç cezaevi olmamalı. Bütün cezaevlerinin boş olduğu bir Türkiye niyaz ediyorum” diye konuştu.