- Diyanet, Cuma hutbelerini nasıl hazırlıyor?

Adsense kodları


Diyanet, Cuma hutbelerini nasıl hazırlıyor?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
halim
Fri 14 October 2016, 05:35 pm GMT +0200
Diyanet, Cuma hutbelerini nasıl hazırlıyor?

Diyanet’in hazırladığı hutbeler ile ilgili olarak haklı ya da haksız birçok yorum yapılıyor. Yorumların başında ise hutbelerin güncellikten uzak, dilinin ağdalı, hadislere boğulmuş bir şekilde hazırlandığı eleştirileri geliyor.Diyanet’in hazırladığı hutbeler ile ilgili olarak haklı ya da haksız birçok yorum yapılıyor. Yorumların başında ise hutbelerin güncellikten uzak, dilinin ağdalı, hadislere boğulmuş bir şekilde hazırlandığı eleştirileri geliyor. Peki, Diyanet hutbeleri hazırlarken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyor?Öncelikle din görevlilerinin bilmesi gereken bir husus şu ki hazırlanan hutbelerin 80 milyona hitap eder bir şekilde yoğun bir sorumluluk duygusu altında yazıldığıdır.Hutbeler Din Hizmetlerinden 2-3 kişilik bir ekibin katkısı ve Başkan Mehmet Görmez’in onayı ile gerçekleşiyor.Hutbelerin dilinin ağırlığı konusuna gelince; ülkenin eğitim seviyesinin arttığı bir dönemde hitabın çıtasının yükselmesi cemaatin anlayış kapasitesinin de artmasına vesile olmaktadır. Hutbenin anlaşılmaz ve ağır bulunduğu bir yerde din görevlisinin hutbeye bağlı kalmak kaydıyla içeriğe müdahale imkanı kendisine zaten verilmiş durumdadır. Hatta din görevlisi cemaatin durumuna göre ilaveler yapma hak ve selahiyetine de sahiptir. Unutulmamalı ki hazırlanan hutbe selatin camilerine hitap ettiği kadar mezrada bulunan bir cemaate hitap edecek şekilde hazırlanmaktadır.Hutbelerin son ana kadar bekletilmesinin nedeni, ülkede baş döndürücü bir şekilde gelişen ve değişen olaylar ile bu olayların Diyanet cephesinde tahlil edilme sürecinden kaynaklanmaktadır. Yani Diyanet son dakikaya kadar ülkenin gündemini takip ediyor ve gündeme bağlı hutbe konusu belirliyor. Yine bir din görevlisinin siyaset üstü bir söylemle kendisine sunulan hutbesini zenginleştirmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.Hutbelerin gündemden kopuk olduğu eleştirileri insafla bağdaşmayacak bir eleştiridir. Son yıllarda Diyanet, hayatın tamamıyla içinde olmakla kalmayıp merkezindedir. Ve gündemi adeta yönlendirmektedir. Diyanete yapılan saldırılar, toplumsal hayatta alınan ivmenin verdiği rahatsızlığın bir sonudur.“İmtihanın Adı: Fitne; İmanı Hayat Kılabilmek; Mahremiyeti Yitirmek Mahrumiyettir; Gün, Milletçe Kenetlenme ve Geleceğimizi İnşa Etme Günüdür; En Büyük Bozgunculuk, Dinin Muazzez Değerlerini İstismar Etmektir; Kadına El Kalkmaz; Küresel Terörün Hedef Aldığı Din: İslam…” gibi konu başlıklarına bakıldığında hutbelerin gündemden kopuk olduğunu söylemek imkansızdır.Hutbenin ayet ve hadislere boğulduğu konusunda yapılan eleştiriler yersizdir. İş yoğunluğundan hayatın rehavetine kapılmış giden ama haftada bir defa ancak Cuma namazına uğrayan bir Müslüman şahsiyetin hafızasına bir ayet ve bir hadis yerleştirmek esastır. Ayet ve hadislerle örülü bir hutbe Kitap ve sünnetle iç içe bir hayatın yaşanmasında arzulanan hayatın şifrelerini göz önüne serer. Her ne yapacaksa Müslüman şahsiyetin Kur’an ve Sünnetten bir delil ortaya koyması sonrasında işini yapmasına dair bir zihni plan-metot ortaya koyar.Hutbeler için seçilen ayetler kadar hadislerde ayetlerle uyumlu şekilde, ilgili ayeti tefsir eder mahiyette sahih kaynaklardan alınmakla toplumda farkındalık ve araştırma ruhunu geliştirmektedir.Hutbenin din görevlisinin eline ulaşmaması durumunda ise görevlilerin daha önceki yıllarda elinde var olan hutbeyi güncelleştirerek irad etmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.

(Dini Haberler)