hafiza aise
Thu 6 September 2012, 02:47 pm GMT +0200
DIŞTAN ZULÜM GİBİ GÖRÜNEN OLAYLARDAKİ KADER SIRRI
Bir gün Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm, dış yüzünde adaletsizlik ve zulüm görünen hâdiselerin iç yüzündeki adaleti görmek istediği için Allahü Azîmüşşân’a yalvarmış. Duasını kabûl eden hikmetler sahibi Rabbimiz de, O’na, sahradaki dört yol kavşağında bulunan bir çeşmenin karşısında saklanarak meydana gelecek olaylara dikkatle bakmasını emretmiş.
Hazret-i Mûsa Aleyhisselâm tarif edilen çeşmenin karşısındaki çalıların içine gizlenip yollardan gelip geçen insanlara bakmaya başlamış.
Bir ara tozu dumana katan bir atlı gelmiş, çeşmenin başında su içip bir müddet dinlendikten sonra atına binerek yoluna devam etmiş. Ancak istirahat sırasında çözüp ağacın gölgesine bıraktığı içi altın dolu kemerini geri kuşanmayı unutarak, tüm parasını çeşmenin başında bırakmış. Onun arkasından gelen bir delikanlı ise çeşmeden suyunu içip yoluna devam edeceği sırada içi altın dolu kemeri görmüş. Heyecanla kemeri kaptığı gibi o da başka bir yöne doğru yoluna devam etmiş.
Çok geçmeden iki gözü de âmâ olan bir ihtiyar gelmiş. Soğuk sudan bir yudum içip şöyle bir nefes alırken, parayı unutan atlı pürtelâş geri dönüp gelmiş. Kemerini çözdüğü yerleri araştırdıktan sonra ihtiyara:
– Burada unuttuğum paramı sen aldın. Ya paramı verirsin, yahut da boynunu vururum, demiş.
İhtiyar:
– Evlâdım! Ben iki gözü de görmeyen bir adamım. Senin paranı almadım, demişse de adam dinlememiş ve parasını sakladığı iddiasıyla ihtiyarı bir vuruşta yere sererek öldürmüş. Atına binerek de oradan derhal uzaklaşıvermiş.
Bu manzarayı seyreden Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm:
– Yâ Rabbi! Bu hâdiselerin içinde ben adalet göremedim. Bu adamın parasını daha evvel gelen bir çocuk aldı, fakat para sahibi, iki gözü de görmeyen şu zavallıyı öldürdü, demiş.
Âdil-i Mutlak olan Allahü Azîmüşşân şöyle cevap vermiş:
– İnsanlar böyledir zaten yâ Mûsa! Hâdiselerin dışına bakarlar, zulüm var sanırlar. İşin sırrını bilemezler. İç yüzündeki hakikî adaleti düşünemezler.
– İşin sırrı nedir öyleyse ya Rabbi?
– Parasını çeşme başında unutan adam, vaktiyle yanında çalıştırdığı bir fakire hakkını vermemişti. Parayı bulan delikanlı o fakirin oğludur. Çeşmenin başındaki parayı buldu ve alıp götürdü. Aldığı para vaktiyle babasının çalışıp da alamadığı paranın miktarı kadardı. Bu sebeple çocuk babasının kendisine miras olarak intikal eden alacak hakkını almış oldu.
Ölen âmâ ihtiyara gelince, o da vaktiyle, gözleri görürken zâlim bir adamdı. Astığı astık, kestiği kestikti. Hattâ son olarak da, parayı unutan adamın babasını öldürmüş, zulmü yanına kâr kalmıştı. Şimdi vaktiyle öldürdüğü adamın oğlu, gelip parasını aldı zanniyle babasının katilini öldürdü. Bu suretle (dış yüzünde adaletsizlik varmış gibi görünmesine rağmen) aslında adalet yerini buldu.
Ahmet Şahin