hafız_32
Fri 12 November 2010, 12:32 pm GMT +0200
4- Din Psikolojisinde Metod
Din Psikolojisinin kullandığı araştırma metodları, Psikolojinin çeşitli alanlarında ortaklaşa kullanılan metodlardır. Din psikologları, ele aldıkları konuların özelliğine göre, bu metodların birini ya da birkaçını kullanmak suretiyle çalışmalarını yürütürler. Bilginin toplanması ile bunların düzenlenip yorumlanması iki ayrı safha olarak düşünülürse, bunların herbiri ile ilgili metod ve teknikler ayrı başlıklar altında incelenebilir. [18]
a) Bilgi Toplama Vasıta ve Teknikleri
aa. Şahsı Dokümanlar :
İçgözlem ya da dış gözlere dayalı olarak kişinin dinî hayatı hakkında bilgi veren her türlü yazılı belgeler, kayıt altına alınmış konuşmalar ve anlatımlar, baştan beri din psikologlarınca bilimsel ölçüler içerisinde değerlendirilmektedir. Kişilerin kendi hayatlarıyla ilgili kendilerinin düzenledikleri otobiyografiler yada başkalarınca kaleme alınmış olan biyografiler, hatıra kayıtları, mektuplar, seyahat yazıları, olay kayıtlan vb. belgelerin incelenmesi sonucunda, dinî tecrübe ve davranışlarla ilgili değerli bilgiler elde edilmektedir.
Din Psikolojisinin öncülerinden W. James, incelemelerini özellikle bu tür belgelere dayandırmıştı. Ancak, onun hayatlarını incelediği şahıslar dinî yönden en ileri uçta bulunan tahsilli ve seçkin kimselerle sınırlı kalmıştır. Bundan dolayı da tenkit edilmiştir. Gençlerin dinî gelişimleriyle uğraşan bazı din psikologları da, onların hatıra defterlerini okumuşlardır.
İnsan elinden çıkan bu tür malzemelerle, her tür sanat ve edebiyat ürünlerinin, insan ruhunun anlaşılmasında önemli ipuçları ihtiva ettikleri açık bir gerçektir. Fakat bu yolla elde edilen verilerin gerçekten bilimsel bir değer kazanması için çok dikkatli olmak gerekmektedir. Çünkü bu bilgiler sübjektif bir ortamda oluşmaktadır; yanılma, hatırlayamama, yanlış hatırlama, çeşitli sebeplerle gerçeği gizlemek isteme ya da yaşadığı tecrübeleri doğru ve tam olarak ifade edebilme kabiliyetinden mahrum olma gibi ihtimaller her zaman mümkündür. Esasen, insan kendi içinde ve dışında cereyan eden olayları ya da kendi eserlerini şüphesiz kendince algılamakta ve değerlendirmektedir. Genelde o, kendisini ciddi bir şekilde tenkit edebilecek anlayışa sahip olmadığından, onun sık sık hatalara düştüğü veya böyle bir değerlendirmeyi çoğu zaman ihmal ettiği bir gerçektir. Öte yandan, inanan insanın kendi ruh hallerini doğru ve eksiksiz ifade etmek istese bile, bunun son derece güç olduğu da bir gerçektir. Sürekli değişen ruh halleri içinde bulunan kültürlü kimseler bile, günlük hayatın akışı içerisinde dinî duygu ve düşüncelerini olduğu gibi de edebilmektir, yapılan denemelerinde hissi ve akli engellerle karşılaştıklarını bilirler Yine bir kısım kimseler sosyal yada başka sebeplerle, isteyebilirler. Hatta bazen, olduklarından farklı görünmeyi ve işlerine geldiği gibi hareket etmeyi tercih ederler.[19] Bu sebeple bu tür malzemenin sıkı bir şekilde tenkide tabi tutulması, ulaşılan sonuçların bilimsel bir değer ifade etmesi için gerekli olmaktadır. [20]
ab. Anketler:
S. Hall ve E.D Starbuck gibi ilk din psikologlarının gençlerin dini gelişimlerini anketlerle ortaya çıkarmaya yönelik çalışmaları, zaman içerisinde Din Psikolojisinde anketlerin geniş bir alanda kullanılmasıyla gelişti. Belli bir araştırma konusuna uygun olarak hazırlanan anketler, Din Psikolojisinde sıkça başvurulan bilgi toplama vasıtalarıdır. Aynı anda çok sayıda kişiye uygulama kolaylığı sebebiyle, çoğu araştırmacı tarafından tercih edilmektedir. Ancak, anketin hazırlanması ve uygulanması büyük dikkat ve uzmanlık gerektiren bir iştir. Ankete katılan kişiler sorulan sorular çerçevesinde bir iç gözleme davet edilmektedir. Bu iç gözlemin amacı kişinin, kökleri geçmişte olan ve hâlihazırda varlığını sürdüren dinî eğilimlerinin açığa çıkarılmasını sağlamaktır. Bunun için, gerek anketin hazırlanması ve gerekse uygulanması esnasında üzerinde dikkatle durulması gereken hususlar vardır.
Soruları düzenlerken, dilin anlaşılır olması ve deneğin kendi iç dünyasını dışarıya yansıtıcı bir üslûp ve ifade kullanılması önemlidir. Ayrıca yerine göre açık ve kapalı uçlu, direkt ve dolaylı, olumlu ve olumsuz değişik soru tiplerinin yer alması uygun olur. Ankette, cevaplayıcının samimi davranmasını sağlamak için güven telkin edici açıklamaların bulunması ve samimi olmayan, rastgele uydurulmuş ya da üstünkörû geçiştirilmiş cevapları ayıklamak için “düzeltme skalaları”nın kullanılması gerekir. Genelde anketlerde, verilecek cevaplar sınırlı tutulur, fakat o sınırlar içerisinde kanaat ya da eğilimin olumlu ve olumsuz yöndeki şiddet derecesini belirleyecek tercih ölçülerine de yer verildiği olur. [21]
ac. Testler :
Psikolojide zekâ, başarı, kabiliyet, ilgi, kişilik., gibi alanlarda geliştirilmiş olan çok sayıda test kullanılmaktadır. [22] Bunların en önemli özelliği, standart hale getirildikleri için güvenilir bir ölçme vasıtası olarak kabul edilmiş olmalarıdır. Din Psikolojisinde, fertlerin dinî kabiliyet ve ilgilerini, inanç ve davranışlarını güvenilir bir şekilde ölçecek standart testlere pek rastlanmaz. Ancak, kişilik psikolojisinde kullanılan bazı tekniklerden yararlanıldığı olmaktadır. [23] Bunlar daha ziyade “yansıtmalı” (projektif) testlerdir. Bu yansıtmalı testlerin insan ruhiyatı hakkında çok zengin bilgi sağlamalarına rağmen, geçerlilik ve güvenirlikleri henüz tatmin edici olmaktan uzaktır. Bunların mükemmelleştirilmesi için büyük gayretler gösterilmektedir.
Anket ve testler yoluyla elde edilen verilerin sağlam ve geçerli bilimsel bilgiler hâline dönüştürülmesi, çeşitli istatistik işlem ve analizlerle sağlanmaktadır. Bu da yüksek matematik bilgisi ve uzmanlık gerektiren ayrı bir konudur. [24]
ad. Mülakatlar :
Önceden sistemli olarak hazırlanmış ya da belli bir plâna göre serbest bir yönlendirme ile sorulan sorulara bağlı olarak, karşılıklı görüşme ve konuşma, fikir alışverişinde bulunma, çeşitli durumlarda başvurulan bir araştırma tekniğidir. Bu yolla güvenilir bilgilerin elde edilebilmesi için, taraflar arasında sıcak, samimi ve güven telkin edici bir havanın oluşması önemlidir. Anket yoluyla yapılan araştırmalarda, konunun doğru anlaşılıp anlaşılmadığı, cevapların ciddi ve samimi olup olmadığı mülakatlarla kontrol edilip, bilgi eksiklikleri tamamlanmaya çalışılır. Mülakat sırasında konuşulan şeyler, ya o esnada notlara geçirilir ya da bantlara kaydedilir. [25]
ae. Semantik Tahliller:
Semantik, kelimenin anlam derecesini araştıran bir bilimdir. Gerçeklik ve dil arasındaki özel ilişkiye bağlı olarak, kelimeler değişik anlamlar ifade edebilmektedir. Bir insanın kullandığı kelimelerden herbiri, o kişinin sözkonusu kelimenin içine sığdırdığı belli görüş açılarını temsil etmektedir. Bu bakımdan semantik tahlil, kişilerin zihin yapılarını ve dünya görüşlerini anlamada bir yol olarak kabul edilmektedir. Son zamanlarda bazı din psikologları bu metoda dayalı araştırmalar yürütmektedirler. Ayrıca temel dinî metinlere de uygulanan bu metod, dinî hayatı anlamada yeni bir imkân olarak gözükmektedir. [26]
af. Dinî Metinlerin İncelenmesi :
Dinin Kutsal Kitabı'nın incelenerek burada insan ruhiyatını yansıtan bilgi ve olayları belli bir psikolojik bakış açısıyla yorumlama, Din Psikolojisinde bir araştırma tekniği olarak kabul edilmektedir [27]. Burada esas olan, inanan ya da inançsız insanın ruh dünyasının değişik çizgilerinin anlaşılabilir psikolojik izah çerçevelerine yerleştirilmesidir. inançlı ya da inançsız kişinin nasıl olması, neler yapması gerektiği değil, nasıl olduğunun anlaşılmasıdır. Yani bu inceleme, ALLAH ile ilişki halindeki insanın çeşitli ruh hallerinin tesbiti ile sınırlı kalmalıdır. Bu metodun, araştırmacının müşahedesinin uzanamadığı (vahy, mucize., vb.) bazı dinî olaylarla, tecrübeye dayalı metodlarla tahkiki mümkün olan (dinî motivasyonlar, dua ve ibâdet., vb.) diğer bazı olaylar hakkında bilimsel sonuçlara ulaşmakta en azından metodik bir giriş değeri olduğu söylenebilir. Bu yöndeki çalışmalar ileride bir “teolojik psikoloji” nin oluşmasına imkân hazırlayacaktır. [28]
ag. Deney :
Din Psikolojisi'nde deney metodu çok nadir olarak ve sınırlı durumlarda kullanılabilmektedir. Hatta bazılarına göre bu alanda gerçek bir deney düzenlemek mümkün değildir; ancak deneye yakın bazı teşebbüslerle olumlu bir sonuca varılabilir. Dinî yaşantı ve davranışların deney metoduyla incelenmesine engel teşkil eden en önemli sebep olarak, bu alandaki çalışmalarda elde edilen verileri test etmeye imkân verecek teorilerin eksikliği gösterilmektedir. Ayrıca, araştırıcıların çoğu, bir deneğin dinî hayatının özelliklerini veya yoğunluğunu kontrol ve düzenlemeyi ahlâka aykırı kabul etmektedirler [29]. Bütün bunlara rağmen son zamanlarda özellikle A.B.D.'li birçok din psikoloğunun, deneysel ya da ona yakın metodlarla çalışarak önemli eserler meydana getirdikleri de bilinmektedir. [30]
b) Bilgiyi Düzenleme ve Yorumlama Metodları
Yukarıda belirtilen çeşitli vasıta ve tekniklerle elde edilen Din Psikolojisi verilerinin belli yaklaşım ve görüşler çerçevesinde düzenlenmesi ve sistemleştirilmesi, daha sonra da bunların yorumlanması, araştırmanın bir başka safhasını oluşturur. Düzenleme çeşitli şekillerde olabilmektedir. Meselâ, dinî yaşayış ve davranışlar Genel Psikolojinin sistematiğine uygun tarzda, ruhî fonksiyonlarla ilgileri esas alınarak (dinî tecrübe, dinî motivasyonlar., vs.) sıraya konabilir. Ya da belirli kişilerin veya grupların dinî yaşayışları belli kategoriler altında ele alınarak tipleştirmelere gidilebilir. Bu tipleştirmeler, dindar kimselerin kişilik, karakter ve davranışları yönünden olacağı gibi, yaşanan dinin motivleri ve mekanizmleri, yaşayışın şiddet ve derinliği açısından da olabilir [31].
Belli kategoriler altında toplanan dinî olayların açıklanması ve yorumlanması, daha ziyade bunların sebeplerinin ve etkilerinin ortaya konulması amacına yönelik gayretlerdir. Bu konuda kullanılan başlıca yaklaşımlar şunlardır: [32]
ba. Gelişime Dayalı Yorumlama (Genetik Metod) :
Bu metodun esası, ferdin davranışlarındaki sebep-sonuç ilişkisini onun hayat tarihçesine, geçmişine başvurarak açıklamaktan ibarettir, insan doğuştan ahlâklı, sanatkâr veya siyasetçi bir varlık olmadığı gibi, dindar da değildir; ancak sonradan dindar, ahlâklı, sanatkâr ya da siyasetçi hâle gelir. Bu durumda dinin gerçek bir psikolojisinin de gelişimsel olması gerekir [33]. Fakat bu gelişimi, basitçe zamana bağlı bir olay gibi anlamamak gerekir. Yetişkin insanı ancak çocuktan hareket ederek anlamak mümkündür denemez, çünkü bunun tam tersi, “çocuk ancak yetişkinden hareket edilerek anlaşılabilir” görüşü de en az onun kadar doğrudur. O halde gelişimsel olmanın anlamı denir? Gelişim esas itibariyle yapısal mahiyettedir. Karmaşık bir varlık olan insan, kendisini oluşturan tecrübeler, dürtüler, duygular, düşünceler, kararlar, gerçeğin ve başkasının varlığının baskını gibi değişik unsurlar bir yapıya kavuştuğu ölçüde insan haline gelir. Dinî inanç ve tutumun yapılanmasını da bu açıdan ele almak gerekir. Çünkü dinî inanç ve davranışlar, oluşmakta olan kişiliğin temel boyutuna göre düzene girer ve kişi irade dışı dindarlıktan iradeli dindarlığa, vasıtasız kendiliğinden inançtan, üstlenilmiş inanca erişir. [34]
bb. Fenomenolojik Yorumlama (Dinamik Metod) :
Bu metod davranış tahlilinde o andaki psikolojik sahayı esas alır; ferdin gelişim tarihçesini bir yana bırakır. Belirli bir anda ferdin psikolojik özellikleri ve onun psikolojik çevresinin mahiyeti ve muhtevası tanım ve tasvir edilerek, sistematik bir izah tarzı ortaya konmuş olur. İnsandaki dini gelişimi zamana bağlı bir olay olarak değil de yapısal açıdan ele alan din psikologları, dinî yaşayışın tabiatı itibariyle “dinamik” bir özelliğe sahip olduğunu da kabul ederler. Yani, dinî yaşayış ve davranışlar bir defada olup bitmiş, kökü geçmişte kalan ve artık gelişme, canlanma ve değişme göstermeyen kültürel tortular, bugünkü durumu itibariyle gerçek güdülerden ve hedeflerden yoksun ruhî olaylar olarak düşünülemez. Dini eğer sembolik bir sistem olarak ele alırsak, dinî sembollerle psikolojik dinamizmler arasındaki etkileşim içerisinde dinî hayat, kendisinden ayrılmayan ilgilere az ya da çok bağımlı, zayıf ya da yaratıcı bir şekilde her zaman surda burda yeniden doğmaktadır[35]. Bunun için dinî davranışları, o andaki psikolojik sahadaki yapılanmaları ve faktörleri açısından ele almak, önemli bir metod olarak karşımıza çıkmaktadır. [36]
bc. Biyolojik ve Pragmatik Yorumlama :
Bu metod dini, insan hayatına etkileri açısından ele alır. Dinin insan hayatının daha iyi yaşanmasında faydalı olacağı görüşünden hareket eder. Burada dine, hayatın sürdürülmesinde itici bir güç olarak bakıldığı gibi, insanın gerçekten dine ihtiyacı olduğu görüşüne de ağırlık kazandırılmaktadır. M. İkbâl; dini, insan benliğinin güçlenmesi, bütünleşmesi ve değişen çevre şartlarına ve durumlara uyum sağlıyabilecek güç ve hürriyete kavuşması bakımından zaruri görmekle bu görüşe yaklaşmış olmaktadır. [37]
bd. Psikoanalize Dayalı Yorumlama :
Psikoanaliz davranış tahlilinde gelişimsel (genetik) metodu kullanır. Ancak onun bir başka özelliği de, davranışları yorumlamada şuurdışı ve şuuraltı faktörlere birinci derecede önem vermesidir. Din Psikolojisinde bu metod, insanın dinî davranışlarını şuur dışından kaynaklanan güdülere dayanarak yorumlar. [38]
Din Psikolojisinin kullandığı araştırma metodları, Psikolojinin çeşitli alanlarında ortaklaşa kullanılan metodlardır. Din psikologları, ele aldıkları konuların özelliğine göre, bu metodların birini ya da birkaçını kullanmak suretiyle çalışmalarını yürütürler. Bilginin toplanması ile bunların düzenlenip yorumlanması iki ayrı safha olarak düşünülürse, bunların herbiri ile ilgili metod ve teknikler ayrı başlıklar altında incelenebilir. [18]
a) Bilgi Toplama Vasıta ve Teknikleri
aa. Şahsı Dokümanlar :
İçgözlem ya da dış gözlere dayalı olarak kişinin dinî hayatı hakkında bilgi veren her türlü yazılı belgeler, kayıt altına alınmış konuşmalar ve anlatımlar, baştan beri din psikologlarınca bilimsel ölçüler içerisinde değerlendirilmektedir. Kişilerin kendi hayatlarıyla ilgili kendilerinin düzenledikleri otobiyografiler yada başkalarınca kaleme alınmış olan biyografiler, hatıra kayıtları, mektuplar, seyahat yazıları, olay kayıtlan vb. belgelerin incelenmesi sonucunda, dinî tecrübe ve davranışlarla ilgili değerli bilgiler elde edilmektedir.
Din Psikolojisinin öncülerinden W. James, incelemelerini özellikle bu tür belgelere dayandırmıştı. Ancak, onun hayatlarını incelediği şahıslar dinî yönden en ileri uçta bulunan tahsilli ve seçkin kimselerle sınırlı kalmıştır. Bundan dolayı da tenkit edilmiştir. Gençlerin dinî gelişimleriyle uğraşan bazı din psikologları da, onların hatıra defterlerini okumuşlardır.
İnsan elinden çıkan bu tür malzemelerle, her tür sanat ve edebiyat ürünlerinin, insan ruhunun anlaşılmasında önemli ipuçları ihtiva ettikleri açık bir gerçektir. Fakat bu yolla elde edilen verilerin gerçekten bilimsel bir değer kazanması için çok dikkatli olmak gerekmektedir. Çünkü bu bilgiler sübjektif bir ortamda oluşmaktadır; yanılma, hatırlayamama, yanlış hatırlama, çeşitli sebeplerle gerçeği gizlemek isteme ya da yaşadığı tecrübeleri doğru ve tam olarak ifade edebilme kabiliyetinden mahrum olma gibi ihtimaller her zaman mümkündür. Esasen, insan kendi içinde ve dışında cereyan eden olayları ya da kendi eserlerini şüphesiz kendince algılamakta ve değerlendirmektedir. Genelde o, kendisini ciddi bir şekilde tenkit edebilecek anlayışa sahip olmadığından, onun sık sık hatalara düştüğü veya böyle bir değerlendirmeyi çoğu zaman ihmal ettiği bir gerçektir. Öte yandan, inanan insanın kendi ruh hallerini doğru ve eksiksiz ifade etmek istese bile, bunun son derece güç olduğu da bir gerçektir. Sürekli değişen ruh halleri içinde bulunan kültürlü kimseler bile, günlük hayatın akışı içerisinde dinî duygu ve düşüncelerini olduğu gibi de edebilmektir, yapılan denemelerinde hissi ve akli engellerle karşılaştıklarını bilirler Yine bir kısım kimseler sosyal yada başka sebeplerle, isteyebilirler. Hatta bazen, olduklarından farklı görünmeyi ve işlerine geldiği gibi hareket etmeyi tercih ederler.[19] Bu sebeple bu tür malzemenin sıkı bir şekilde tenkide tabi tutulması, ulaşılan sonuçların bilimsel bir değer ifade etmesi için gerekli olmaktadır. [20]
ab. Anketler:
S. Hall ve E.D Starbuck gibi ilk din psikologlarının gençlerin dini gelişimlerini anketlerle ortaya çıkarmaya yönelik çalışmaları, zaman içerisinde Din Psikolojisinde anketlerin geniş bir alanda kullanılmasıyla gelişti. Belli bir araştırma konusuna uygun olarak hazırlanan anketler, Din Psikolojisinde sıkça başvurulan bilgi toplama vasıtalarıdır. Aynı anda çok sayıda kişiye uygulama kolaylığı sebebiyle, çoğu araştırmacı tarafından tercih edilmektedir. Ancak, anketin hazırlanması ve uygulanması büyük dikkat ve uzmanlık gerektiren bir iştir. Ankete katılan kişiler sorulan sorular çerçevesinde bir iç gözleme davet edilmektedir. Bu iç gözlemin amacı kişinin, kökleri geçmişte olan ve hâlihazırda varlığını sürdüren dinî eğilimlerinin açığa çıkarılmasını sağlamaktır. Bunun için, gerek anketin hazırlanması ve gerekse uygulanması esnasında üzerinde dikkatle durulması gereken hususlar vardır.
Soruları düzenlerken, dilin anlaşılır olması ve deneğin kendi iç dünyasını dışarıya yansıtıcı bir üslûp ve ifade kullanılması önemlidir. Ayrıca yerine göre açık ve kapalı uçlu, direkt ve dolaylı, olumlu ve olumsuz değişik soru tiplerinin yer alması uygun olur. Ankette, cevaplayıcının samimi davranmasını sağlamak için güven telkin edici açıklamaların bulunması ve samimi olmayan, rastgele uydurulmuş ya da üstünkörû geçiştirilmiş cevapları ayıklamak için “düzeltme skalaları”nın kullanılması gerekir. Genelde anketlerde, verilecek cevaplar sınırlı tutulur, fakat o sınırlar içerisinde kanaat ya da eğilimin olumlu ve olumsuz yöndeki şiddet derecesini belirleyecek tercih ölçülerine de yer verildiği olur. [21]
ac. Testler :
Psikolojide zekâ, başarı, kabiliyet, ilgi, kişilik., gibi alanlarda geliştirilmiş olan çok sayıda test kullanılmaktadır. [22] Bunların en önemli özelliği, standart hale getirildikleri için güvenilir bir ölçme vasıtası olarak kabul edilmiş olmalarıdır. Din Psikolojisinde, fertlerin dinî kabiliyet ve ilgilerini, inanç ve davranışlarını güvenilir bir şekilde ölçecek standart testlere pek rastlanmaz. Ancak, kişilik psikolojisinde kullanılan bazı tekniklerden yararlanıldığı olmaktadır. [23] Bunlar daha ziyade “yansıtmalı” (projektif) testlerdir. Bu yansıtmalı testlerin insan ruhiyatı hakkında çok zengin bilgi sağlamalarına rağmen, geçerlilik ve güvenirlikleri henüz tatmin edici olmaktan uzaktır. Bunların mükemmelleştirilmesi için büyük gayretler gösterilmektedir.
Anket ve testler yoluyla elde edilen verilerin sağlam ve geçerli bilimsel bilgiler hâline dönüştürülmesi, çeşitli istatistik işlem ve analizlerle sağlanmaktadır. Bu da yüksek matematik bilgisi ve uzmanlık gerektiren ayrı bir konudur. [24]
ad. Mülakatlar :
Önceden sistemli olarak hazırlanmış ya da belli bir plâna göre serbest bir yönlendirme ile sorulan sorulara bağlı olarak, karşılıklı görüşme ve konuşma, fikir alışverişinde bulunma, çeşitli durumlarda başvurulan bir araştırma tekniğidir. Bu yolla güvenilir bilgilerin elde edilebilmesi için, taraflar arasında sıcak, samimi ve güven telkin edici bir havanın oluşması önemlidir. Anket yoluyla yapılan araştırmalarda, konunun doğru anlaşılıp anlaşılmadığı, cevapların ciddi ve samimi olup olmadığı mülakatlarla kontrol edilip, bilgi eksiklikleri tamamlanmaya çalışılır. Mülakat sırasında konuşulan şeyler, ya o esnada notlara geçirilir ya da bantlara kaydedilir. [25]
ae. Semantik Tahliller:
Semantik, kelimenin anlam derecesini araştıran bir bilimdir. Gerçeklik ve dil arasındaki özel ilişkiye bağlı olarak, kelimeler değişik anlamlar ifade edebilmektedir. Bir insanın kullandığı kelimelerden herbiri, o kişinin sözkonusu kelimenin içine sığdırdığı belli görüş açılarını temsil etmektedir. Bu bakımdan semantik tahlil, kişilerin zihin yapılarını ve dünya görüşlerini anlamada bir yol olarak kabul edilmektedir. Son zamanlarda bazı din psikologları bu metoda dayalı araştırmalar yürütmektedirler. Ayrıca temel dinî metinlere de uygulanan bu metod, dinî hayatı anlamada yeni bir imkân olarak gözükmektedir. [26]
af. Dinî Metinlerin İncelenmesi :
Dinin Kutsal Kitabı'nın incelenerek burada insan ruhiyatını yansıtan bilgi ve olayları belli bir psikolojik bakış açısıyla yorumlama, Din Psikolojisinde bir araştırma tekniği olarak kabul edilmektedir [27]. Burada esas olan, inanan ya da inançsız insanın ruh dünyasının değişik çizgilerinin anlaşılabilir psikolojik izah çerçevelerine yerleştirilmesidir. inançlı ya da inançsız kişinin nasıl olması, neler yapması gerektiği değil, nasıl olduğunun anlaşılmasıdır. Yani bu inceleme, ALLAH ile ilişki halindeki insanın çeşitli ruh hallerinin tesbiti ile sınırlı kalmalıdır. Bu metodun, araştırmacının müşahedesinin uzanamadığı (vahy, mucize., vb.) bazı dinî olaylarla, tecrübeye dayalı metodlarla tahkiki mümkün olan (dinî motivasyonlar, dua ve ibâdet., vb.) diğer bazı olaylar hakkında bilimsel sonuçlara ulaşmakta en azından metodik bir giriş değeri olduğu söylenebilir. Bu yöndeki çalışmalar ileride bir “teolojik psikoloji” nin oluşmasına imkân hazırlayacaktır. [28]
ag. Deney :
Din Psikolojisi'nde deney metodu çok nadir olarak ve sınırlı durumlarda kullanılabilmektedir. Hatta bazılarına göre bu alanda gerçek bir deney düzenlemek mümkün değildir; ancak deneye yakın bazı teşebbüslerle olumlu bir sonuca varılabilir. Dinî yaşantı ve davranışların deney metoduyla incelenmesine engel teşkil eden en önemli sebep olarak, bu alandaki çalışmalarda elde edilen verileri test etmeye imkân verecek teorilerin eksikliği gösterilmektedir. Ayrıca, araştırıcıların çoğu, bir deneğin dinî hayatının özelliklerini veya yoğunluğunu kontrol ve düzenlemeyi ahlâka aykırı kabul etmektedirler [29]. Bütün bunlara rağmen son zamanlarda özellikle A.B.D.'li birçok din psikoloğunun, deneysel ya da ona yakın metodlarla çalışarak önemli eserler meydana getirdikleri de bilinmektedir. [30]
b) Bilgiyi Düzenleme ve Yorumlama Metodları
Yukarıda belirtilen çeşitli vasıta ve tekniklerle elde edilen Din Psikolojisi verilerinin belli yaklaşım ve görüşler çerçevesinde düzenlenmesi ve sistemleştirilmesi, daha sonra da bunların yorumlanması, araştırmanın bir başka safhasını oluşturur. Düzenleme çeşitli şekillerde olabilmektedir. Meselâ, dinî yaşayış ve davranışlar Genel Psikolojinin sistematiğine uygun tarzda, ruhî fonksiyonlarla ilgileri esas alınarak (dinî tecrübe, dinî motivasyonlar., vs.) sıraya konabilir. Ya da belirli kişilerin veya grupların dinî yaşayışları belli kategoriler altında ele alınarak tipleştirmelere gidilebilir. Bu tipleştirmeler, dindar kimselerin kişilik, karakter ve davranışları yönünden olacağı gibi, yaşanan dinin motivleri ve mekanizmleri, yaşayışın şiddet ve derinliği açısından da olabilir [31].
Belli kategoriler altında toplanan dinî olayların açıklanması ve yorumlanması, daha ziyade bunların sebeplerinin ve etkilerinin ortaya konulması amacına yönelik gayretlerdir. Bu konuda kullanılan başlıca yaklaşımlar şunlardır: [32]
ba. Gelişime Dayalı Yorumlama (Genetik Metod) :
Bu metodun esası, ferdin davranışlarındaki sebep-sonuç ilişkisini onun hayat tarihçesine, geçmişine başvurarak açıklamaktan ibarettir, insan doğuştan ahlâklı, sanatkâr veya siyasetçi bir varlık olmadığı gibi, dindar da değildir; ancak sonradan dindar, ahlâklı, sanatkâr ya da siyasetçi hâle gelir. Bu durumda dinin gerçek bir psikolojisinin de gelişimsel olması gerekir [33]. Fakat bu gelişimi, basitçe zamana bağlı bir olay gibi anlamamak gerekir. Yetişkin insanı ancak çocuktan hareket ederek anlamak mümkündür denemez, çünkü bunun tam tersi, “çocuk ancak yetişkinden hareket edilerek anlaşılabilir” görüşü de en az onun kadar doğrudur. O halde gelişimsel olmanın anlamı denir? Gelişim esas itibariyle yapısal mahiyettedir. Karmaşık bir varlık olan insan, kendisini oluşturan tecrübeler, dürtüler, duygular, düşünceler, kararlar, gerçeğin ve başkasının varlığının baskını gibi değişik unsurlar bir yapıya kavuştuğu ölçüde insan haline gelir. Dinî inanç ve tutumun yapılanmasını da bu açıdan ele almak gerekir. Çünkü dinî inanç ve davranışlar, oluşmakta olan kişiliğin temel boyutuna göre düzene girer ve kişi irade dışı dindarlıktan iradeli dindarlığa, vasıtasız kendiliğinden inançtan, üstlenilmiş inanca erişir. [34]
bb. Fenomenolojik Yorumlama (Dinamik Metod) :
Bu metod davranış tahlilinde o andaki psikolojik sahayı esas alır; ferdin gelişim tarihçesini bir yana bırakır. Belirli bir anda ferdin psikolojik özellikleri ve onun psikolojik çevresinin mahiyeti ve muhtevası tanım ve tasvir edilerek, sistematik bir izah tarzı ortaya konmuş olur. İnsandaki dini gelişimi zamana bağlı bir olay olarak değil de yapısal açıdan ele alan din psikologları, dinî yaşayışın tabiatı itibariyle “dinamik” bir özelliğe sahip olduğunu da kabul ederler. Yani, dinî yaşayış ve davranışlar bir defada olup bitmiş, kökü geçmişte kalan ve artık gelişme, canlanma ve değişme göstermeyen kültürel tortular, bugünkü durumu itibariyle gerçek güdülerden ve hedeflerden yoksun ruhî olaylar olarak düşünülemez. Dini eğer sembolik bir sistem olarak ele alırsak, dinî sembollerle psikolojik dinamizmler arasındaki etkileşim içerisinde dinî hayat, kendisinden ayrılmayan ilgilere az ya da çok bağımlı, zayıf ya da yaratıcı bir şekilde her zaman surda burda yeniden doğmaktadır[35]. Bunun için dinî davranışları, o andaki psikolojik sahadaki yapılanmaları ve faktörleri açısından ele almak, önemli bir metod olarak karşımıza çıkmaktadır. [36]
bc. Biyolojik ve Pragmatik Yorumlama :
Bu metod dini, insan hayatına etkileri açısından ele alır. Dinin insan hayatının daha iyi yaşanmasında faydalı olacağı görüşünden hareket eder. Burada dine, hayatın sürdürülmesinde itici bir güç olarak bakıldığı gibi, insanın gerçekten dine ihtiyacı olduğu görüşüne de ağırlık kazandırılmaktadır. M. İkbâl; dini, insan benliğinin güçlenmesi, bütünleşmesi ve değişen çevre şartlarına ve durumlara uyum sağlıyabilecek güç ve hürriyete kavuşması bakımından zaruri görmekle bu görüşe yaklaşmış olmaktadır. [37]
bd. Psikoanalize Dayalı Yorumlama :
Psikoanaliz davranış tahlilinde gelişimsel (genetik) metodu kullanır. Ancak onun bir başka özelliği de, davranışları yorumlamada şuurdışı ve şuuraltı faktörlere birinci derecede önem vermesidir. Din Psikolojisinde bu metod, insanın dinî davranışlarını şuur dışından kaynaklanan güdülere dayanarak yorumlar. [38]