- Dil Saatini Kurmak

Adsense kodları


Dil Saatini Kurmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sun 7 November 2010, 05:51 pm GMT +0200
Dil Saatini Kurmak

Naci Öztürk


Allah Teâlâ buyuruyor!

"Öyle ise siz beni (taatle, ibadetle) anın, ben de sizi (Sevab ile mağfiretle) anayım." (Bakara: 152).

Ey iman edenler sizi ne mallarınız ne de evlatlarınız Allah'ın zikrinden alıkoymasın... (Münafikun: 9)

Gecenin bir kısmında uyanıp, sırf sana, mahsus olmak üzere, O Kur'an'dan bol bol okuyarak namaz kıl, böylece Rabbinin seni övülmüş bir makama (Makamı Mahmud'a) ulaştıracağını umabilirsin. (İsra: 79)

Sen onlar ne derlerse desin sabret. Güneşin doğmasından ve batmasından evvel Rabbini hamd ile tesbih et gecenin bir kısmında ve gündüzün bazı bölümlerinde de tesbih et ki rızaya eresin. (Taha: 130)

O gönül gözü sahipleri öyle insanlardır ki, ayakta iken, oturur iken, yanları üstüne yatar iken.. Hep Allah'ı zikrederler ve göklerle yerin yaradılışı hakkında derin derin düşünürler. (Âli İmran: 191)

O münafıklar Allah'ı çok az anarlar. (Nisa: 142)

Habibim, Sen onlara hiç durmadan zikr yoluyla öğüt ver. Sen sadece bir müzekkir, Zikir yoluyla eğitensin. (Gaaşiye: 21)

Hazreti Peygamber buyuruyor:

Allah'ı zikreden bir topluluğu mutlaka melekler çevreler rahmet kuşatır ve onların üzerine ilahî sekînet iner ve Allah onları, nezdindeki ulvî varlıklarla anar. (Tirmizî, 5/460)

Size amellerinizin en hayırlısı, Rabbiniz katında en temizleyicisi, derecelerinizin en yücesini, sizin için altın ve para infakından daha erdiricisini, düşmanla karşılaşıp birbirinizin boynunu vurasıya savaşmanızdan daha hayırlısını haber vermemi ister misiniz? İşte o bahsettiğim ALLAH'ı zikirdir. (Tirmizî, 5/459)

Peki ey, Allah'ın Resûlü, Allah yolunda savaşan gazininkinden de yüksek mi, onların dereceleri?

Buyurdular ki, evet gazi, kılıcıyla kafirler ve müşrikler içinde çarpışarak, yaralansa, kanlara boyansa dahi ALLAH'ı zikredenlerin dereceleri ondan yine de yüksektir. (Tirmizî, 5/458)

Avn b. Abdullah b. Utbe (H. 151) şöyle diyor:

Zikir meclisleri gönüllere şifadır. İnsanlık Allah'ın zikredilmediği bir zamanla yüz yüze gelirse, yemin ederim ki, toptan mahvolur. Gafil insanlar içinde Allah'ı zikreden bir adam, ricat etmiş bir orduyu tek başına kurtaran bir askere benzer. Peygamberimiz (s.a)

Şüphesiz kalpler paslanır (Demirin paslandığı gibi) Onların cilası da zikrullahdır, buyurmuşlardır.

Allah'ı dil ile zikredene cemadatlar, kalp ile zikredene kevn, ruh ile zikredene Hamelei arş sırrı ile zikredene Arş ile Allah arasındaki ulvi varlıklar iştirak eder.

Seyyid Abdülhakin Arvasi, Hazretleri de bu mevzuda şu ölümsüz beyanları ile şöyle ışık tutuyor bizlere:

Kalp zikrin rayihasıyla ıtırlanır, nuruyla ışıklanır, ateşiyle yanar, hararetiyle pişer, rengiyle ifadelenir, sıfatıyla sıfatlanır ve hakikatıyla gerçekleşirse, bütün beden uzuvları Şecereyi Musa gibi ALLAH, ALLAH, ALLAH diye zikre koyulur bunu ne kimse duyar ne kimse anlar, hatta iyi amellerin yazıcısı, melekler bile bu hali görmezler, bilemezler. Bu hal zikredenle zikredilen arasında aşk esrarı, yakınlık, kapılış, sarılış olarak tecelli eder kalır. Seven, Sevgisiyle oldukça halkın arasında olsa bile yalnızdır. O vakit zahir gözler yaş akıtır, batın gözler pişmanlık hıçkırıkları ile inler.

Vücutta bir lezzet, kalpte bir tatlılık ve kulların kalbine tesir gösterir. Allah'ın fiillerine rıza duyar, ve mahluklarını mahzur görür. Sözlerinde doğruluk batında muhabbet, zahirinde iyi ahlak ile sıfatlanır. Ölüm çırpınışlarında ilahi cemal belirir ve Resûller Resûlünün (s.a.) nur yüzleri aynen görülür. Rüyalar tatlı olur. Kainatın Efendisini defalarca rüyada müşahede eder. Vücudu sıhhat ve kalbi rahat bulur,

Resulü Ekrem (s.a) Efendimiz hazretlerinin amca oğlu Abdullah İbni Abbas (r.a.) Allah kullarına neyi farz etmiş ise, bunların ifası için muayyen bir zaman ve mekan ile malum ve belli bir hudut tayin etmiştir. Ancak kendini zikretmek hususunda bir hudut göstermemiştir, buyuruyor.

Ey Hak dostu!.. Durma...Sen de sahibinin iştiyakı, zikir hasreti ile yanan kalbini Allah (c.c.) aşkı ile kur ve onun yüksek ateşli darbeler halinde "Allah Allah!.." diye zikrettiğini duy!.. Zaman yok, vakit kısa... Hayat zembereğinin ne kadar çalışacağı belli değil. Bu zemberek durmadan ve sen, derin bir nedamete düşmeden acele et!.. Geçen zamanı telafiye çalış!..

"Bak saata kim dakika fevteylemeyip

Rakkas-ı derûnî oynatmadan her gâh,

Dil saatini kur, işlet sen de bisavt:

ALLAH, ALLAH...