- Dil Konuşur Yürek Susarsa

Adsense kodları


Dil Konuşur Yürek Susarsa

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Mon 5 July 2010, 10:26 am GMT +0200
Dil Konuşur Yürek Susarsa..

Söz, yüreğin sütünü içmişse bir hakikati işaret eder insana Fikirde, sanatta önce yürek dile gelmeli… Bazen yüreğin yenilgisini, bazen eğriliğini görsek de kaynağı, kokusu yürek olan her şey hürmetle kabul edilmelidir Miski tene değil yüreğe sürerek aksiyona, fikre, sanata başlamalı insanoğlu Yoksa kelimeler arasında somurtan bir benliği dayatma riski vardır
Dil Konuşur Yürek Susarsa...
Önce yürek dile gelmeli Yalanın yalandan muzdarip olduğu zamanın içerisinde sesleniyoruz birbirimize Hiç değilse gözlerimizi kaçırarak, ima yoluyla doğruda kalabiliriz Gözlerin yalan söylediği, sözün ben putuna çağırdığı, yüreğin marıl marıl ateşlerde yandığı bir atmosferde önce yüreğe dönmeli Nasıl ki imanı, aşkı taşıyan gönül beden kafesinde bulunmak gibi bir fizik keyfiyeti taşıyorsa yüreğe dönmek mücerret bir umut olsa da dışarlak bir yönü vardır

Bir insanın ölümüne şahit olmak, yürek sahibi olmamasına şahit olmaktan iyidir Acısını, aşkını, fikrini, aksiyonunu yaşarken ten kafesini ve alkışı düşünüp yüreğinin sesini düşünmemek haliyle devam eden bir hayat, fotoğraftaki hayattan farklı mıdır? Ağlayan, anlatan binlerce yürek varsa hâlâ ben selametiyle uğraşmanın ne önemi olabilir? Lafzın, insanı saptırıcı özelliği gözden kaçırılmamalıdır Gül devri olsaydı, “karanfil olmadı” diye şikâyet edecek mizaçtaki insanlar, yüreklerinin ben merkezli selametini terk edip bir yerden başlamalıdır mücadeleye… “Ben yoksam kimse yoktur” sözü bir kişilik bir emniyeti belirtmekten çok “Herkesin hakkının bittiği yerde benim hakkım başlar, benim görevimin bittiği yerde başkalarının görevi başlar” hakikatini içeren bir vazife şuurunu ortaya koymaktır

Yüreğin pazarı olmaz ama nazarı vardır Yüreğin nazarı ise “ Bir bakışla insanı gamdan azat edecek aşk ekleme, umut verme keyfiyetidir Vitrin reklam ve ben korkusuyla yüreği hizmetten, aşktan, aksiyondan “ateş” ten kaçırmak sözün dile gelmesine yol vermek olmaz mı? Kendi güzelliklerini, yüce değerlerini dost meclisine taşımayanlar, yüreklerini işletmeyenler pas tutacaklar muhakkak

Karanlığı sözle değil yürekle ışığa çevirmenin bir yolu olsa gerek… En alt basamağı kirli niyetli, kirli yürekli ölüye yalanını ve eğrisini hatırlatmaktır Söz ehli bunu yapmaz, kırarım korkusuyla ikaz etmeyen, dostunu cehennemde bırakıp cennette nasıl rahat edecek! “ Bir insanı öldürmek âlemi öldürmek gibidir” diyen Cenabı-ı Hakk’ın huzuruna ölü yürekli, kirli niyetli dostların, arkadaşların sahibi olarak nasıl çıkarız Aşka, aksiyona, fikre yürek ateşi katabileceklerin ölü yürekler, sağ damarları; kirli niyetlere ulvi niyetleri göstere bilecekleri zeminden kaçmaları ben selametiyle uğraşmaları, neyle izah edebilir…

Ölümlere, yürek ölümlerine, niyet ölümlerine seyirci kalanların söze yol verip aksiyonu unutmalarının bir izahı vardır Ölüm ne kadar artarsa o kadar iyidir onlara Çünkü ben selametine kavuşmuş, biriciklerini muhafaza derdindeki tembel seyircilerdir En trajik oyunun seyircisi, en kötü oyunu yaşayandan daha aşağıdır




alıntı