- DİB'den Ramazan Bayramı Mesajı

Adsense kodları


DİB'den Ramazan Bayramı Mesajı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Fri 17 August 2012, 02:21 pm GMT +0200


Tarih: 17.08.2012
                                                                                     T.C.
                                                                                BAŞBAKANLIK
                                                                         Diyanet İşleri Başkanlığı


                                                                     RAMAZAN BAYRAMI MESAJI


Ramazan-ı şerif, her yıl ruhlarımıza güzellik, gönüllerimize zenginlik vermek, iradelerimizi eğitmek ve toplumsal hayata huzur iklimi getirmek üzere yücelerden gelen bir kutlu misafirdir. Bu kutlu misafiri yarın, bir yıl sonra aramıza tekrar karşılamak üzere geldiği yüceler katına “elveda yâ şehr-i Ramazan” diyerek hüzünle uğurluyoruz. Ancak Pazar günü bu üzüntümüz yerini bir sevince bırakıyor. Mübarek Ramazan Bayramına kavuşuyoruz.

Bayramlar, aynı dinin, aynı inancın neşesinde bizleri birleştiren, yürekleri bütünleştiren, kardeşliği pekiştiren, kırgınlıkları onaran ilahi armağanlardır. Bayramlar, milletçe iman kardeşliğinin gerçek tezahür sahneleridir. Bayramlar, inancı, ibadeti, tarihi ve kültürü bir sevinç atmosferinde buluşturarak bizi istikbale taşıyan ve tarih sahnesinde biz Müslümanlara süreklilik kazandıran müstesna zaman dilimleridir.

Ramazan bayramına nice günlerden, nice iftarlardan, nice sahurlardan sonra eriştik. Onca gün oruç tuttuktan sonra neşenin, sevincin ve huzurun eşiğine vardık. Susuzluğa razı olduğumuz, açlıkla sınandığımız uzun gündüzlerin sonunda geldik bu selamet ve esenlik günlerine. Zafer için sabrettik. Kötü konuşmamak için sustuk. Susuzun hâli ile hemhâl olmak için susadık, bekledik. Milletçe aynı sofranın etrafında her akşam çocuklar gibi sevindik, sevindirdik, sevindirildik. Hep birlikte aynı bekleyişin yolcusu olduk. Topluca aynı sevinçleri paylaştık. Müslümanlar olarak aynı çaresizliklerin sırdaşı; aynı kederlerin halkası olduk. Bizi ayrı kılan farklarımızı unuttuk, kalplerimiz ile var olmayı öğrendik. Sevgi ve barış dokunuşu “selâm”ı ihya ederken, bunun bir sonucu olarak kardeşliklerimizi, dostluklarımızı, yakınlıklarımızı, tanışıklıklarımızı güçlendirdik. Bir olduk, birlik olduk, bire bin olduk. Her akşam iftarı hak ettiğimiz gibi bayramı hak ettik. Allah’a sonsuz hamd ü senalar olsun! Bayramımız mübarek olsun!

Müslümanlar olarak idrak ettiğimiz bu bayram, aslında tüm insanlık adına bir ümit ateşidir. Farklı coğrafyalardan, farklı dillerden, farklı ırklardan, farklı yaşlardan ve farklı kültürlerden milyonlarca Müslümanın bu bayramda aynı sevinç etrafında halkalanması, merhamet kuraklığı çeken insanlığın merhameti yeniden kuşanması için tutuşturulmuş bir rahmet meşalesidir.

Bayramın bu rahmet meşalesi, dünyayı kana bulayan ve ateşe atan ırkçılığın ve ayrımcılığın, insanlığı aç ve yoksul bırakan sömürgeciliğin, azgınlaşan ve şımaran iradelerin hak-hukuk tanımayan zulüm ve haksızlıklarının pekâlâ yenilebileceğinin en güzel göstergesidir.

Bu bayram, başkalarını aç bırakarak doyanlara, diğerlerini ezerek muktedir olanlara, ötekilerini yok sayarak var olanlara karşı Hakk’ın yanında yer almanın bayramıdır.

Bu bayram, bir Ramazan gecesi olan Kadir gecesinde inmeye başlayan o Kutlu Söz’ün hakkını verenlerin, Kitap’ın tarafını tutanların, Kur’ân’ın yanında yer alanların bayramıdır.

Bu bayram, yeryüzünde acı ve açlık üretenlerin yanında olmayanların; Rahmet Peygamberinin (sas) tarafında duranların, yeryüzünün dertleriyle hemdert olanların, dil-din ayırımı yapmadan, ırk-renk farkına aldırmadan, “Sonra biz de aç kalırız!” kaygısına kapılmadan infak edenlerin, sadaka verenlerin, yardım edenlerin, yığanlardan ve istifleyenlerden olmayanların bayramıdır.

Bu bayram, bencillik kabuğunu kıranların, ikram edenlerin, ekmeği bölüşenlerin, huzuru paylaşanların, gönül kapılarını kardeşlerine açanların bayramıdır.

Bu bayram, diğerkâm olanların, veren ellerin, yetim ve öksüzü itip kakmayanların, isteyeni azarlamayanların, muhtacı horlamayanların, yolcuyu yolda bırakmayanların, yoksulların ellerinden tutanların bayramıdır.

Bu bayram, yeryüzünü yangınlarla kasıp kavuranların, zayıfların üzerine basarak yükselenlerin, iktidar ve kuvvetiyle, silah ve teknolojisiyle kan ve gözyaşı akıtanların tarafını tutmayanların bayramıdır.

Bu bayram, kendini beğenmişlerin, kendine yontanların, sırf kendi çıkarını düşünenlerin, komşusu açken tok uyuyanların, kardeşi mahzun iken sevinenlerin, insanlığı aç, mazlumları yalnız bırakanların değil; yapılanlara seyirci kalmayıp çaresizlerin çaresizliğini resimlemek yerine çare sunanların bayramıdır.

O hâlde kardeşlerim! Bu bayramda yapacaklarımızı unutmayalım! Bizden bayram neşesi bekleyenlere beklediklerini ikram edelim! Bayramın sevincini ve coşkusunu içimizde hissedelim! Onun muştusunu gönüllerden gönüllere, evlerden evlere, şehirlerden şehirlere, ülkelerden ülkelere taşıyalım! Varlık sebebimiz olan anne-babalarımızı; hayatın çilesini birlikte omuzladığımız eşlerimizi sevindirelim. Evlerin canlı bayramları olan çocuklarımızı bayramın coşkusuyla mutlaka tanıştıralım! Aile büyüklerimize, akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaş ve dostlarımıza hürmet ve muhabbetlerimizi gösterelim. Yaralı gönülleri, bitap düşmüş yürekleri onaralım! Yetimlerin, gariplerin, yaşlıların, mahkûmların ve kimsesizlerin tebessümü ile bayramlarımızı aydınlatalım! Hastane köşelerinde şifa bekleyenlerin gönüllerini alalım. Bayram yapamayanlara bayram yaptıralım! Yüreklerin en ağır yükü olan küskünlüklere son verelim!

Başta Suriye ve Myanmar/Arakan olmak üzere dünyanın muhtelif yerlerinde zorda, darda ve sıkıntıda olan bütün kardeşlerimize dua edelim!

Zaferler ayında cennet vatanımız için canlarını seve seve feda eden muazzez şehitlerimizi, başta 17 Ağustos depremi olmak üzere doğal afetlerde hayatlarını kaybeden kardeşlerimizi ve geçmişlerimizi rahmetle yâd edelim!

Bu duygular içinde vatandaşlarımızın, yurtdışındaki kardeşlerimizin ve tüm İslâm âleminin mübarek Ramazan bayramlarını tebrik ediyor; bayramın, başta ülkemiz ve gönül coğrafyamız olmak üzere âlem-i İslâm ve insanlık için hakikî anlamda bir bayram ve sevince dönüşmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ
Diyanet İşleri Başkanı