- Devlet Başkanı Ve Diğer Görevlilerin Nitelikleri

Adsense kodları


Devlet Başkanı Ve Diğer Görevlilerin Nitelikleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Mon 4 June 2012, 01:41 pm GMT +0200
5- Devlet Başkanı (Emir) Ve Diğer Görevlilerin Nitelikleri


Kur'an, İslâm Devleti'nin bütün görevlileri, temsilcileri ve çalışmaları için genel nitelik­ler ortaya koymuştur. Diğer insanlara örnek olması beklenen devlet başkanı, danışman­ları ve yardımcıları bu nitelikleri daha yük­sek bir seviyeye çıkarmalıdır. Bu nitelikler aşağıda gösterildiği üzere Kur'an da değişik şekillerde zikredilmiştir.

a- Şefkat, Yumuşaklık. "Allah'tan bir rah­met dolayısıyladır ki, onlara yumuşak dav-randın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın çev­renden dağılır giderlerdi." (3: 159), "Güzel davrananlara daha güzel karşılık ve fazlalık vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne de bir zillet. İşte onlar cennet halkıdır; orada ebedî kalacaklardır." (10: 26), "Allah sana nasıl ihsan ettiyse, sen de öyle ihsan et." (28: 77).

b- İyilik. "İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen) en güzel olan şeyle(kötülüğü) sav, o zaman görürsün ki seninle aralarında düşmanlık bu­lunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiş­tir.'' (41: 34), "Kötülüğü en güzel şeyle sav; biz onların (seni ne kötü sıfatlarla) niteledik­lerini bileniz." (23: 36), "Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu ibret alanlara bir öğüttür." (11: 114).

c- Sabır. "Artık sen de sabret; peygamber­lerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi. Onlar için acele de etme." (46: 35), "Ey iman edenler,sabır ve namazla yardım dileyin.Mu-hakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir." (2: 153), "Sana isabet edene (musibetlere) karşı sabrederek dayan, çünkü bunlar azme-dilmesi gereken işlerdir." (31: 17), "Onların söylediklerine sabret ve güzel bir şekilde on­ları terket." (73: 10).

d- Af. "Affetsinler ve hoş görsünler. Allah-ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah bağışlayandır, esirgeyendir" (24: 22), "Af yo­lunu benimse, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir." (7: 198), "Yine de onları affet, aldı­rış etme. Çünkü Allah, iyilik yapanları se­ver." (5: 13), "Öfkelerini yenerler ve insan­ları affederler; Allah da güzel davrananları sever."(3: 134).

e- Hoşgörü. "Allah'tan başka yalvardıkla-rına sövmeyin ki, sonra onlar da haddi aşa­rak bilmeden Allah'a sövmesinler. İşte böy­le, biz her ümmete yaptıklarını süslü (çeki­ci) gösterdik. Sonra onların dönüşleri Rab-binedir ve O onlara ne yaptıklarını haber ve­recektir." (6: 108), "Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir yükümlülük, senin hesabından da onlara bir yükümlülük yok ki onları kovup ta zalimlerden olasın." (6: 52), "Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim ta-ğutu inkar edip Allah'a inanırsa, o kopma-yan sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir, bilendir." (2: 256).

f- Tevazu. "İnsanlara yanağını kibirlenerek çevirme ve böbürlenerek yeryüzünde yürü­me. Zira Allah, kendini beğenip böbürlenen insanı sevmez." {31: 18), "Ve Rahman'ın kul­ları yeryüzünde tevazu ile yürürler,cahiller kendilerine laf atarlarsa 'selâm' derler." (25: 63), "Boş laf (konuşanlara) rastladıkların­da vekar ile geçip giderler." (25: 72).

g- Adalet. "İnsanlar arasında hükmettiği­niz zaman, adaletle hükmetmenizi emreder" (4: 58), "Söylediğiniz zaman, yakınınız da­hi olsa, adil olun" (6: 153), "Andolsun biz elçilerimizi açık delillerle gönderdik ve insan­lar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla bir­likte kitabı ve mizanı da İndirdik." (57: 25), "Ey inananlar! Allah için adaletle şahitlik edenlerden olun, bir topluluğa olan kininiz sizi adaletten alıkoymasın. Âdil davranın, bu takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup sa­kının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan ha­ber alandır." (5: 8).

h- Emanet ve Ahde Bağlılık. "Ve onlar ema­netlerine ve ahitlerine riayet ederler. Onlar namazlarını gereği üzere devamlı kılarlar; işte vâris olacaklar onlardır. Ki onlar Firdevs'e vâris olacaklar, orada ebedi olarak kalacak­lardır." (23: 8-11), "Hiç şüphesiz, Allah size emanetleri ehline teslim etmenizi emreder." (4: 58), "Ahitleştiğiniz zaman, Allah'ın ah­dini tam yerine getirin, pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Çünkü Allah'ı üze­rinize kefi! (şahit) kılmışsımzdır. Şüphesiz, Allah yaptıklarınızı bilir". (16: 91).

Kur'an'da değişik yerlerde zikredilen bu ni­teliklerin bir kısmı şu ayetlerde biraraya top­lanmıştır; "Onlar ki kendilerini yeryüzünde iktidar sahibi kıldığımızda, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, marufu emrederler, münkerden sakındırırlar." (22: 41), "Büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; ga-zaplandıkları zaman bağışlarlar. Rablerinin çağrısına icabet ederler, namazı dosdoğru kı­larlar, işleri kendi aralarında şûra iledir; ken­dilerine verdiğimiz rıziktan infak ederler." (42: 37-38), "Yoksa biz, iman edip de salih amelde bulunanları yeryüzünde bozguncu­luk çıkaranlarla (bir) mi tutacağız? Yoksa muttakileri fâcirlerle (bir) mi tutacağız." (38: 28), "De ki: 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak aklı selim sahible-ri öğüt alıp düşünmektedir." (39: 9) Rasululla da çeşitli vesilelerle bu nitelik­leri şu sözleriyle açıklamıştır;

a- "Vefatımdan sonra en iyi şeyleri kendi­lerine ayıran ve beğenmediğiniz hareketler­de bulunan yöneticiler göreceksiniz."

b- "İyi  insanlar arasında  —bir  parçası olmadıkça— sorumluluk makamından çok fazla nefret eden kimseler bulacaksınız."

c- "Allah herhangi bir kulunu müminlerin idaresine vazifeli kılar, o kimse de idaresindekİlere hıyanet ederek ölürse, Allah o kim­seye cenneti haram kılar."

d- "idaresi altında bulunanlara adaletle hükmeden âdil kimseler Rahîm olan Allah'ın İndinde nurdan minberler üzerinde oturur­lar."

e- "Kıyamet gününde Allah indinde kulla­rı arasında en hayırlı mevkide olan âdil ve şefkatli imâm (halife), en kötü durumda olan ise zalim ve insafsız imam olacaktır.

f- "Allah herhangi bir kulun idaresi altına başkalarını verir, o kişi de işi bir istişare ile onları korumaz ise cennet kokularını kokla-yamaz." (Daha fazla bilgi için istişare bölü­müne bakınız).

g- "En kötü çobanlar yumuşak huylu olma­yanlardır.",

h- "Ey Allah'ım! Her kim ümmetimin bir işi üzerine tayin olunur da onları meşakkate düşürürse, sen de onu meşakkate düşür. Ve her kim ümmetimin bir işi üzerine tayin olu­nur da onlara rıfk ile muamele ederse, Sen de ona yumuşaklık göster."

i- "Akılsız yönetimlerden koruması için siz­leri Allah'a emanet ediyorum." sözü üzeri­ne kendisinden ne olduğunu sorulunca Ra-sulullah @ şöyle cevap verdi; "Benden son­ra huzuruna girenlerce yanlış olduğu bilinen fakat zulmünde yardımcı olunan yöneticiler ortaya çıkacaktır. Onların benimle bir ilgi­leri yoktur, benim de onlarla bir ilgim yok­tur. Ancak onların huzuruna girmeyen, yan­lışlıklarına inanan ve zulümlerinde yardım­cı olmayanlar vardır ki, onlar bana aittir (bendendir), ben de onlara."

j- "Bir yönetici insanlara karşı töhmette bu­lunmaya çalıştığı zaman onları ifsat eder."

k- Muaviye'ye öğüt verirken Rasulullah şöyle demiştir: "Yetkili kılınırsan Muaviye, Allah'tan kork ve âdil davran." (Mişkât)

l- "İmamlarınızdan (yöneticilerinizden) en hayırlısı, sizi seven ve sizin tarafınızdan se­vilenlerdir. Siz onlara dua ederseniz, onlar da size dua ederler. Onların en senlisi, sizi sevmeyen, sizin tarafınızdan sevilmeyen, si­ze lanet eden, sizin de kendisine lanet ettiği­niz kimselerdir."

m- "Allah'a yemin ederim ki bu göreve, bizden talep eden ya da arzu duyan birini ge­tirmeyeceğim." Mekke'yi gösterir Osmanlı üslûbu kitap süsü (XVIII. yüzyıl).

n- "Ebu Zerr, sen zayıfsın; o bir emanettir ki kıyamet günü rüsva ve pişmanlıktır. Yal­nız o emaneti ehil olup alan ve hakkıyla ba­şaran müstesna."

o- "Post peşinde koşan kişi ne^dimizde en güvenilmez kişidir."

p- Ebu Bekr, sorumluluk taşıyan bir tayin hakkında sorduğunda Rasulullah şöy­le buyurdu: "Elde etmeye çalışmayanlar için­dir, hırslı olanlar için değil. Kaçınıp sakına­nız içindir, karışanlar için değil. Kendileri is­temeden teklif edilenler içindir, kendi hak; lan olduğunu iddia edenler için değil!' (Ebu'I Alâ Mevdudî, The Islamic Law and Consti-tution).

Emirler genel olsa bile dürüst, şefkatli, gü­venilebilir, Allah'tan korkan, zeki, bilgili, sa­mimi, âdil, mütevazi ve hoşgörülü kimsele­rin sorumluluk gerektiren mevkilere atanma­sı gerektiği açıkça belirtilmektedir. Özel bir sorumluluk yüküne haiz devlet başkanlığı, bu başkanın danışmanlığı ve yardımcılığı gö­revlerine gelince, bu mevkilere getirilecek in­sanların seçiminde ve tercihinde daha fazla ihtimam gösterilmesi gereklidir.