armi
Tue 9 March 2010, 01:46 pm GMT +0200
"Birçoğu, depremin sabah namazı için uyandıkları sırada meydana geldiğini, uykuda olmadıkları için kaçabildiklerini anlattı"
İstanbul'dan ilk uçakla bölgeye ulaşan Sabah Gazetesi muhabiri Bülent Ergün izlenimlerini şöyle anlattı:
İlçe merkezinde insanlar yaşadıkları korku nedeniyle sokakları doldurmuştu ama büyük bir yıkım göze çarpmıyordu. İlçe merkezinden, depremin asıl vurduğu köylere doğru yolumuza devam ettik. Büyük bir keşmekeş dikkatimizi çekti. Yakınlarına ulaşmak isteyenler, ana yolu tıkamıştı. Jandarma ve polis ekipleri de, köylere sadece ambulans, sivil savunma aracı ve iş makinelerinin gitmesine izin veriyordu. Kısa bir süre bekledikten sonra, özel izinle bu yola girmeyi başardık. Yürüyerek 25-30 kilometre uzaklıktaki köylere ulaşmaya çalışanları gördük. Bazılarını aracımıza alıp, yola devam ettik. Birçoğu, depremin sabah namazı için uyandıkları sırada meydana geldiğini, uykuda olmadıkları için kaçabildiklerini anlattı. Köylere yaklaştıkça, yaşanan felaket tüm çıplaklığıyla karşımıza çıktı. Kerpiç evler ve cami minareleri tamamen yıkılmıştı. Ayakta kalan betonarme binalarda ise ufak tefek hasarlar göze çarpıyordu. Tabanözü köyünde artçı bir sarsıntıya yakalandık. Bu sırada hasarlı evlerden bazıları yıkıldı. Kısa bir süre sonra büyük bir yıkımın yaşandığı Okçular'a ulaştık. Yağış olmaması sayesinde Okçular ve çevre köylere kısa bir süre içerisinde Kızılay ve diğer yardım ekiplerinin ulaştığını gördük.
Sabah
İstanbul'dan ilk uçakla bölgeye ulaşan Sabah Gazetesi muhabiri Bülent Ergün izlenimlerini şöyle anlattı:
İlçe merkezinde insanlar yaşadıkları korku nedeniyle sokakları doldurmuştu ama büyük bir yıkım göze çarpmıyordu. İlçe merkezinden, depremin asıl vurduğu köylere doğru yolumuza devam ettik. Büyük bir keşmekeş dikkatimizi çekti. Yakınlarına ulaşmak isteyenler, ana yolu tıkamıştı. Jandarma ve polis ekipleri de, köylere sadece ambulans, sivil savunma aracı ve iş makinelerinin gitmesine izin veriyordu. Kısa bir süre bekledikten sonra, özel izinle bu yola girmeyi başardık. Yürüyerek 25-30 kilometre uzaklıktaki köylere ulaşmaya çalışanları gördük. Bazılarını aracımıza alıp, yola devam ettik. Birçoğu, depremin sabah namazı için uyandıkları sırada meydana geldiğini, uykuda olmadıkları için kaçabildiklerini anlattı. Köylere yaklaştıkça, yaşanan felaket tüm çıplaklığıyla karşımıza çıktı. Kerpiç evler ve cami minareleri tamamen yıkılmıştı. Ayakta kalan betonarme binalarda ise ufak tefek hasarlar göze çarpıyordu. Tabanözü köyünde artçı bir sarsıntıya yakalandık. Bu sırada hasarlı evlerden bazıları yıkıldı. Kısa bir süre sonra büyük bir yıkımın yaşandığı Okçular'a ulaştık. Yağış olmaması sayesinde Okçular ve çevre köylere kısa bir süre içerisinde Kızılay ve diğer yardım ekiplerinin ulaştığını gördük.
Sabah