seymanur K
Mon 23 January 2012, 05:10 pm GMT +0200
Delillerle Namaz Vakitleri
Bir günde kılınan beş vakit namazın vakitleri için delil olarak Ebu Musa (r.a) Resulullah (s.a.v.)'den şöyle nakleder:
"Resulullah'a bir kimse geldi ve kendisinden namaz vakitlerini soruyordu. Resulullah (s.a.v.) ona hiçbir cevap vermedi. Müteakiben fecr yarıldığı zaman sabah namazını ikame etti. Halbuki insanlar birbirini halen tanıyamıyordu. Sonra güneş ortadan meylettiği zaman müezzine emretti ve öğlen namazını kıldı. Cemaatin içinde en iyi bilen durumunda olan bir sözcü, gündüz yarı olmuştur der, idi. Sonra güneş yüksek iken emredip ikindiyi ikame etti. Sonra güneş battığı zaman emredip akşamı ikame etti. Sonra şafak kaybolduğu zaman emredip yatsıyı ikame etti. Sonra ertesi gün sabah namazını o kadar geri bıraktı ki bu namazdan çıkan herhangi biri güneş muhakkak doğmuştur yahut hemenhemen doğdu der idi. Sonra öğlen namazını dünkü ikindi vaktine yaklaşan bir vakte kadar geciktirdi.
Sonra ikindiyi o kadar geri bıraktı ki namazdan çıkan herhangi bir kimse güneş kıpkırmızı oldu der idi. Sonra şafağın kaybolacağı zamana yakın oluncaya kadar akşam namazını geri bıraktı. Sonra yatsı namazını gecenin ilk üçte biri oluncaya kadar geri bıraktı. Sonra sabah olunca soruyu soranı çağırdı ve O'na:
"Namazın vakti şu iki vakit arasıdır." buyurdu. [2]
Bu hadisi şeriften beş vakit olan farz namazların ilk ve son vakitleri açıkça anlaşılmaktadır.
Hadisin ilk paragrafı namazların ilk vakitlerini, son paraprafı ise namazların son vakitlerini bildirmektedir.Bu hadisin açık hükmünden anlaşılıyor ki bir namazın kılınma vakti ilk vaktinden son vaktine kadar devam eder. Yani namazı vaktinin ilkinde, ortasında ve sonunda kılmak caizdir. Ama şu kadar ki efdal olan vakit ilk vakittir. Diğer vakitler cevaz ve meşruiyet vakitleridir. Beş vakit farz namazdan herhangi birini bile bile tehir etmenin ve hele hele son vakite geciktirmenin uygun olunmayacağı da bilinmelidir.
Namaz vakitleri için artık başka delil ileri sürmeye ihityaç duymuyoruz. Peygamber (s.a.v.), soruyu soran adama ilkin cevap vermeyerek, daha sonra hem beliğ hem de tesirli olsun diye fiil ve sözleriyle tarif ederek namaz vakitlerinin anlaşılmasını en müessir halde belirtmiş oldu.
[2] Müslim, 614