meryem
Sun 24 October 2010, 04:56 pm GMT +0200
40-Dediklerine Göre Aklın Ve Düşüncenin Delillerinin Yalanladığı Hadis
İddia:Rasûlullah'a büyü yapıldığını;büyü yapmada kullanılan şeyin Zûervân (veya Zervân) [1]kuyusuna konulmuş olduğunu,Hz.Ali'nin onu kuyudan çıkardığını ve büyü yapılan her bir düğümü çözdüğü zaman Rasûlullahın.genç bir deveden daha çevik imişçesine kendisinde bir hafiflik hissettiğini [2]rivayet ettiniz.
Bu Allah'ın peygamberi (S.A.V) için caiz değildir. Çünkü sihir küfürden ve dediklerine göre şeytanın işlerinden bir iştir.
Allah'ın onu korumasma,melekleri ile ona doğruyu göstermesine ve vahyi şeytandan muhafaza etmesine rağmen;sihir Rasûlullaha nasıl tesir edebi-lir?Allah (C.C) Kur'an'ı kasdederek,"Ona ne önünden ,ne ardından (hiçbir sûretie) bâtıl yaklaşamaz."(41.Fussılet:42) buyurmuş tur .Ve siz buradaki bâtıl'ın,şeytan olduğunu iddia ediyorsunuz.
Yine Allah/'O bütün gaybı bilendir.Gayba dair ilmini ise,kimseye açmaz.Ancak bir peygamber olarak seçtiği müstesnadır.Çünkü Allah,peygamberin önünden ve ardından muhafız melekler tayin eder [de onu korurlar)." (72.el-Cinn:26,27) buyurmaktadır. YanirOnun önüne ve ardına meleklerden muhafız tayin eder.Melekler onu muhafaza eder,şeytanın,aslında olmayan birşeyi sokuşturmasından vahyi korur.
(Akılcılar) Sihir hakkında onun.kişiyle kardeşinin arasını açan,adamı karısından ayıran,tılsım ve asılsız şeyler kabilinden bir hile olduğunu söylediler .Ve dediler ki:Bu (sihir) okuyup üflemeden ibarettir.Zehir[3] de bir tür büyüdür,zehir adama içirilir ve onu kadınlardan uzaklaştırır .Adamın şeklini şemailini bozar.saçının sakalının dökülmesine sebep olur.
Keza Firavun'un sihirbazlarının,Musa'ya (A.S) gösterdikleri şeyi,ona hakikatmış gibi.hile ile gösterdiklerini söylediler.ve,"Bunun gibi,biz cıvayı ahnz.ve onu yılan şeklindeki bir kaba boşaltırız.Sonra sıcak bir yere onu salarsak,cıva yılanın kıvrılıp gittiği gibi kıvnla kıvnla gider." dediler.
Dediler ki:Bunun (sihrin) bir hile olduğunun bir delili de,"Bir de ne görsün! Onların ipleri ve sopaları,yaptıkları sihirden ötürü,kendisine koşuyormuş hayalini verdi."(20.Tâ-Hâ::66) âyetidir.Bu sadece bir hayaldir. (Öyle gösterme öyle hayal ettirmedir Hakikatta ise, ortada birşey yoktur.
Allâhu taâlânın ve Süleyman'ın (A.S) saltanatı aleyhine,şeytanların okudukları şeye (sihre) tâbi oldular.Süleyman sihir yapıp kâfir olmadı.Fakat şeytanlar.insanlara sihir öğrettiklerinden kâfir oldular.Bâbildeki,Hârut ve Mârut isimli iki meleğe indirilen şeyleri (-mâ unzile alâ'l-melekey-ni) öğretiyorlardı." (2.el-Bakara:102) âyeti hakkında da "mâ '"nın nefy manasına olduğunu yani,iki (meleğe) sihir indirilmediğini söylediler.el-melekeyni (=iki melek) kelimesi de.Lam'ın kesresi ile "el-melikeyni (=iki sultan) dir, dediler.el-Hasen el-Basrî'n in (22-110) [4]de, bu kelimeyi böyle (kesre ile) okuduğunu ve "Bâbil halkından iri ve kuvvetli iki adamdır." dediğini zikrettiler.
Cevap:Biz deriz ki: Bu fikirleri kabul eden-ler,muhakkak ki Müslümanlara,Yahûdilere,Hrisü-yanlara ve bütün Ehl-i Kitâb'a muhaliftirler.Bütün ürnmetlere;Hindlilere-ki onlar üfürükçülüğe,nazar-uk ve muskaya en fazla inanırlar-,Rumlara.Cahiliyye devrindeki ve İslâm'daki Araplara da muhaliftir-ter.Kur'an'a aykırı olduğu tevil götürmez (şekilde acıktır.)Çünkü Allah (Azze ve Celle) Rasûlüne,"De ki:Sığımnm ben karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbe.Yarattığı şeylerin fenalığından. Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden.(Büyü yapmak İçin) düğümlere üfleyip tüküren kadınların şerrinden." (H3.el-Felak:l-4) buyurmuş ve bize .sihlrbazlann-okuyup üfleyenlerin ve (nazarlık takarak Jkötülükten korunmak için okuyanların tükür(üp üfle)dikleri gibi-düğümledikleri bir düğüme üflediklerini haber vermiş, bildirmiş tir.
Kureyş,sihre,el-ıdah derdi.
Rasûlullah da el-âdiha'ya ve el-musta'dıha'ya lanet etmiştir.(Rasûlullah )el-Âdıha ile.sihir yapanı; el-musta'dıha ile de sihir yaptıranı kasdetmiştir.
Şâir de sihribazlan kasdederek:
"Sihirbaz düğümlerine (=ukadu'l-âdıhî ve'l-mu'dıh) üfleyen kadınlardan Rabbime sığınnırım." demiştir.
İbnu Numeyr-Hişâm b.Urve'den.o da babasından ,o da Âişe'den (R~A) -ki bu sened sahih ve makbul bir isnaddır.-kendisine büyü yapıldığı zaman Rasû-lullah,"Bana iki adam geldi.Biri baş taranma.diğeri de ayaklarımın ucuna oturdu.
Birincisi:(Bu) adamın derdi nedir? dedi. İkİncisİ:(Ona) sihir yapılmış! dedi... Birincisi:Sihri kim yapmış? dedi. İkİncisi:Lebîd b. el-A'sam (yapmış) ! dedi.
Birincisi:Neyin içersine yapmış (sihri)? dedi.
İkincisİ:Taraktsaç ve erkek hurmanın kapçığı İle (yapmış)! dedi.
Birincisi:Şİmdi nerede o (büyü yapılan şeyler)? dedi.
İkincisi:Zû Ervân kuyusunda! dedi." buyurduğunu rivayet etti. [5]
Bu (hadis) insanların onun vasıtasıyla kendilerine bir menfaat celbettikleri ve kendilerinden bir za-ran defettikleri birşey değildir ki bununla Rasûlulla-ha medhu senâ'da bulunmuş olsunlar.Bu hadisi nakledenlenyalancı,itham olunan ve Rasûlullaha karşı düşmanlık eden kimseler de değildirler.
Yahudiler ondan önce Zekeriyyâ b.Âzen'i (A.S) bir ağaç içersinde öldürmüş,onu testere ile parça parça doğramışlarken;bu yahudi Lebîd b.eî-A'sam'ın Rasûlullaha sihir yapmış olması yadırganamaz.
Vehb b.Munebbih'in (34-114,6) [6]anlattığına göre Zekeriyyâ (AS) testere,kaburga kemiklerine vardığında inlemiş.Bunun üzerine Allah (C.C) ona;"İster inlemeni (acını) dindireyim,istersen yeryüzünü ve üzerindekiler! helak edeyim." diye ona vah-yetmiş.
Ondan sonra Yahudiler, oğlu Yahya'yı (A.S) kendilerini kandıran fahişe bir kadının sözüne bakarak öldürmüşlerdir. [7]
Yahudiler (îsâ) Mesih'i (A.S) öldürdüklerini ve çarmıha gerdiklerini iddia etmişledir.Eğer Allah (C.C),"Onu öldürmediler.asmadılar da.Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı.(Onlardan biri îsâ şeklinde kendilerine gösterildi ve bu adam öldürüldü)» (4,en-Nisâ: 157) buyurmasaydı;biz,başka birinin isa'ya (A.S) benzetildiğini bilemezdik.Çünkü Ya hudiler onun düşmanıdırlar .Yahudiler bu iddiada bulunuyorlar,Hristiyanlar da onların dostları olup,onların bu iddialarını kabul ediyorlar..
Keza Peygamberleri Öldürmüşler, onlan ateşte yakmışlar ve çeşitli işkenceler yapmışlardır.Eğer Allah(C.C) dileseydi,onları bütün bunlardan korurdu.
Rasûlullah da,kızartılmış bir koyun kolu ile zehirlenmiştir.Onu.bir Yahudi kadın zehirlemiş ve zehir,Rasûlullah Ölünceye kadar tesirini nöbet nöbet devam ettirmiştir. [8]
Rasûlullah (S.A.V) (bu hususu kasdederek),"Hayber lokması [o zamandan beri) beni zehir leyegeldi.îşte şimdi bu an,haya t damarının kesilme vaktidir. [9] demiştir.
Burada Allah,Yahudi kadınına,Rasûlullahı zehirleme fırsatı vermiş ve neticede kadın.onun ölümüne sebep olmuştur.
Bundan önce ise.Allah onların Peygamber'i (S.A.V) [10]öldürmelerine fırsat tanımamıştır. (?)
Sihir ise;öldürmekten ,ateşte yakmaktan ve işkence etmekten daha hafiftir.
Eğer(akılcılar) bunu sadece;Allah ne Peygambe-s re (S.A.V),ne de diğer peygamberlere şeytanın musallat olmasına müsaade etmeyeceğinden dolayı inkâr ediyorlarsa;onlar Kur'an1 daki"Biz senden evvel hiçbir rast,hiçbir nebî göndermedik ki,o (birşey) arzu ettiği zaman şeytan onun dileği hakkında İlle (bir fitne meydana atmış olmasın!" (22.el-Hacc:52)âyetini okusunlar.Yani:Rasûlullah Kur'an okuduğu zaman şeytan,bazı şeyleri karıştınp,Kur'an' dan birşeymiş gibi göstermek istediği zaman, (yani) namazda,"İşte yüce garânîkler.Muhakkak onların şe-faatları umulur." sözünü,Rasûlullahın lisanına ka-nşürdığı zaman[11]onu teselli etmek için (bu âyeti indirmiştir).. Şu kadar ki şeytan, Kur'an'a ne birşey ilâve edebilir ne de birşeyi eksiltebilir.
Allah'ın (yukarıdaki âyetin devamında) ,"Bunun üzerine Allah.Şeytamn bıraktığı (ilkâ ettiği) fitneyi giderir.Sonra da Allah âyetlerini tesbit
eder,kuwetlendirİr."(22.el-Hacc:52) buyurduğunu (hiç) duymadın mı? Yani:Şeytanın ilkâ ettiği şeyi ibtal eder, demektir.
Bundan sonra da,tf(Allah'ın şeytana İmkân verip de sonra fitneyi gidermesi) şeytanın atacağı fit-neyi.kalblerinde bir maraz bulunanlara bir imtihan vesilesi yapmak içindir." (22.el-Hacc:53) buyurmuştur.
İşte,"Ona (Kur'an'a) ne önünden,ne ardından (hiçbir suretle) bâtıl yaklaşamaz." (41.Fussılet: 42) âyeti de böyledir.Yani şeytan ne başlangıçta ne de sonra.Kur'an'da bir ilâve yapmağa kadir olamaz,de-mektir...
EBÛ MUHAMMED:Bana Ebû'l-Hattâb tahdis etti (ve) dedi:Bana Bişr b.el-Mufaddal Yunus'dan.o da el-Hasen (el-Basri)'den haber verdi.(el-Hasen) Cibril.bana geldi ve "Cinlerden bir ifrit sana kötülük yapmayı planhyor.Sen yatağına uzandığında 'Allâhu lâ ilahe illâ huvel-Kayyûm" de",ve âyetu'l-kürsîyi sonuna kadar oku!"buyurdu" [12]demiştir.
Allahu taâlâ.Eyyûb'un (A.S),"Gerçekten şeytan beni zorluk ve musibete uğrattı." (38.Sâd:dediğini de (Kur'an'da) hikâye etmiştir.
EBÛ MUHAMMED :Musâ'nın (A.S) gördüğü sihir hakkında.bu bir hayal (öyle gösterme,zannettirme) dir,hakikatta öyle bir şey yoktur,demelerine ge-lince:Bunu biz inkâr da etmiyoruz, red de etmiyo-ruz.Biz katiyetle biliyoruz ki.bütün mahlûkatın hep-si.bir sinek yaratmak için biraraya gelseler,yine de buna güç yetiremezler.Şu kadar ki,o hayalin (hayal olunan şeyin) onların iddia ettikleri gibi,yılan gömleğine cıva koyarak haraket ettirmek suretiyle mi.yoksa başka bir şekilde mi olduğunu bilmiyoruz.Bu işin hakikatini ancak sihirbaz olan veya bu hususta sihirbazlardan birşeyler dinlemiş olanlar bilebilir.
Onların (akılcıların)"...ve Süleyman'ın saltanatı aleyhine, şeytanların okudukları şeye (sihre) tabi oldular." (2.el-Bakara:lO2) ve"...Babil'deki iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı."(2.el-Bakara:102) âyetleri hakkında,bunların tevili şudur: "Ba-bil'deki iki meleğe (birşey) indirilmedi" demektir." demelerine gelince:Bu,onlann muhal ve ters tevillerinden daha az yadırganır birşey değildiriÇünkü Ba-bil'deki iki meleğe birşey indirilmedikten sonra.bu sözün söylenmesi lüzumsuz ve manasız olmuş olur.
Bir kimse ancak şunu iddia ederse onların bu tevilleri caiz olabilir. :Yani sihir.bu iki meleğe indiril miştir;bu takdirde de mesele evvelce anlatıldığı gibi olur.Yahut da aksine bir delil olur ki-dedikleri gibi iki meleğe sihir indirilmemişse-.Allah, "Ona tabî oldular" buyururdu....
Bunun misali .durup dururken "allemtu ha-za'rracule'l-Kur'âne ve mâ unzile alâ Musa (= Bu adama Kur'an'ı ve Musa'ya indirileni (Tevrat'ı) öğrettim." denilmesidir.Bu sözü işiten kimse buradaki "mâyı.nefy manasına alıp da senin,"Kur'an Musa'ya indirilmedi, "demek istediğini aklına getirmez.Çünkü bu sözden önce birisi."Kur'an Musa'ya indirilmiştir."dememiştir.Bu özü işitenin aklına sadece senin o adama Kur'an'ı ve Tevrat'ı öğrettiğin gelir.
Bu âyetin tevili (yorumu) İse bizce,bu hususta rivayet edilen bir haber ile açıklanmıtır. İbnu Abbas'm anlattığına göre bu haber -özet olarak şu-dur:Süleyman (A.S) cezalandırıldığı ve saltanatının başına bir şeytan geçirildiği zaman;sihir,muska vetılsım yoluyla şeytanlar, onun hazinesine,musallâsınm olduğu yere defnedilmişti.Süleyman (A.S) vefat edince,şeytanlar insanlara gelir, "Biz size rüzgârları ve cinleri Süleyman'ın emrine verdiren,insanları ona boyun eğdiren şeyi haber verelim mi?" derler.İnsanlar da:"Evet" derler.Bunun üzerine Süleyman'ın musal lasına ve tahtının olduğu yere varırlar ve sihri oradan Çıkarırlar.
Bunun üzerine İsrail oğullarının âlimleri:"Bu Allah'ın dininden değildir.Süleyman sihirbaz değildi." derler.
însanlarm ayak takımı ise; "Süleyman bizden âlim idi.O nasıl (sihir) yaptıysa.biz de yapaca-Sjz- (derler.Bu konuda Allahu taâlâ "...ve Süleyman m saltanatı aleyhine şeytanların okudukları
şeye (=mâ tetlu'ş-şeyâtînu) (sihre) tabi oldular."
(2.el-Bakara: 102) buyurmuştur. Yani:Yahudiler,şey. tanın rivayet ettiği (anlattığı) şeye tabi oldular, de-mektir.Çünkü (âyetteki) tilâvet (=okumak) ile rivayet aynı şeydir.
Sonra da (Allah}:"Süleyman sihir yapıp kâfir olmadı.Fakat şeytanlar insanlara sihir öğrettiklerinden kâfir oldular.Hârut ile Mârut İsimli iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı." (2.el-Bakara:102) buyurmuştur.
Bunlar iki melek idi .Âdem oğullan günah işledikleri vakit,insanların aralarında hükmetmeleri için yeryüzüne indirilmiş idiler. Onların ( iki meleğin) kalplerine kadınlara karşı şehvet duygusu konulmuş ve zina etmemek, kimseyi öldüremek ve içki içmemekle emrolunmuşlardı.Zühre (Venüs) dâvada bulunmak kasdıyla ikisine geldi.Onlar Zühre'den hoşlandılar ve onu arzuladılar.Zühre de onunla göğe çıktıkları ismi (duayı) kendisine öğretmedikçe razı olmadı.Onlar da öğrettiler.Tekrar Zühreyi arzuladılar.Zühre yi-ne,onlar içki içmedikçe razı olmadı. Onlar içki de içtiler, ve arzuladıkları ihtiyaçlarını giderdiler. Sonra çıktılar ve bir adam gördüler.Kendilerinin yaptıkları şeyleri görmüştür zannıyla adamı öldürdüler.Zühre,o ismi (duayı) söyledi ve göğe yükselerek kayboldu .Allah da onu (ceza olarak) akan yıldız haline soktu.Allah iki meleğe de kızdı ve onlara Hârut ve Mârut ismini ver-di.Onlara dünya azabı ile âhiret azabı arasında bir seçme yapmalarını söyledi.Onlar da dünya azabın1 seçtiler.Bu yüzden ikisi, insanlara,kişi ile karısının arasını açan şeyleri öğrettiler[13]
Ehl-i nazar (akılcılar) a göre,Allah'm iki meleğe indirdiği şey-Allah daha iyi bilir-Zühre'nin onunla eöğe çıktığı Ism-i âzâm'dır.Bu iki melek Zühre 'den ve
Allah kendilerine kızmadan önce,bu isimle göğe çıkıyorladı.Zühre o ismi şeytanlara öğretti. Şey tanlar da onu dostlarına öğrettiler. Onlara sihri de öğrettiler.
Denilir kûSihirbaz bir söz söyler ve yerle gök arasında uçar.suyun üzerinde yürür.
EBÛ MUHAMMED:Bana Zeyd b.Ahzem et-Tâî tahdis etti (ve) dedi:Bize Abdussamed haber verdi, (ve) dedi: Bize Hemmâm,Yahya b. Kesîr'den rivayet et-ti.fYahya) şöyle dedi:"Uman âmili (=valisi)Ömer b.Ab-dilaziz'e "Bize bir sihirbaz kadın getirildi.Biz de onu suya attık.fakat suya batmadı." diye yazmış...Ömer b.Abdilaziz de ona:Su konusu bizi ilgilendirmez! Eğer (aleyhinde) açık bir delil varsa (ne âlâ) aksi takdirde bırak gitsin..!" diye cevab yazmıştır.
Yine bana Zeyd b.Ahzem et-Tâî tahdis etti (ve) dedi:Bize Abdussamed haber verdi (ve) dedi:Bize Zeyd b.ebî Leylâ haber verdi (ve) dedi:Bize Amîrafveya Umeyra) b.Şukeyr[14]haber verdi (ve) dedi:Biz Sinan b.Seleme ile Bahreynde idik.Bir sihirbaz kadın getirildi. (Sinan) emretti ve suya aüldı.Kadın suya bat-jnadı.Bu defa kadının idam edilmesini emretti.Biz de Udam sehpası için) bir ağaç yonttuk.
Bu sırada kadının kocası geldi.Sanki yanmış bir Ş1? gibiydi.(Sinan'a):"Ona emret de.benden boşan-!' dedi.Sinan da kadına:"O'ndanboşan!" dedi Fakat) bana bir kapı ve bir İp dedi.Kadm kapının üzerine oturdu.ve ipe okuyup üflemeğe ve onu düğümlemeye başladı.Birden kapı yükseldi ve ikisiyle beraber sağa sola gitmeğe başladi.Kadını ve kocasını yakalamak mümkün olmadı."
Bize Ebû Hâtim,el-Asmaî'den tahdis etti (ve) de-di:Bana Muhammed b.Muslim et-Tâifî [15]şöyle bir hadis nakletti:"Şeytanlar fizikî yapılannı değiştirmeğe kadir olamazlar. Fakat sihir ile değişmiş görünürler."
Bana Ebû Hatim tahdis etti (ve ) dedi:el-Asmaî Ebû Amr b.el-Alâ'dan naklederek şöyle dedi:"ĞûI (=Dev,gulyabânî) cinlerden bir sihirbazdır."...
Bize Ebu'l-Hattâb tahdis etti (ve) dedi:Bize el-Mu'temir b.Süleyman haber verdi (ve) dedi:Mansûr'u;Rıb'î b.Hırâş'dan ,o da Huzeyfe'den (RA) olmak üzere Rasûlullahın şöyle dediğini zikrederken işittim :(Rasûlullah) demiş ki:Şüphesiz,Deccahn yanında ne bulunduğunu en İyi bilen benim.Onun yanında yakıcı bir ateş ve soğuk sudan bir nehir vardır.Biri-niz onu görürse sakın korkmasın.Gözlerini yumsun ve ateş olarak gördüğüne dalsın.Çünkü o ateş (aslında ) soğuk sudan bir nehirdir[16]
Yine bana Ebû Hâtim,el-Asmaî'den,o da Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti.(Ebu'z-Zinâd) şöyle dedi:Bir kadın geldi.Fetva soracakmış.Rasûlullahın vefat etmiş olduğunu gördü.Sadece Rasûlullahın hanımlarından birini buldu.Onun Hz.Âişe olduğu söylendi.Kadın Âişe'ye :"Ey mü'minlerin annesi! Kadının biri bana,
"Sana «kocanın yüzünü sana çevirecek birşey yapmamı ister misin?" dedi.(el-Asmaî devamla}:Zannederim Ebu'z-Zinâd şöyle devam etti: "Kadın iki köpek getir-di.Birine kendi.diğerine de ben bindim.ve Allah'ın dilediği kadar gittik.Sonra (büyücü) kadm,diğer kadı-na:"Bâbil'de olduğunu biliyor musun?" dedi.Sonra bir adamın (veya "iki adamın" dedi) yanma gir-dim.Adamlar bana:"Şu külün üzerine işe!" dedi-ler.Ben gittim fakat işeyemeden o iki adamın yanına döndüm.Bana:"Ne gördün?" dediler.Ben: "Hiçbir şey görmedim." dedim.Bana:"Sen daha işin basındasın" dedi!er"Kadın (devam ederek) rTekrar döndüm kendimi zorlayarak işedim.Benden peçeli bir süvari gibi birşey çıktı ve göğe yükseldi.Tekrar iki adama dön-düm.Bana:"Ne gördün?" dediler.Ben de onlara (olanları) anlattım.Bana:"O (senden çıkan şey) senin imanın idi,seni terketti." dediler.Büyücü kadına vardım ve:"Vallâhi o iki adam bana birşey öğretmediler.Nasıl davranacağımı da söylemediler." dedim.Büyücü ka-dın:"Ne görmüştün?" dedi.Ben :"Şunu şunu..." dedim. O :"Sen araplann en sihirbazı oldun artık sihir yap ve istediğini iste!" dedi.Sonra büyücü,kanallar açü ve 'Tarla ol!" dedi.Bir de baktım ki ekinler sallanıp duruyor.
Sonra"Olgunlaş!" dedi.Bir de baktım ki ekin ku-rumuş.Büyücü,ekini aldı,kabuğunu soydu,ve bana verdi.Bana :"Bunu öğüt,ondan kavut yemeği yap ve kocana yedir."dedi.Ben ise bunların hiçbirini yapma-dım.Mesele bu dereceye vardı.Tevbe etsem (günahım affedilmiş ) olur mu? dedi.
Kadın,"Emece[17]de oturan Huzâa kabilesinden, bir adam görmüş ve :"Ey mü'minlerin anası bu adam Hârut ve Mârût'a insanlann en çok benzeyeni
EBÛ MUHAMMED:Bunu İbnu Muleyke'den.o da Âişe'den (RA) olmak üzere,îbnu Curayc da rivayet etmiştir.
EBÛ MUHAMMED: Bu öyle birşeydir ki biz,bun-lara aklî deliller ve kıyas bakımından inanmıyo ruz.Fakat biz, (Mukaddes) kitaplar ve peygamberlerin haberleri ve -Gördükleri ve müşâhade ettikleri şeyler hakkında ancak düşüncenin (aklın) gerekli kıldığı ve kıyasın delâlet ettiği şeye inanan şu adamlar (akılcılar) hâriç-ümmetlerin her devirde bunun üzerinde ittifak etmiş olmaları sebebiyle inanıyoruz.
el-Hasen fel-Basrî'n) in (22-110) [18] (Hârutve Mârut hakkında):O ikisi Bâbil halkından iri ve kuvvetli iki adamdır." sözüne ve "el-melikeyni (= iki hükümdar)"şeklinde okumasına gelince;bildiğim kadarıyla, ne Kurrâ'dan ve ne de tefsircilerden hiç kimse,bu hususta ona uymamiştır.Üstelik bu görüş hiç hoş olmayan birşeydir ve açıklama olmaktan da uzaktır.
İki adama.kişi ile karısının arasını ayıran birşey indirilmesi nasıl caiz olabilir?[19]
41-Dediklerine Göre Birbirini Nakzedip Reddeden İki Hadis
İddia:Rasûlullahın,"Benden sonra nebi yok-tur.Ümmetimden sonra başka ümmet de yoktur.Helâl;Allah tebarake ve taâlâ'nin benim ağzımdan Kıyamet gününe kadar helâl kildığıdır.Ha-ram da .Allah'ın benim ağzımdan Kıyamet gününe kadar haram kıldığıdır, "buyurduğunu [20] rivayet
Sonra da Mesih'in ineceğini ve domuzları öldüreceğini, haç'ı kıracağını ve helâl olan şeyleri arttıracağını [21]rivayet ettiniz.
Keza Âişe'den,onun:"Rasûlullah hakkında Hâtemu'l-Enbiyâ (Nebilerin sonuncusu) deyiniz.On-dan sonra nebi yoktur,demeyiniz. [22] dediğini rivayet ettiniz.
Bu ise bir çelişkidir.
Cevap:Biz deriz ki :Bunda herhangi bir tutarsızlık veya çelişki yoktur.Çünkü Mesîh (Isâ) geçmiş bir peygamberdir.Allah onu yükseltmiştir ve âhir za-manda,kıyamet alâmeti olarak tekrar indirecektir.Allahu taâlâ:""Gerçek-ten o (isa'nın nüzulü) kıyamet için bir beyandır."(43.ez-Zuhruf:61) buyurmuş-tur.Kurrâ (Kıraat imamların) dan kimisi bunu "Gerçekten o kıyamet için bir alâmettir." mânasına gelmek üzere (âyetteki ılm'i ,alem olarak) okumuşlardır.
Mesih indiği zaman,Muhammed'in (S.A.V) şeriatından hiçbir şey neshetmeyecek bilâkis,onun ümmetinden olan imam öne geçecek.Mesîh de onun arkasında namaz kılacaktır.
"Helâl olan şeyleri arttıracaktır.." sözüne gelince:Bir adam Ebû Hurayra'ya (RA) "Helâl olarak ancak kadım arttırır.der.O da :"Evet (kasdedilen) budur!" der.Sonra da güler.
EBÛ MUHAMMED :Helâl olan şeyleri arttıracaktır." sözünden maksad,o bir kimsenin.beş veya altı hanımla evlenmesini helâl kılar demek değildir.Sadece :Mesih (A.Ş) Allah kendini yükseltinceye kadar bir hanımla evlenmemiştir .Allah onu yeryüzüne indirin,bir hanımla evlenir ve bu suretle,Allah'ın ona hela kıldığı şeyler artmış olur...demek istemiştir.
Ve o vakit Ehl-i Kitaptan,Mesih'in Allah'ın kulu olduğunu bilmeyen ve onun beşer olduğunu inanmayan hiçbir kimse kalmaz.
Hz.Âişe 'nin"Rusûlullah hakkında "Hâtemu'l-Enbiyâ (Peygamberlerin sonuncusu) deyiniz, ondan sonra nebî yoktur." demeyiniz." sözüne gelin-ce:Hz.Âişe (RA) İsâ'nin ineceğini düşünerek bu sözü söylemiştir.Onun bu sözü Rasûlullahm,"Benden sonra nebî yoktur" sözü ile tezad teşkil etmez.Çünkü Rasûlullah: "Benden sonra - Peygamberlerin bir önceki şeriatı nesh ederek gönderildiği gibi-benim şeriatımı neshedecek (kaldıracak) bir peygamber yoktur." demek istemiş;Hz.Âişe (R.A) de,"Rasûlullahtan sonra Mesih (İsâ) inmeyecek,demeyin." demek istemişür.[23]
[1] Medînede,Zurayk oğullarının bir kuyusu. (M)
[2] BÜH: 59 / 11; 76 / 47.HAN: 6/57 krş,HAN: 4 / 367
[3] Yani büyü için içirilen ya da yuttururalan ş ey (M).
[4] Bkz:s.l69 ve dipnotu
[5] MUS:39,Selâm,17.hadis no: 2189(IV/1719-20)
[6] Bkz:s.lOl ve dipnotu.
[7] Bkz.Matta: 14 / 1-12; Markos: 6/17 v.d..(M)
[8] BUH: 58 / 7; 64 / 41.HAN: 2 / 451
[9] BUH: 64 / 83
[10] Metinde: "...peygamberleri" şeklindedir.Fakat btf siyak "a uygun değildir.(M)
[11] Garanik kıssası" olarak bilinen bu olay uydurma olup.bunun sağlam hiçbir rivayeti mevcut değildir. Ibn Ku-«ybe de bu konuda herhangi bir rivayete dayanmış değildir. Bu sebeple .onun bu olayı doğru kabul etmesine de itibar edilemez. Bu konuda geniş bilgi için bkz:Prof.Dr. İsmail Cerra-2?^ Garanik istİsmarcüan(A.Ü.İ.F dergisiJXXIV (1981Js.69-yi:Prof.Dr. Hüseyin Hâtemi, Şeytan rivayetleri, İst.l989.(M)
[12] Krş.BUH: 40 / 10; 59 / 11 ; 66 / 10.HAN: 5/ 128.
[13] Harut ve Marût kıssası için bkz tes-Sahâvi.el-Magâs1' du'l-Hasene^SSîcl-Aclûnî.Keşfu'l-Hafa.II .329; el-F«J* tenî,Tezkiratu'I-Mavdûât,110;ez-Zerkeşî,et-Tczkîra, 205 (W
[14] Dımeşk (=Şam) nüshasında :Şukeyn
[15] Bağdad nüshasında:Muhammed b.Suleym et-Tâî (Muhammed b.Müslim et-Tâlfî için.bkz: Tehzîbu't-Tehzîb: 9 / 444) (M)
[16] BUH: 60/50
[17] Mekke ile Medine arasında ,su bulunan bir yerNıhâyedir." demiştir.
[18] Bkz:s.l69 ve dipnotu.
[19] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 283-296.
[20] Krş:HAN: 1 / 184; 2 / 182,212
[21] BUH: 34 /102; 48 / 31JMN: 2 / 240
[22] Krş: BUH: 61/18.
[23] Bu son cümle Reisu'l-Küttab nüshasında şöyledir;"O (HzJdşe) Rasûlullahtan sonra Mesih'in ineceğini kasdetmiştir."(M) İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 296-298.
İddia:Rasûlullah'a büyü yapıldığını;büyü yapmada kullanılan şeyin Zûervân (veya Zervân) [1]kuyusuna konulmuş olduğunu,Hz.Ali'nin onu kuyudan çıkardığını ve büyü yapılan her bir düğümü çözdüğü zaman Rasûlullahın.genç bir deveden daha çevik imişçesine kendisinde bir hafiflik hissettiğini [2]rivayet ettiniz.
Bu Allah'ın peygamberi (S.A.V) için caiz değildir. Çünkü sihir küfürden ve dediklerine göre şeytanın işlerinden bir iştir.
Allah'ın onu korumasma,melekleri ile ona doğruyu göstermesine ve vahyi şeytandan muhafaza etmesine rağmen;sihir Rasûlullaha nasıl tesir edebi-lir?Allah (C.C) Kur'an'ı kasdederek,"Ona ne önünden ,ne ardından (hiçbir sûretie) bâtıl yaklaşamaz."(41.Fussılet:42) buyurmuş tur .Ve siz buradaki bâtıl'ın,şeytan olduğunu iddia ediyorsunuz.
Yine Allah/'O bütün gaybı bilendir.Gayba dair ilmini ise,kimseye açmaz.Ancak bir peygamber olarak seçtiği müstesnadır.Çünkü Allah,peygamberin önünden ve ardından muhafız melekler tayin eder [de onu korurlar)." (72.el-Cinn:26,27) buyurmaktadır. YanirOnun önüne ve ardına meleklerden muhafız tayin eder.Melekler onu muhafaza eder,şeytanın,aslında olmayan birşeyi sokuşturmasından vahyi korur.
(Akılcılar) Sihir hakkında onun.kişiyle kardeşinin arasını açan,adamı karısından ayıran,tılsım ve asılsız şeyler kabilinden bir hile olduğunu söylediler .Ve dediler ki:Bu (sihir) okuyup üflemeden ibarettir.Zehir[3] de bir tür büyüdür,zehir adama içirilir ve onu kadınlardan uzaklaştırır .Adamın şeklini şemailini bozar.saçının sakalının dökülmesine sebep olur.
Keza Firavun'un sihirbazlarının,Musa'ya (A.S) gösterdikleri şeyi,ona hakikatmış gibi.hile ile gösterdiklerini söylediler.ve,"Bunun gibi,biz cıvayı ahnz.ve onu yılan şeklindeki bir kaba boşaltırız.Sonra sıcak bir yere onu salarsak,cıva yılanın kıvrılıp gittiği gibi kıvnla kıvnla gider." dediler.
Dediler ki:Bunun (sihrin) bir hile olduğunun bir delili de,"Bir de ne görsün! Onların ipleri ve sopaları,yaptıkları sihirden ötürü,kendisine koşuyormuş hayalini verdi."(20.Tâ-Hâ::66) âyetidir.Bu sadece bir hayaldir. (Öyle gösterme öyle hayal ettirmedir Hakikatta ise, ortada birşey yoktur.
Allâhu taâlânın ve Süleyman'ın (A.S) saltanatı aleyhine,şeytanların okudukları şeye (sihre) tâbi oldular.Süleyman sihir yapıp kâfir olmadı.Fakat şeytanlar.insanlara sihir öğrettiklerinden kâfir oldular.Bâbildeki,Hârut ve Mârut isimli iki meleğe indirilen şeyleri (-mâ unzile alâ'l-melekey-ni) öğretiyorlardı." (2.el-Bakara:102) âyeti hakkında da "mâ '"nın nefy manasına olduğunu yani,iki (meleğe) sihir indirilmediğini söylediler.el-melekeyni (=iki melek) kelimesi de.Lam'ın kesresi ile "el-melikeyni (=iki sultan) dir, dediler.el-Hasen el-Basrî'n in (22-110) [4]de, bu kelimeyi böyle (kesre ile) okuduğunu ve "Bâbil halkından iri ve kuvvetli iki adamdır." dediğini zikrettiler.
Cevap:Biz deriz ki: Bu fikirleri kabul eden-ler,muhakkak ki Müslümanlara,Yahûdilere,Hrisü-yanlara ve bütün Ehl-i Kitâb'a muhaliftirler.Bütün ürnmetlere;Hindlilere-ki onlar üfürükçülüğe,nazar-uk ve muskaya en fazla inanırlar-,Rumlara.Cahiliyye devrindeki ve İslâm'daki Araplara da muhaliftir-ter.Kur'an'a aykırı olduğu tevil götürmez (şekilde acıktır.)Çünkü Allah (Azze ve Celle) Rasûlüne,"De ki:Sığımnm ben karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rabbe.Yarattığı şeylerin fenalığından. Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden.(Büyü yapmak İçin) düğümlere üfleyip tüküren kadınların şerrinden." (H3.el-Felak:l-4) buyurmuş ve bize .sihlrbazlann-okuyup üfleyenlerin ve (nazarlık takarak Jkötülükten korunmak için okuyanların tükür(üp üfle)dikleri gibi-düğümledikleri bir düğüme üflediklerini haber vermiş, bildirmiş tir.
Kureyş,sihre,el-ıdah derdi.
Rasûlullah da el-âdiha'ya ve el-musta'dıha'ya lanet etmiştir.(Rasûlullah )el-Âdıha ile.sihir yapanı; el-musta'dıha ile de sihir yaptıranı kasdetmiştir.
Şâir de sihribazlan kasdederek:
"Sihirbaz düğümlerine (=ukadu'l-âdıhî ve'l-mu'dıh) üfleyen kadınlardan Rabbime sığınnırım." demiştir.
İbnu Numeyr-Hişâm b.Urve'den.o da babasından ,o da Âişe'den (R~A) -ki bu sened sahih ve makbul bir isnaddır.-kendisine büyü yapıldığı zaman Rasû-lullah,"Bana iki adam geldi.Biri baş taranma.diğeri de ayaklarımın ucuna oturdu.
Birincisi:(Bu) adamın derdi nedir? dedi. İkİncisİ:(Ona) sihir yapılmış! dedi... Birincisi:Sihri kim yapmış? dedi. İkİncisi:Lebîd b. el-A'sam (yapmış) ! dedi.
Birincisi:Neyin içersine yapmış (sihri)? dedi.
İkincisİ:Taraktsaç ve erkek hurmanın kapçığı İle (yapmış)! dedi.
Birincisi:Şİmdi nerede o (büyü yapılan şeyler)? dedi.
İkincisi:Zû Ervân kuyusunda! dedi." buyurduğunu rivayet etti. [5]
Bu (hadis) insanların onun vasıtasıyla kendilerine bir menfaat celbettikleri ve kendilerinden bir za-ran defettikleri birşey değildir ki bununla Rasûlulla-ha medhu senâ'da bulunmuş olsunlar.Bu hadisi nakledenlenyalancı,itham olunan ve Rasûlullaha karşı düşmanlık eden kimseler de değildirler.
Yahudiler ondan önce Zekeriyyâ b.Âzen'i (A.S) bir ağaç içersinde öldürmüş,onu testere ile parça parça doğramışlarken;bu yahudi Lebîd b.eî-A'sam'ın Rasûlullaha sihir yapmış olması yadırganamaz.
Vehb b.Munebbih'in (34-114,6) [6]anlattığına göre Zekeriyyâ (AS) testere,kaburga kemiklerine vardığında inlemiş.Bunun üzerine Allah (C.C) ona;"İster inlemeni (acını) dindireyim,istersen yeryüzünü ve üzerindekiler! helak edeyim." diye ona vah-yetmiş.
Ondan sonra Yahudiler, oğlu Yahya'yı (A.S) kendilerini kandıran fahişe bir kadının sözüne bakarak öldürmüşlerdir. [7]
Yahudiler (îsâ) Mesih'i (A.S) öldürdüklerini ve çarmıha gerdiklerini iddia etmişledir.Eğer Allah (C.C),"Onu öldürmediler.asmadılar da.Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı.(Onlardan biri îsâ şeklinde kendilerine gösterildi ve bu adam öldürüldü)» (4,en-Nisâ: 157) buyurmasaydı;biz,başka birinin isa'ya (A.S) benzetildiğini bilemezdik.Çünkü Ya hudiler onun düşmanıdırlar .Yahudiler bu iddiada bulunuyorlar,Hristiyanlar da onların dostları olup,onların bu iddialarını kabul ediyorlar..
Keza Peygamberleri Öldürmüşler, onlan ateşte yakmışlar ve çeşitli işkenceler yapmışlardır.Eğer Allah(C.C) dileseydi,onları bütün bunlardan korurdu.
Rasûlullah da,kızartılmış bir koyun kolu ile zehirlenmiştir.Onu.bir Yahudi kadın zehirlemiş ve zehir,Rasûlullah Ölünceye kadar tesirini nöbet nöbet devam ettirmiştir. [8]
Rasûlullah (S.A.V) (bu hususu kasdederek),"Hayber lokması [o zamandan beri) beni zehir leyegeldi.îşte şimdi bu an,haya t damarının kesilme vaktidir. [9] demiştir.
Burada Allah,Yahudi kadınına,Rasûlullahı zehirleme fırsatı vermiş ve neticede kadın.onun ölümüne sebep olmuştur.
Bundan önce ise.Allah onların Peygamber'i (S.A.V) [10]öldürmelerine fırsat tanımamıştır. (?)
Sihir ise;öldürmekten ,ateşte yakmaktan ve işkence etmekten daha hafiftir.
Eğer(akılcılar) bunu sadece;Allah ne Peygambe-s re (S.A.V),ne de diğer peygamberlere şeytanın musallat olmasına müsaade etmeyeceğinden dolayı inkâr ediyorlarsa;onlar Kur'an1 daki"Biz senden evvel hiçbir rast,hiçbir nebî göndermedik ki,o (birşey) arzu ettiği zaman şeytan onun dileği hakkında İlle (bir fitne meydana atmış olmasın!" (22.el-Hacc:52)âyetini okusunlar.Yani:Rasûlullah Kur'an okuduğu zaman şeytan,bazı şeyleri karıştınp,Kur'an' dan birşeymiş gibi göstermek istediği zaman, (yani) namazda,"İşte yüce garânîkler.Muhakkak onların şe-faatları umulur." sözünü,Rasûlullahın lisanına ka-nşürdığı zaman[11]onu teselli etmek için (bu âyeti indirmiştir).. Şu kadar ki şeytan, Kur'an'a ne birşey ilâve edebilir ne de birşeyi eksiltebilir.
Allah'ın (yukarıdaki âyetin devamında) ,"Bunun üzerine Allah.Şeytamn bıraktığı (ilkâ ettiği) fitneyi giderir.Sonra da Allah âyetlerini tesbit
eder,kuwetlendirİr."(22.el-Hacc:52) buyurduğunu (hiç) duymadın mı? Yani:Şeytanın ilkâ ettiği şeyi ibtal eder, demektir.
Bundan sonra da,tf(Allah'ın şeytana İmkân verip de sonra fitneyi gidermesi) şeytanın atacağı fit-neyi.kalblerinde bir maraz bulunanlara bir imtihan vesilesi yapmak içindir." (22.el-Hacc:53) buyurmuştur.
İşte,"Ona (Kur'an'a) ne önünden,ne ardından (hiçbir suretle) bâtıl yaklaşamaz." (41.Fussılet: 42) âyeti de böyledir.Yani şeytan ne başlangıçta ne de sonra.Kur'an'da bir ilâve yapmağa kadir olamaz,de-mektir...
EBÛ MUHAMMED:Bana Ebû'l-Hattâb tahdis etti (ve) dedi:Bana Bişr b.el-Mufaddal Yunus'dan.o da el-Hasen (el-Basri)'den haber verdi.(el-Hasen) Cibril.bana geldi ve "Cinlerden bir ifrit sana kötülük yapmayı planhyor.Sen yatağına uzandığında 'Allâhu lâ ilahe illâ huvel-Kayyûm" de",ve âyetu'l-kürsîyi sonuna kadar oku!"buyurdu" [12]demiştir.
Allahu taâlâ.Eyyûb'un (A.S),"Gerçekten şeytan beni zorluk ve musibete uğrattı." (38.Sâd:dediğini de (Kur'an'da) hikâye etmiştir.
EBÛ MUHAMMED :Musâ'nın (A.S) gördüğü sihir hakkında.bu bir hayal (öyle gösterme,zannettirme) dir,hakikatta öyle bir şey yoktur,demelerine ge-lince:Bunu biz inkâr da etmiyoruz, red de etmiyo-ruz.Biz katiyetle biliyoruz ki.bütün mahlûkatın hep-si.bir sinek yaratmak için biraraya gelseler,yine de buna güç yetiremezler.Şu kadar ki,o hayalin (hayal olunan şeyin) onların iddia ettikleri gibi,yılan gömleğine cıva koyarak haraket ettirmek suretiyle mi.yoksa başka bir şekilde mi olduğunu bilmiyoruz.Bu işin hakikatini ancak sihirbaz olan veya bu hususta sihirbazlardan birşeyler dinlemiş olanlar bilebilir.
Onların (akılcıların)"...ve Süleyman'ın saltanatı aleyhine, şeytanların okudukları şeye (sihre) tabi oldular." (2.el-Bakara:lO2) ve"...Babil'deki iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı."(2.el-Bakara:102) âyetleri hakkında,bunların tevili şudur: "Ba-bil'deki iki meleğe (birşey) indirilmedi" demektir." demelerine gelince:Bu,onlann muhal ve ters tevillerinden daha az yadırganır birşey değildiriÇünkü Ba-bil'deki iki meleğe birşey indirilmedikten sonra.bu sözün söylenmesi lüzumsuz ve manasız olmuş olur.
Bir kimse ancak şunu iddia ederse onların bu tevilleri caiz olabilir. :Yani sihir.bu iki meleğe indiril miştir;bu takdirde de mesele evvelce anlatıldığı gibi olur.Yahut da aksine bir delil olur ki-dedikleri gibi iki meleğe sihir indirilmemişse-.Allah, "Ona tabî oldular" buyururdu....
Bunun misali .durup dururken "allemtu ha-za'rracule'l-Kur'âne ve mâ unzile alâ Musa (= Bu adama Kur'an'ı ve Musa'ya indirileni (Tevrat'ı) öğrettim." denilmesidir.Bu sözü işiten kimse buradaki "mâyı.nefy manasına alıp da senin,"Kur'an Musa'ya indirilmedi, "demek istediğini aklına getirmez.Çünkü bu sözden önce birisi."Kur'an Musa'ya indirilmiştir."dememiştir.Bu özü işitenin aklına sadece senin o adama Kur'an'ı ve Tevrat'ı öğrettiğin gelir.
Bu âyetin tevili (yorumu) İse bizce,bu hususta rivayet edilen bir haber ile açıklanmıtır. İbnu Abbas'm anlattığına göre bu haber -özet olarak şu-dur:Süleyman (A.S) cezalandırıldığı ve saltanatının başına bir şeytan geçirildiği zaman;sihir,muska vetılsım yoluyla şeytanlar, onun hazinesine,musallâsınm olduğu yere defnedilmişti.Süleyman (A.S) vefat edince,şeytanlar insanlara gelir, "Biz size rüzgârları ve cinleri Süleyman'ın emrine verdiren,insanları ona boyun eğdiren şeyi haber verelim mi?" derler.İnsanlar da:"Evet" derler.Bunun üzerine Süleyman'ın musal lasına ve tahtının olduğu yere varırlar ve sihri oradan Çıkarırlar.
Bunun üzerine İsrail oğullarının âlimleri:"Bu Allah'ın dininden değildir.Süleyman sihirbaz değildi." derler.
însanlarm ayak takımı ise; "Süleyman bizden âlim idi.O nasıl (sihir) yaptıysa.biz de yapaca-Sjz- (derler.Bu konuda Allahu taâlâ "...ve Süleyman m saltanatı aleyhine şeytanların okudukları
şeye (=mâ tetlu'ş-şeyâtînu) (sihre) tabi oldular."
(2.el-Bakara: 102) buyurmuştur. Yani:Yahudiler,şey. tanın rivayet ettiği (anlattığı) şeye tabi oldular, de-mektir.Çünkü (âyetteki) tilâvet (=okumak) ile rivayet aynı şeydir.
Sonra da (Allah}:"Süleyman sihir yapıp kâfir olmadı.Fakat şeytanlar insanlara sihir öğrettiklerinden kâfir oldular.Hârut ile Mârut İsimli iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı." (2.el-Bakara:102) buyurmuştur.
Bunlar iki melek idi .Âdem oğullan günah işledikleri vakit,insanların aralarında hükmetmeleri için yeryüzüne indirilmiş idiler. Onların ( iki meleğin) kalplerine kadınlara karşı şehvet duygusu konulmuş ve zina etmemek, kimseyi öldüremek ve içki içmemekle emrolunmuşlardı.Zühre (Venüs) dâvada bulunmak kasdıyla ikisine geldi.Onlar Zühre'den hoşlandılar ve onu arzuladılar.Zühre de onunla göğe çıktıkları ismi (duayı) kendisine öğretmedikçe razı olmadı.Onlar da öğrettiler.Tekrar Zühreyi arzuladılar.Zühre yi-ne,onlar içki içmedikçe razı olmadı. Onlar içki de içtiler, ve arzuladıkları ihtiyaçlarını giderdiler. Sonra çıktılar ve bir adam gördüler.Kendilerinin yaptıkları şeyleri görmüştür zannıyla adamı öldürdüler.Zühre,o ismi (duayı) söyledi ve göğe yükselerek kayboldu .Allah da onu (ceza olarak) akan yıldız haline soktu.Allah iki meleğe de kızdı ve onlara Hârut ve Mârut ismini ver-di.Onlara dünya azabı ile âhiret azabı arasında bir seçme yapmalarını söyledi.Onlar da dünya azabın1 seçtiler.Bu yüzden ikisi, insanlara,kişi ile karısının arasını açan şeyleri öğrettiler[13]
Ehl-i nazar (akılcılar) a göre,Allah'm iki meleğe indirdiği şey-Allah daha iyi bilir-Zühre'nin onunla eöğe çıktığı Ism-i âzâm'dır.Bu iki melek Zühre 'den ve
Allah kendilerine kızmadan önce,bu isimle göğe çıkıyorladı.Zühre o ismi şeytanlara öğretti. Şey tanlar da onu dostlarına öğrettiler. Onlara sihri de öğrettiler.
Denilir kûSihirbaz bir söz söyler ve yerle gök arasında uçar.suyun üzerinde yürür.
EBÛ MUHAMMED:Bana Zeyd b.Ahzem et-Tâî tahdis etti (ve) dedi:Bize Abdussamed haber verdi, (ve) dedi: Bize Hemmâm,Yahya b. Kesîr'den rivayet et-ti.fYahya) şöyle dedi:"Uman âmili (=valisi)Ömer b.Ab-dilaziz'e "Bize bir sihirbaz kadın getirildi.Biz de onu suya attık.fakat suya batmadı." diye yazmış...Ömer b.Abdilaziz de ona:Su konusu bizi ilgilendirmez! Eğer (aleyhinde) açık bir delil varsa (ne âlâ) aksi takdirde bırak gitsin..!" diye cevab yazmıştır.
Yine bana Zeyd b.Ahzem et-Tâî tahdis etti (ve) dedi:Bize Abdussamed haber verdi (ve) dedi:Bize Zeyd b.ebî Leylâ haber verdi (ve) dedi:Bize Amîrafveya Umeyra) b.Şukeyr[14]haber verdi (ve) dedi:Biz Sinan b.Seleme ile Bahreynde idik.Bir sihirbaz kadın getirildi. (Sinan) emretti ve suya aüldı.Kadın suya bat-jnadı.Bu defa kadının idam edilmesini emretti.Biz de Udam sehpası için) bir ağaç yonttuk.
Bu sırada kadının kocası geldi.Sanki yanmış bir Ş1? gibiydi.(Sinan'a):"Ona emret de.benden boşan-!' dedi.Sinan da kadına:"O'ndanboşan!" dedi Fakat) bana bir kapı ve bir İp dedi.Kadm kapının üzerine oturdu.ve ipe okuyup üflemeğe ve onu düğümlemeye başladı.Birden kapı yükseldi ve ikisiyle beraber sağa sola gitmeğe başladi.Kadını ve kocasını yakalamak mümkün olmadı."
Bize Ebû Hâtim,el-Asmaî'den tahdis etti (ve) de-di:Bana Muhammed b.Muslim et-Tâifî [15]şöyle bir hadis nakletti:"Şeytanlar fizikî yapılannı değiştirmeğe kadir olamazlar. Fakat sihir ile değişmiş görünürler."
Bana Ebû Hatim tahdis etti (ve ) dedi:el-Asmaî Ebû Amr b.el-Alâ'dan naklederek şöyle dedi:"ĞûI (=Dev,gulyabânî) cinlerden bir sihirbazdır."...
Bize Ebu'l-Hattâb tahdis etti (ve) dedi:Bize el-Mu'temir b.Süleyman haber verdi (ve) dedi:Mansûr'u;Rıb'î b.Hırâş'dan ,o da Huzeyfe'den (RA) olmak üzere Rasûlullahın şöyle dediğini zikrederken işittim :(Rasûlullah) demiş ki:Şüphesiz,Deccahn yanında ne bulunduğunu en İyi bilen benim.Onun yanında yakıcı bir ateş ve soğuk sudan bir nehir vardır.Biri-niz onu görürse sakın korkmasın.Gözlerini yumsun ve ateş olarak gördüğüne dalsın.Çünkü o ateş (aslında ) soğuk sudan bir nehirdir[16]
Yine bana Ebû Hâtim,el-Asmaî'den,o da Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti.(Ebu'z-Zinâd) şöyle dedi:Bir kadın geldi.Fetva soracakmış.Rasûlullahın vefat etmiş olduğunu gördü.Sadece Rasûlullahın hanımlarından birini buldu.Onun Hz.Âişe olduğu söylendi.Kadın Âişe'ye :"Ey mü'minlerin annesi! Kadının biri bana,
"Sana «kocanın yüzünü sana çevirecek birşey yapmamı ister misin?" dedi.(el-Asmaî devamla}:Zannederim Ebu'z-Zinâd şöyle devam etti: "Kadın iki köpek getir-di.Birine kendi.diğerine de ben bindim.ve Allah'ın dilediği kadar gittik.Sonra (büyücü) kadm,diğer kadı-na:"Bâbil'de olduğunu biliyor musun?" dedi.Sonra bir adamın (veya "iki adamın" dedi) yanma gir-dim.Adamlar bana:"Şu külün üzerine işe!" dedi-ler.Ben gittim fakat işeyemeden o iki adamın yanına döndüm.Bana:"Ne gördün?" dediler.Ben: "Hiçbir şey görmedim." dedim.Bana:"Sen daha işin basındasın" dedi!er"Kadın (devam ederek) rTekrar döndüm kendimi zorlayarak işedim.Benden peçeli bir süvari gibi birşey çıktı ve göğe yükseldi.Tekrar iki adama dön-düm.Bana:"Ne gördün?" dediler.Ben de onlara (olanları) anlattım.Bana:"O (senden çıkan şey) senin imanın idi,seni terketti." dediler.Büyücü kadına vardım ve:"Vallâhi o iki adam bana birşey öğretmediler.Nasıl davranacağımı da söylemediler." dedim.Büyücü ka-dın:"Ne görmüştün?" dedi.Ben :"Şunu şunu..." dedim. O :"Sen araplann en sihirbazı oldun artık sihir yap ve istediğini iste!" dedi.Sonra büyücü,kanallar açü ve 'Tarla ol!" dedi.Bir de baktım ki ekinler sallanıp duruyor.
Sonra"Olgunlaş!" dedi.Bir de baktım ki ekin ku-rumuş.Büyücü,ekini aldı,kabuğunu soydu,ve bana verdi.Bana :"Bunu öğüt,ondan kavut yemeği yap ve kocana yedir."dedi.Ben ise bunların hiçbirini yapma-dım.Mesele bu dereceye vardı.Tevbe etsem (günahım affedilmiş ) olur mu? dedi.
Kadın,"Emece[17]de oturan Huzâa kabilesinden, bir adam görmüş ve :"Ey mü'minlerin anası bu adam Hârut ve Mârût'a insanlann en çok benzeyeni
EBÛ MUHAMMED:Bunu İbnu Muleyke'den.o da Âişe'den (RA) olmak üzere,îbnu Curayc da rivayet etmiştir.
EBÛ MUHAMMED: Bu öyle birşeydir ki biz,bun-lara aklî deliller ve kıyas bakımından inanmıyo ruz.Fakat biz, (Mukaddes) kitaplar ve peygamberlerin haberleri ve -Gördükleri ve müşâhade ettikleri şeyler hakkında ancak düşüncenin (aklın) gerekli kıldığı ve kıyasın delâlet ettiği şeye inanan şu adamlar (akılcılar) hâriç-ümmetlerin her devirde bunun üzerinde ittifak etmiş olmaları sebebiyle inanıyoruz.
el-Hasen fel-Basrî'n) in (22-110) [18] (Hârutve Mârut hakkında):O ikisi Bâbil halkından iri ve kuvvetli iki adamdır." sözüne ve "el-melikeyni (= iki hükümdar)"şeklinde okumasına gelince;bildiğim kadarıyla, ne Kurrâ'dan ve ne de tefsircilerden hiç kimse,bu hususta ona uymamiştır.Üstelik bu görüş hiç hoş olmayan birşeydir ve açıklama olmaktan da uzaktır.
İki adama.kişi ile karısının arasını ayıran birşey indirilmesi nasıl caiz olabilir?[19]
41-Dediklerine Göre Birbirini Nakzedip Reddeden İki Hadis
İddia:Rasûlullahın,"Benden sonra nebi yok-tur.Ümmetimden sonra başka ümmet de yoktur.Helâl;Allah tebarake ve taâlâ'nin benim ağzımdan Kıyamet gününe kadar helâl kildığıdır.Ha-ram da .Allah'ın benim ağzımdan Kıyamet gününe kadar haram kıldığıdır, "buyurduğunu [20] rivayet
Sonra da Mesih'in ineceğini ve domuzları öldüreceğini, haç'ı kıracağını ve helâl olan şeyleri arttıracağını [21]rivayet ettiniz.
Keza Âişe'den,onun:"Rasûlullah hakkında Hâtemu'l-Enbiyâ (Nebilerin sonuncusu) deyiniz.On-dan sonra nebi yoktur,demeyiniz. [22] dediğini rivayet ettiniz.
Bu ise bir çelişkidir.
Cevap:Biz deriz ki :Bunda herhangi bir tutarsızlık veya çelişki yoktur.Çünkü Mesîh (Isâ) geçmiş bir peygamberdir.Allah onu yükseltmiştir ve âhir za-manda,kıyamet alâmeti olarak tekrar indirecektir.Allahu taâlâ:""Gerçek-ten o (isa'nın nüzulü) kıyamet için bir beyandır."(43.ez-Zuhruf:61) buyurmuş-tur.Kurrâ (Kıraat imamların) dan kimisi bunu "Gerçekten o kıyamet için bir alâmettir." mânasına gelmek üzere (âyetteki ılm'i ,alem olarak) okumuşlardır.
Mesih indiği zaman,Muhammed'in (S.A.V) şeriatından hiçbir şey neshetmeyecek bilâkis,onun ümmetinden olan imam öne geçecek.Mesîh de onun arkasında namaz kılacaktır.
"Helâl olan şeyleri arttıracaktır.." sözüne gelince:Bir adam Ebû Hurayra'ya (RA) "Helâl olarak ancak kadım arttırır.der.O da :"Evet (kasdedilen) budur!" der.Sonra da güler.
EBÛ MUHAMMED :Helâl olan şeyleri arttıracaktır." sözünden maksad,o bir kimsenin.beş veya altı hanımla evlenmesini helâl kılar demek değildir.Sadece :Mesih (A.Ş) Allah kendini yükseltinceye kadar bir hanımla evlenmemiştir .Allah onu yeryüzüne indirin,bir hanımla evlenir ve bu suretle,Allah'ın ona hela kıldığı şeyler artmış olur...demek istemiştir.
Ve o vakit Ehl-i Kitaptan,Mesih'in Allah'ın kulu olduğunu bilmeyen ve onun beşer olduğunu inanmayan hiçbir kimse kalmaz.
Hz.Âişe 'nin"Rusûlullah hakkında "Hâtemu'l-Enbiyâ (Peygamberlerin sonuncusu) deyiniz, ondan sonra nebî yoktur." demeyiniz." sözüne gelin-ce:Hz.Âişe (RA) İsâ'nin ineceğini düşünerek bu sözü söylemiştir.Onun bu sözü Rasûlullahm,"Benden sonra nebî yoktur" sözü ile tezad teşkil etmez.Çünkü Rasûlullah: "Benden sonra - Peygamberlerin bir önceki şeriatı nesh ederek gönderildiği gibi-benim şeriatımı neshedecek (kaldıracak) bir peygamber yoktur." demek istemiş;Hz.Âişe (R.A) de,"Rasûlullahtan sonra Mesih (İsâ) inmeyecek,demeyin." demek istemişür.[23]
[1] Medînede,Zurayk oğullarının bir kuyusu. (M)
[2] BÜH: 59 / 11; 76 / 47.HAN: 6/57 krş,HAN: 4 / 367
[3] Yani büyü için içirilen ya da yuttururalan ş ey (M).
[4] Bkz:s.l69 ve dipnotu
[5] MUS:39,Selâm,17.hadis no: 2189(IV/1719-20)
[6] Bkz:s.lOl ve dipnotu.
[7] Bkz.Matta: 14 / 1-12; Markos: 6/17 v.d..(M)
[8] BUH: 58 / 7; 64 / 41.HAN: 2 / 451
[9] BUH: 64 / 83
[10] Metinde: "...peygamberleri" şeklindedir.Fakat btf siyak "a uygun değildir.(M)
[11] Garanik kıssası" olarak bilinen bu olay uydurma olup.bunun sağlam hiçbir rivayeti mevcut değildir. Ibn Ku-«ybe de bu konuda herhangi bir rivayete dayanmış değildir. Bu sebeple .onun bu olayı doğru kabul etmesine de itibar edilemez. Bu konuda geniş bilgi için bkz:Prof.Dr. İsmail Cerra-2?^ Garanik istİsmarcüan(A.Ü.İ.F dergisiJXXIV (1981Js.69-yi:Prof.Dr. Hüseyin Hâtemi, Şeytan rivayetleri, İst.l989.(M)
[12] Krş.BUH: 40 / 10; 59 / 11 ; 66 / 10.HAN: 5/ 128.
[13] Harut ve Marût kıssası için bkz tes-Sahâvi.el-Magâs1' du'l-Hasene^SSîcl-Aclûnî.Keşfu'l-Hafa.II .329; el-F«J* tenî,Tezkiratu'I-Mavdûât,110;ez-Zerkeşî,et-Tczkîra, 205 (W
[14] Dımeşk (=Şam) nüshasında :Şukeyn
[15] Bağdad nüshasında:Muhammed b.Suleym et-Tâî (Muhammed b.Müslim et-Tâlfî için.bkz: Tehzîbu't-Tehzîb: 9 / 444) (M)
[16] BUH: 60/50
[17] Mekke ile Medine arasında ,su bulunan bir yerNıhâyedir." demiştir.
[18] Bkz:s.l69 ve dipnotu.
[19] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 283-296.
[20] Krş:HAN: 1 / 184; 2 / 182,212
[21] BUH: 34 /102; 48 / 31JMN: 2 / 240
[22] Krş: BUH: 61/18.
[23] Bu son cümle Reisu'l-Küttab nüshasında şöyledir;"O (HzJdşe) Rasûlullahtan sonra Mesih'in ineceğini kasdetmiştir."(M) İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 296-298.