sumeyye
Sat 2 April 2011, 12:47 pm GMT +0200
15- DAVA KİTABI
Dâva kelimesi duâ kelimesinden türemiştir, talep mânasındadır. Şer'î ıstılahda ise dâva; bir sözdür ki, insan onunla başkası üzerinde olup, inkâr edilen hakkım ispat etmek ister.
Beyyine; beyan kelimesinden türemiştir. Beyan; açmak, açıklamak ve izhar etmek demektir. Şer'î ıstılahda ise beyyine; davacının iddiasının doğru olduğunu gösteren ve hakkını ortaya koyan delil mânasındadır.
Dâva hususunda asıl kaide; Hz. Peygamber (sas) şu mübarek sözüdür; "Eğer insanlara sırf iddialarından dolayı istedikleri verilse, onlardan bir topluluk diğer topluluğun kanım ve malını ister. Lâkin
davacının beyyine getirmesi, dâvâlının da yemin etmesi gerekir." [1] Başka bir rivayette ise; "İnkâr edene yemin düşer." denilmektedir.
Rivayet edildiğine göre; Hadram'h iki Kindeli bir mes'elede anlaşamadıkları için davalaşmak üzere Hz. Peygamber (sas) in huzuruna çıkmışlardı. Hz. Peygamber (sas) davacıya; "Beyyinen var mı?" diye sormuş, o da 'hayır' deyince, şöyle buyurmuştur: "Öyle ise ancak davalıya yemin ettirebilirsin. Senin için bundan başka yapacak bir şey yoktur."
Şimdi bu hususda esas olduklarından dolayı davacı ile davalıyı bilmekle işe başlayacak ve bu hususdaki mevzuların umumunu bu esas üzerine kuracağız: [2]
[1] Bu hadîsi Buharı, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî, İbn. Mâce, Beyhakî ve Ahmed rivayet etmiştir
[2] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 2/159-160.