müzzemmil
Sun 11 September 2011, 10:47 pm GMT +0200
Dalâlet ve Âyetler
Dalâlet (sapıklık) kelimesi bütün türevleriyle Kur'an'da 191 kez tekrarlanmıştır.
Birer örnek verelim.
ed-delâlü 31 defa,
"İşte (doğru yoldan) uzaklara sapma (ed-delâlü) budur." [1524]
Dalle 26 defa,
"Arkadaşınız sapmadı (dalle), azmadı." [1525]
Yudillu 17 yerde,
"İşte Allah, kâfirleri böyle şaşırtır (yudillu)" [1526]
Dallû 12 yerde,
"Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki zarara uğradılar, saptılar (dallû), yola gelici de değiller." [1527]
Yudlil 12 defa,
"Allah kimi sapıklıkta (yüdlil) bırakırsa artık onun için bir yol yoktur." [1528]
Edallu 9 yerde:
"İşte onlar, yerce çok kötü ve yolca çok sapıktır (edallu)." [1529]
ed-dallin 8 yerde:
"Çünkü onlar babalarını sapık (ed-dallin) kimseler buldular" [1530]
ed-delalet 7 yerde:
"De ki: Kim sapıklık (ed-delalet) içinde ise Rahman ona mühlet yersin" [1531]
Yedillü 6 yerde:
"Rabb'in, O, çok iyi bilir yolundan sapanı (yedillü) ve O, çok iyi bilir yolda olanları." [1532]
Edalle 6 yerde:
"Allah'ın saptırdığını (edalle) kim yola getirebilir?" [1533]
Delâlen 6 yerde:
"Sen de o zalimlere şaşkınlıktan (delâlen) başka bir şey artırma." [1534]
ed-dallun 5 yerde:
"Fakat bahçeyi görünce:''Herhalde yolu şaşırdık (ed-dallun) dediler." [1535]
Yüdillu 3 yerde:
"Allah'ın yolundan saptamak (yüdillu) için O'na eşler koştular." [1536]
Yüdillûne 3 yerde:
"Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar (yüdillûne), fakat fakımnda değiller" [1537]
Daleltü 2 yerde:
"De ki: 'Ben sizin keyiflerinize uymam, çünkü o takdirde sapıtmış (daleltü) ve yola gelenlerden olmamış olurum?" [1538]
Tedillü 2 yerde:
"Şaşırmamanız (tedillû) için Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah, herşeyi bilendir.” [1539]
edellû 2 yerde:
"Onlar, birçok kimseleri yoldan çıkardılar (edellû)."[1540]
Yüdillehu 2 yerde:
"Kimi de saptırmak isterse (yüdillehu) onun göğsünü, göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar." [1541]
Yüdilluke 2 yerde:
"Yeryüzünde bulunanların çoğuna uysan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar (yüdilluke)." [1542]
Müdillu 2 yerde:
"Bu, dedi, şeytanın işindendir. O, gerçekten apaçık, saptırıcı (müdillu) bir düşmandır." [1543]
delâletihim 2 yerde:
"Ve sen, körleri de sapıklıklarından (delâletihim) (çıkarıp) yola getiremezsin." [1544]
Edallüna 2 yerde:
"Ve dediler ki: 'Rab'imiz, biz beğlerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar (edallüna)'."[1545]
Kelime, şu halleriyle de Kur'an'da birer defa zikredilmiştir; Dalelnâ[1546], udillu[1547], tadille[1548], yüdillûne[1549], edellânâ[1550], edleltüm[1551], edlelne[1552], edellenâ[1553], edellenî[1554], edellehu[1555], edellehim[1556], udillenehüm[1557], tudillu[1558], yudilleke[1559], yudlilhü[1560], yüdillüna[1561], yüdillehüm[1562], yudîllûneküm[1563], yüdillûnehüm[1564], yüdellu[1565], dallen[1566], tedlîl[1567], el-mudellîne [1568]ve delalike[1569].
Görüldüğü gibi dalâlet kelimesi türevleriyle birlikte 191 defa tekrarlanmıştır ki, bu da, daha önceki sayfalarda incelediğimiz 382 defa zikredilen âyât (ayetler) kelimesinin yansıdır.[1570]
[1524] Hacc: 22/12.
[1525] Necm: 53/2.
[1526] Mü'min: 40/74.
[1527] En'am: 6/140.
[1528] Şûra: 42/46.
[1529] Furkan: 25/34.
[1530] Saffat: 37/69.
[1531] Meryem: 19/75.
[1532] En'am: 6/117.
[1533] Rum: 30/29.
[1534] Nuh: 71/24.
[1535] Kalem: 68/26.
[1536] İbrahim: 14/30.
[1537] Al-i İmran: 3/69.
[1538] En'am: 6/56.
[1539] Nisa: 4/176.
[1540] Nuh: 71/24.
[1541] En'am: 6/125.
[1542] En'am: 6/116.
[1543] Kasas: 15.
[1544] Rum: 30/53.
[1545] Ahzâb: 33/67.
[1546] Secde: 32/10
[1547] Sebe: 34/50
[1548] Bakara: 2/28
[1549] Sad: 38/26
[1550] Fussilet: 41/29
[1551] Furkan: 25/17
[1552] İbrahim: 14/36
[1553] Şuara: 26/99
[1554] Furkan: 25/29
[1555] Casiye: 45/23
[1556] Tâhâ: 20/85
[1557] Nisa:4/119
[1558] A'raf: 7/155
[1559] Sad: 38/26
[1560] En'am: 6/39
[1561] Furkun: 25/42
[1562] Nisa: 4/60
[1563] Al-i İmran: 3/69
[1564] Nahl: 16/25
[1565] Tevbe: 9/37
[1566] Duha: 93/7
[1567] Fil: 105/2
[1568] Kehf: 18/51
[1569] Yusuf: 12/95
[1570] Abdurrezzak Nevfel, Kur’an’da Ölçü ve Ahenk, İnkilap Yayınları, İstanbul, 1988: 181-184.