hafiza aise
Sun 7 August 2011, 11:40 am GMT +0200
21- Cuma Namazı:
Cuma günü içinde, toplanıp bir araya gelme, özel sayıda cemaat, vatanında veya herhangi bir yerde yerleşik olma şartı, imamın açıktan okuması... gibi diğer farz namazlarda bulunmayan özelliklere sahip olan "cuma namazı" vardır. İkindi namazını istisna edersek bu namaz konusundaki sıkılığa benzer bir sıkılık hiçbir namaz hakkında söz konusu olmamıştır. Dört Sünen kitabında, Sahabî Ebu'1-Ca'd ed-Damrî'den naklen Hz. Pey-gamber'in (s.a.) şöyle buyurdukları rivayet edilir:
"Kim üç cuma namazını önemsemediğinden dolayı terkederse Allah onun kalbini mühürler, "[957] Tirmizî diyor ki: Hadis, hasendir. Ebu'1-Ca'd ed-Damrî'nin adını Muhammed b. İsmail'e (yani İmam Buharî'ye) sordum; "Adı bilinmiyor" dedi ve ekledi: "Bu hadisten başka Hz". Peygamber'den (s.a.) onun rivayet ettiği bir hadis bilmiyorum."
Yine Sünen kitaplarında nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.) cumayı kılmayanın bir dinar, bulamazsa yarım dinar sadaka vermesini emretmiştir. Bu hadisi Ebu Davud ve Nesâî, Kudâme b. Vebere yoluyla Se-mûre b. Cündüb'den rivayet etmişlerdir.[958] Ancak Ahmed b. Hanbel: "Kudâme b. Vebere kimdir bilinmiyor." demiş, Yahya b. Maîn ise onun "sika = güvenilir" olduğunu söylemiştir. Buharî'nin de "Onun Semûre'den işitmiş olması sıhhatli değildir." dediği naklediliyor.
Müslümanlar cumanın farz-ı ayn olduğunda icma etmişlerdir. Ancak İmam Şafiî'nin farz-ı kifâyedir dediğine dair bir söz hikâye edilmekteyse de bu ona yapılan yanlış bir yakıştırmadır. Bu yanlış şuradan kaynaklanmaktadır: İmam Şafiî: "Bayram namazı, cuma kendilerine vâcib olanlara vâcibtir." demiş, yukarıdaki yanlış sözü- nakleden de buradan hareketle bayram namazı farz-ı kifâye olduğuna göre Cuma da böyle olsa gerek zannetmiştir. Bu doğru değildir. Aksine îmam Şafiî'nin bu sözü, onun bayram namazının bütün topluma vâcib olduğu görüşünde olduğunu açıkça ifade eder. Bu söz iki ihtimal taşır: Bayram namazının; 1) Cuma gibi farz-i ayn olması, 2) Farz-ı kifâye olması. Zira farz-ı kifâye, farz-ı aynlar gibi eşit oiaraktan bütün topluma farzdır. Sadece vâcib olduktan sonra bir kısmının yapmasıyla diğerlerinden düşüp düşmemesi konusunda birbirlerinden ayrılırlar... [959]
[957] Tirmizî, 500; Ebu Davud, 1052; Nesâî, 3/88 ; İbn Mâce, 1125; Ahmed, Mûsned, 3/424, 425. Senedi hasendir. tbn Hibbân (554) ve Hâkim (i/280) hadisi sahih saymış, Zehebî buna muvafakat etmiştir.
[958] Ebu Davud, 1053; Nesâî, 3/89; Ahmed, 5/8, 14. Hadisin senedinde geçen Kudâme b. Vebere meçhul bir râvidir. Bununla birlikte îbn Hibbân (582) ve Hâkim (1/280) hadisin sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de Hâkim'in görüşüne katılmıştır. Ayrıca İbn Mâce (İ128), aynı hadisi Hasan el-Basrî yoluyla Semûre'den rivayet etmiştir.
[959] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/369-370.
Cuma günü içinde, toplanıp bir araya gelme, özel sayıda cemaat, vatanında veya herhangi bir yerde yerleşik olma şartı, imamın açıktan okuması... gibi diğer farz namazlarda bulunmayan özelliklere sahip olan "cuma namazı" vardır. İkindi namazını istisna edersek bu namaz konusundaki sıkılığa benzer bir sıkılık hiçbir namaz hakkında söz konusu olmamıştır. Dört Sünen kitabında, Sahabî Ebu'1-Ca'd ed-Damrî'den naklen Hz. Pey-gamber'in (s.a.) şöyle buyurdukları rivayet edilir:
"Kim üç cuma namazını önemsemediğinden dolayı terkederse Allah onun kalbini mühürler, "[957] Tirmizî diyor ki: Hadis, hasendir. Ebu'1-Ca'd ed-Damrî'nin adını Muhammed b. İsmail'e (yani İmam Buharî'ye) sordum; "Adı bilinmiyor" dedi ve ekledi: "Bu hadisten başka Hz". Peygamber'den (s.a.) onun rivayet ettiği bir hadis bilmiyorum."
Yine Sünen kitaplarında nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.) cumayı kılmayanın bir dinar, bulamazsa yarım dinar sadaka vermesini emretmiştir. Bu hadisi Ebu Davud ve Nesâî, Kudâme b. Vebere yoluyla Se-mûre b. Cündüb'den rivayet etmişlerdir.[958] Ancak Ahmed b. Hanbel: "Kudâme b. Vebere kimdir bilinmiyor." demiş, Yahya b. Maîn ise onun "sika = güvenilir" olduğunu söylemiştir. Buharî'nin de "Onun Semûre'den işitmiş olması sıhhatli değildir." dediği naklediliyor.
Müslümanlar cumanın farz-ı ayn olduğunda icma etmişlerdir. Ancak İmam Şafiî'nin farz-ı kifâyedir dediğine dair bir söz hikâye edilmekteyse de bu ona yapılan yanlış bir yakıştırmadır. Bu yanlış şuradan kaynaklanmaktadır: İmam Şafiî: "Bayram namazı, cuma kendilerine vâcib olanlara vâcibtir." demiş, yukarıdaki yanlış sözü- nakleden de buradan hareketle bayram namazı farz-ı kifâye olduğuna göre Cuma da böyle olsa gerek zannetmiştir. Bu doğru değildir. Aksine îmam Şafiî'nin bu sözü, onun bayram namazının bütün topluma vâcib olduğu görüşünde olduğunu açıkça ifade eder. Bu söz iki ihtimal taşır: Bayram namazının; 1) Cuma gibi farz-i ayn olması, 2) Farz-ı kifâye olması. Zira farz-ı kifâye, farz-ı aynlar gibi eşit oiaraktan bütün topluma farzdır. Sadece vâcib olduktan sonra bir kısmının yapmasıyla diğerlerinden düşüp düşmemesi konusunda birbirlerinden ayrılırlar... [959]
[957] Tirmizî, 500; Ebu Davud, 1052; Nesâî, 3/88 ; İbn Mâce, 1125; Ahmed, Mûsned, 3/424, 425. Senedi hasendir. tbn Hibbân (554) ve Hâkim (i/280) hadisi sahih saymış, Zehebî buna muvafakat etmiştir.
[958] Ebu Davud, 1053; Nesâî, 3/89; Ahmed, 5/8, 14. Hadisin senedinde geçen Kudâme b. Vebere meçhul bir râvidir. Bununla birlikte îbn Hibbân (582) ve Hâkim (1/280) hadisin sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de Hâkim'in görüşüne katılmıştır. Ayrıca İbn Mâce (İ128), aynı hadisi Hasan el-Basrî yoluyla Semûre'den rivayet etmiştir.
[959] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/369-370.