- Cömertliği

Adsense kodları


Cömertliği

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
cennetgulu
Sat 12 December 2009, 10:53 pm GMT +0200
Cömertliği


Kendisiyle gururlanma ve övünme amacı güdülmezse cömert lik, elbette ki hayır kapılarından biri olur. Cömert kişi, ihtiyaç sa hiplerine yaptığı iyilik ve bağışları başa kakmaz. Yardım dileye nin yardımına, muhtacın ihtiyacına koşar. Allah katındaki sevabı umarak sadaka verir. Bu yaptığı iyiliklere karşılık olarak da in sanlardan karşılık ve şükran beslemez. Böyle olunca da cömert lik, toplumsal yönü olan güzel bir ahlak olmaktadır. Toplum bi reyleri arasında sevgi bağlarını tesis etmektedir. Hikmet sahiple­ri, faziletin hikmet, cesaret, iffet ve cömertlikten ibaret dört şey olduğunu söylemişlerdir. Cömertlik, umumi bir erdem olup ancak kendi şahsı üzerinde toplumun haklarını hisseden kimselerde gö rülür.

Peygamber efendimiz cömertti. Elinde bulunan şeyi kendisi muhtaç olsa bile başkasına verirdi. Mü´minlere, kendileri muhtaç olsalar bile, başkalarım kendi nefislerine tercih etmelerini öğret mişti.

Peygamber efendimizin cönıertliğiyle ilgili olarak İbn Abbas´ın şöyle dediği rivayet edilir: "Hayıryapma hususunda Peygamber efendimiz insanların en cömerdi idi. Özellikle Ramazan ayında, oldukça cömert davranırdı. Cebrail kendisiyle buluştuğunda Pey gamber efendimiz, esen rüzgardan daha çok cömert davranırdı." Cömertlik onun ayrılmaz bir vasfı idi. Cömertliği hep yukarıya doğru yükselir, asla alçalmazdı. Cömertlik derecesi Ramazan ayında daha da artardı. Özellikle Cebrail´in kendisiyle Kur´an müzakere ettiği Ramazan´ın son on gününde cömertlik derecesi daha da yükselirdi. Bi´setinden önce de cömertlik ahlakıyla ah-laklanmıştı. Nitekim bu ahlakı ve bu vasfı bi´setinden sonra da de vam etmişti. Sahip olduğu bütün niteliklerin olumlu yanları art mıştı. Hatice (r.a.), ona şöyle demişti: "Sen muhtacı kalkındırır, yoksulu kazandırırsın."

"Eş-Şifa" adlı kitapta şöyle bir olay nakledilmektedir: "Pey gamber efendimiz, Hevazin kabilesine esirlerini iade etmişti. Esirler altı bin civarındaydı. Abbas, kendisine taşınamayacak ka dar çok altın vermişti. Abbas´a doksan bin dirhem fidye yükünü yüklemişti. Bu fidyeler bir hasırın üzerine bırakılmış, sonra da Peygamber efendimiz onları müsiümanlara dağıtmıştı." Peygam ber efendimiz, son derece cömert olduğundan dolayı kendisine ge tirilen ganimetleri müsiümanlara dağıtırdı. Şahsı için fazla bir-şey ayırmaz, kendisine yetecek kadarını alırdı. İhtiyaç içinde bu lunan hiçbir kimsenin isteğini geri çevirmez, cömertliğiyle onun ihtiyacım karşılardı. Bütün varını bu uğurda feda etmekten çe kinmezdi. Başkalarının ihtiyacını vermek için borç altına girerdi.

İhtiyaç sahiplerinin taleplerini karşılamak için mevcut malı yok sa, borç altına girerdi. Adamın biri, bir ihtiyacını gidermesi için kendisinden bir miktar mal istemişti. Ona "Yanımda birşey yok tur. Ancak benim namıma gidip başkasından birşeyler satın al. Alacaklı yanıma geldiğinde hakkını öderim" demişti.

Hz. Ömer, Peygamber efendimizin, yanında verecek bir malı bulunmadığı zaman ihtiyaç sahiplerinin borçlarını üstlendiğini görmüş ve ona "Ya Resulullah böyle yapmaya Allah seni mecbur etmemiştir. Gücünü aşan işleri yapmakla yükümlü değilsin " de mişti. Rasulüllab, arkadaşı ve veziri Ömer el-Faruk´un böyle de yişinden hoşlanmamıştı. Çünkü o, Cenab-ı Allah´ın kendisine verdiği fıtrat ve karekteri ile kendinin arasına başkalarının gir mesini istemiyordu. Çünkü o bu seciye ve karekteri ile diğer ke rem ve cömertlik sahiplerinin üstüne yükselmişti. Hz. Ömer´in, peygamber efendimize böyle dediğini gören Ensardan bir adam şöyle demişti: "Ya rasulüllah! Allah yolunda malımı harca. Arşın sahibinin senin malını azaltacağından korkma." Adamın bu söz leri üzerine Peygamber efendimiz, önce yüzünü ekşitmiş, bilaha re tebessüm etmişti. Yüzünü astıktan sonra güler yüzle adama dönerek: "Ben zaten böyle yapmakla emrolunmuşum " demişti. Bu haberi "Tirmizi" rivayet etmiştir.

Cömertliği, rabbine aşırı derecede güvenmesinden kaynakla nıyordu. Sebeplere sarılmakla birlikte rabbine karşı aşırı bir gü ven duygusu beslemekteydi. Ayrıca insanları kendine tercih edi yor, bu nedenle cömert davranıyordu. Muhtaç gördüğü herhangi bir kişinin ihtiyacını gidermek için kendini zorluyordu. Onun cö mertliği yalın cömertlik türünden değil bir nevi yükümlülük tü-ründendi. O, kendini cömert davranmaya mecbur hissediyordu. Davranışlarıyla, sözünü doğrulayan peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Her kim mal bırakırsa mirasçılarına bırakmıştır. Her kim ço luk çocuk bırakırsa, bana aittir ve onlar benim sorumluluğumda-dır."

İnsanların malları kendilerine aittir. Ancak vermekle yüküm lü oldukları zekatları, kendilerine ait değil de yoksullara aittir. Kendi geçimlerini sağlayamayanlar, peygamberin bakım ve so rumluluğu altındaydılar. O yalnız basma onların yüklerini omuz-luyordu. Çünkü yoksullar Allah´ın bakıp geçindirdiği kimselerdir.

Resulullah da onların yüklerini omuzunda taşıyordu. Hizmetçisi Enes bin Malik, şöyle demiştir: "Resulullah hiç bir şeyi saklayıp biriktirmezdi"

Ebu Hüreyre´den rivayet edildiğine göre adamın biri Peygam ber efendimizin yanına gelerek ondan bir şeyler istedi. Peygam ber efendimizin yanında ona verecek bir şeyi yoktu. Bunun için de başkasından borç alarak o yoksula verdi.

Peygamber efendimizin cömertliği gittikçe artıyordu. Öyle ki isteyen kimseye elbisesini çıkarıp verdiği de olmuştur. Tabara-ni´nin ibn Ömer´den rivayet ettiğine göre, Peygamber (s.a.v.) efen dimiz, elbiseci bir adam görmüş ondan 4 dirheme bir gömlek satın almıştı. Gömleği giyip dükkanın dışına çıktıktan sonra Ensardan bir adamla karşılaşmıştı. Adam: "Ya Rasulüllah bana bir gömlek giydir de Allah sana cennet giysilerinden birini giydirsin" dedi. Adamın bu isteği üzerine Peygamber efendimiz gömleğini çıkarıp ona giydirdi. Sonra dükkan sahibine dönerek, ondan 4 dirheme bir gömlek daha satın aldı. Yanında 2 dirhemi kalmıştı. Azıcık yü rüdükten sonra yol kenarında bir cariyenin ağlamakta olduğunu gördü. Ona: "Niçin ağlıyorsun?" diye sorunca cariye şöyle dedi: "Ya Rasulüllah! Sahiplerim bana un satın almam için 2 dirhem para verdi. Fakat paraları kaybettim. Cariyenin ağlayışına daya namayan Peygamber efendimiz yanında kalan 2 dirhemi çıkarıp ona verdi ve yoluna devam etti. Fakat cariyenin ağlamaya devam ettiğini görünce onu yanına çağırdı ve "Niçin ağlıyorsun? İşte 2 dirhemi de benden aldın?" diye sordu. Cariye: "Sahiplerimin beni dövmelerinden korkuyorum" deyince Peygamber efendimiz onu yanına alarak sahiplerine götürdü. Selam verdi. İçeridekiler sesi ni tanıdılar. Sonra gelip, "Anamız babamız sana feda olsun Ya Ra sulüllah, seni buraya kadar yorup getiren sebep nedir?" diye sor dular. Peygamber efendimiz, "Şu cariyeyi döveceğinizden kork tum da buraya kadar geldim" deyince sahibi "Artık o Allah rızası için serbesttir. Onu alıp götürebilirsin" dedi. Bunun üzerine Pey gamber efendimiz de onlara hayır ve cenneti müjdeledi.

Peygamber efendimizin yanında 10 bereketli dirhem vardı. Bu dirhemlerin bereketli olduklarım Peygamber efendimiz şöyle ifa de buyurmuştu: "Cenab-ı Allah 10 dirheme bereket kattı. Onun Peygamberine ve Ensardan bir adama birer gömlek giydirdi. Ve bir cariyeyi de hürriyetine kavuşturdu. Kendi kudreti ile bizi rızıklandıran Allah´a hamdederim" [1]

Peygamber (s.a.v.) efendimiz malını Allah yolunda harcar, in sanları da mallarım bu uğurda harcamaya teşvik ederdi. Cömert idi. Kendisine rızkım Cenâb-ı Allah´ın vereceğine sonsuz güveni olduğundan dolayı cömert davranırdı. Bilal´a şöyle derdi: "Ey Bi lal malını Allah yolunda harca, arşın sahibinin, senin malın, azaltacağından korkma"

Bir hadis-i şerifinde de şöyle buyurmuştur: "Her sabah iki me lek yeryüzüne iner. Bunlardan biri şöyle der: "Allah´ım malını se nin yolunda harcayana zenginlik ver." Diğeri de şöyle der: "Al lah´ım cimrilik edenin malını zayi et."

Peygamber efendimizin bu cömertliği sadece risaletle görev lendirilmesinden sonra olmamıştır. Risaletle görevlendirilmesin den sonra cömert olduğu gibi daha önceleri de cömert idi. Bu konu da ibn Kesir şöyle der: "Peygamber efendimiz bi´setten önce de sonra da; hicretten önce de sonra da yoksulların, öksüzlerin, zayıf ların ve düşkünlerin sığınağı olmuştur."

Abdullah oğlu Muhammed (s.a.v.)´in cömertliği, maldan yüz çeviren, malı istemeyen ya da kendini dünya hayatından soyutla yan kimsenin cömertliği gibi değildi. O, mal geldiği zaman yüz çe virmezdi. Bilâkis helal yollardan mal kazanmak arzusundaydı. Kazancında temizlik vardı. Murdarlık yoktu. Ancak zayıflara, ök süzlere, dullara ve düşkünlere ulaşmak, onların yardımına koş mak için malı bir vasıta olarak görürdü. Kazancını temiz ve güve nilir eliyle onlara ulaştırırdı.

Peygamber efendimiz ticaret yoluyla hem kendisi hem de güve nilir, iffetli ve temiz zevcesi Hatice için kazanç sağlama yolunda, ticari bir muhit olan Mekke´de elde etmiş olduğu çalışma dene yimlerini kullanıyordu. Kazancı, sadece şahsı ve zevcesi için de ğil, yoksullara düşkünlere ve zayıflara zevcesiyle birlikte yardım da bulunmak için elde ediyordu.

İsa Peygamberin maldan uzak durduğu ve zahidane bir hayat yaşadığı rivayet edilir. O, kazanmak için çaba göstermemiş aksi ne kazançtan kendini soyutlamıştı. Abdullah oğlu Muhammed (s.a.v.)´e gelince o, hayatla iç içe olmuş, çalışıp çabalamış, ömrünün baharında mal elde etmek için ticaret yapmıştır. Elde ettiği kazancı zayıflara harcamıştır. O bir işçi gibi kendini işe vermiştir. Tabii ki hem İsa´da hem Muhammed´de fazilet ve üstünlükler vardı, ancak Muhammed (s.a.v.)´in zahidliği olumlu idi. Çünkü o mal kazanır, temiz kazanç ile mal elde ederdi. Bu kazancı umuma yarar sağlayan bir kazançtı. Ya ziraatla uğraşır, elde ettiği ürün lerden yararlanırdı, veya elinin emeğiyle kazanç sağlardı ki, böy lece toplumsal servetin nemalanmasına katkıda bulunurdu. Ya hut yeryüzünün hayır ve bereketlerini bir iklimden diğer iklime ticaret vasıtasıyla aktarırdı. Bunda umuma faydalar vardı. Sonra elde etmiş olduğu kazancı, o cömert insanın elinde kalmazdı. Ka zancı başkalarına da sirayet ettirir, diğer insanları da kendi ka zancından faydalanırdı. Öyle ise ondaki zahidlik olumlu, emek is­teyen ve faal bir zahidlikti.



--------------------------------------------------------------------------------

[1] ibn Kesir, el-Bıdaye Ve´n-Nihaye, c. 6, s. 65.


yagmur_7-c
Fri 31 January 2014, 08:27 pm GMT +0200
Kendisiyle gururlanma ve övünme amacı güdülmezse cömert lik, elbette ki hayır kapılarından biri olur. Cömert kişi, ihtiyaç sa hiplerine yaptığı iyilik ve bağışları başa kakmaz. Yardım dileye nin yardımına, muhtacın ihtiyacına koşar. ALLAH katındaki sevabı umarak sadaka verir. Bu yaptığı iyiliklere karşılık olarak da in sanlardan karşılık ve şükran beslemez. Böyle olunca da cömert lik, toplumsal yönü olan güzel bir ahlak olmaktadır. Toplum bi reyleri arasında sevgi bağlarını tesis etmektedir. Hikmet sahiple­ri, faziletin hikmet, cesaret, iffet ve cömertlikten ibaret dört şey olduğunu söylemişlerdir. Cömertlik, umumi bir erdem olup ancak kendi şahsı üzerinde toplumun haklarını hisseden kimselerde gö rülür. :)

8/A
Wed 26 February 2014, 08:03 pm GMT +0200
ESSELAMÜ ALEYKÜM VE RAHMETULLAHİ VE BEREKATÜH...
Cömertlik bizlerin baş özellik olarak seçeceği baş karakterlerdendir...
Bu özelliği en iyi nitelemiş olan PEYGAMBER EFENDİMİZ (s.a.v.)'i örnek alarak
kendimize uyarlamalıyız...
ALLAH hepimize Peygamberimiz'in güzel ahlakını nasip eder İNŞALLAH...

fatmanur8-b
Sat 8 March 2014, 02:04 pm GMT +0200
Cömertlik eden insan çevresi tarafından gerçekten saygıdeğer ve bir o kadar da güvenilirdir.Yani kısaca cömertliği kendine ilke edinen yani davranış edinen bir kimse Hz. Muhammed (s.a.v)'in ümmeti olduğunu hatırlayıp onun yolundan gidiyordur.

Hanife 8.D
Wed 18 June 2014, 05:58 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam verahmetullahü veberakatuhü; Yüce Allh buyuruyor ki: Münafıklardan, '' Allah bize bol ve yaygın nimetlerden verirse, and olsun ki yoksul ve düşkünlere sadaka vereceğiz ve iyilerden olacağız''diye Allah'a söz verenler vardır.
Allah (celle celalühü) onlara bol ve yaygın nimetlerden, verdiğinde ise cimrilik ederek yoksul ve düşkünlere vermeleri gerekeni vermediler, Allah'a ibadet ve taatten yüz çevirdiler. Zaten onlar dönek kişilerdir.
  -Tövbe suresi, 75,76. ayet...
Paylaşım için teşekkürler Mevlam razı gelsin inşallah...

cerendemir
Wed 18 June 2014, 07:04 pm GMT +0200
Ve aleykümselam.Rabbim bizi Peygamber efendimizin ahlakı ile ahlaklandırsın inşallah.Fakire,yoksula yardım etmek,bir elin verdiğini diğer elin bilmeden sadaka vermek. Rabbim bize hidayet etsin inşallah.

Derya 7/B
Sat 17 January 2015, 06:57 pm GMT +0200
Peygamberimiz insanların en cömerdi idi. Kendisinden bir şey isteyin hiç kimseyi boş çevirmez, eline ne geçerse ihtiyacı olanlara dağıtır, “Ben ancak dağıtıcıyım, veren Allah’tır.” Derdi. Bununla beraber dilenciliği sevmez, dilenenlere bundan kurtulmaları için çalışıp kazanmanın yollarını gösterirdi.

selinay 7b
Tue 8 March 2016, 02:52 pm GMT +0200
Selamun Aleykum
Efendimiz çok cömert bir insandı . elinde olan şeye kendisi muhtaç bile olsa onu muhtaç birine verirdi. Cömertlik onun ayrılmaz bir vasfı idi.
Allah razı olsun

Busra 8-B
Tue 8 March 2016, 06:42 pm GMT +0200
Bismillah
Rabbim bizlere efendimiz gibi comert olmayı nasip etsin inşallah

Sevgi.
Thu 24 December 2020, 05:04 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm. Peygamber efendimiz herşeyi ile mükemmel biri, Rabb'im bizleri her zaman Peygamber efendimiz'i kendine örnek alanlardan eylesin inşaAllah

ceren
Fri 25 December 2020, 12:35 am GMT +0200
Esselamu aleyküm.Elindeki ile yetinen müslüman kardeşi ile paylaşan ve peygamber efendimizin yolunda giden kullardan olalım inşallah...

yelkovan34
Fri 25 December 2020, 04:19 am GMT +0200
Ve aleykümüsselam. Cömert bir birey olmalıyız.