sidretül münteha
Mon 20 December 2010, 04:14 pm GMT +0200
(387) Çok Söz Konuşmak
875— îbni Amrin'in şöyle dediği işitilmiştir:
— Peygamber (Sav) in devrinde (Medine'nin) doğu tarafından iki hatip adam gelip, ayakta durarak konuştular; sonra oturdular. Arkasından resûlüllah (Sav) 'in hatibi Sabit ibni Kays kalkıp konuştu, öncekilerin konuşmasından insanlar hayrete düştüler. Bunun üzerine Resulüllah (Sav) kalkıp hitabette bulunarak şöyle buyurdu:
«— Ey insanlar! (Maksadınızı ifade için tabiî olarak) sollerinin söyleyin, zira sözü süslemek (ve onu tesirli hale getirmek) Şeytan'dandır.» Sonra Resulüllah (Sav):
— Beyandan bir kısmı sihirdir.» buyurdu.[473]
İnsan, herhangi bir ihtiyacını veya maksadını olduğu gibi ifade etmelidir. Dinleyiciyi tesir altında bırakarak onu hisleriyle hareket etmeye mecbur bırakmamalıdır. Her işte akıl ve mantık hakim bulunmalı ve her İşi asıl durumuna göne değerlendirmelidir. Güzel beyan ve ifadeler, dinleyiciyi büyüleyen bir sihir gibi olduğundan bunların tesiri altında yapılacak işler çok kere gerçeğe aykırı düşer ve insan aldatılmış olur. İşte bu duruma düşmemek için Peygamber Efendimiz bize söz söyleme tarzını gösteriyor ve bizi büyülü söz söylemekten kaçındırıyor.[474]
876— (200-s.) Enes Hazretlerinin şöyle buyurduğu işitilmiştir:
— Bir adam, Hz. Ömer'in yanında hitabette bulundu da, sözü uzattı (çok söyledi). Bunun üzerine Hz. Ömer:
— Hitabetlerde çok söz söylemek, Seytan'ın (ağzından çıkan şişirilmiş) balonlardan sayılır.» buyurdu.[475]
Şekaşık kelimesi, Şıkşıka'nın çoğuludur. Deve kızdığı zaman içinden çıkarıp ağzında avurtlarını onunla şişirdiği şeydir. Bununla boş şeyler murad edildiğinden, biz bu kelimeyi şişirilmiş balon diye ifade ettik. Muhakkak ki, çok ve uzun hitabelerde artık söz olur, yatan ve riya karışığı bulunur kî, bunlar Şeytan'ın dürtüşünden doğan şeylerdir. Hz. Ömer 'in bu beyanları, bundan önceki hadîs-i şerifin mânâsına tamamen uygun düşmektedir.
[476]
877— Ebû Yezîd'den yahut Mu'in ibni Yezîd'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Mescidlerinizde toplanınız; ve her ne zaman bir kavim toplanırsa bana haber versinler.» Sonra bize ilk gelen Peygamber oldu ve oturdu. Bizden bir hatip de konuştu. Sonra şöyle dedi:
— Hamd, Öyle bir Allah'a mahsustur ki, hamd için onun önünde bir maksat yok ve ötesinde de bir çıkış yok. Bunun üzerine Peygamber kızdı ve kalktı. Biz de aramızda birbirimizi (ettiğimiz kusurdan dolayı) ayıpladık. Dedik ki:
— Bize ilk gelen Peygamber oldu da, başka bir mescide gidip orada oturdu. Biz de ona gidip onunla konuştuk. Sonra bizimle gelip oturmuş olduğu yerde veya ona yakın bir yerde oturdu; sonra şöyle buyurdu:
«— Hamd o Allah'a mahsustur ki, dilediğini önüne koydu (yarattı), dilediğini de arkasına bıraktı (yaratmadı). Gerçekten beyandan bir kısmı sihirdir. Sonra Peygamber bize emretti ve bize öğretti.[477]
Hz. Peygamberin huzurunda konuşan hatibin ifadesinde yapmacık gayretler ve karışık beyanlar olması hasebiyle, bunun bu hareketine Peygamber (Sav) kızmış ve ifadeyi düzelterek:
«... beyandan bir ikisini sihirdir.»
Buyurdular. Gerçeği ifadeden uzak aldatıcı mahiyetteki beyanları büyü olarak vasıfladılar. Böylece maksadı, en tabiî ve kolay bir üslûp üzere ifadenin lüzumuna işaret buyurdular.
Mu'in ibni Yezid kimdir?:
Künyesi Ebû Zeyddir. Babası ve dedesi ile beraber Bedir savaşında bulunmuştur. Bedir savaşına baba ve dedesiyle katılan bundan başka bir kimse bilinmemektedir. Ayrıca Mu'in, Peygamber (Sav) e «Baba ve dedemle birlikte biat ettim» dediği rivayet ediliyor. Hz. Muaviye'nin savaşlarında Muaviye ile beraber olduğu rivayeti vardır. Mısır'a, Kûfe'ye gitmiş ve Şam'da ikamet etmiştir; ve Şam'ın fethinde de bulunmuştur. Hz. Ömer'in nezdİnde mevkii Vardı. 2 veya 5 hadîs-i şerif rivayet ettiği söylenir. Hicretin 54. yılında vefat etti. Allah ondan razı olsun.[478]
[473] Buhdrî: (67) Kitabu'n-Nİkâh, (47.) Bab. Tirmizl: (38) Kİtabu'l-Birri. (81.) Bab, Hadis : 2029, Fadlu'llah: C. II, s. 324-325.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/229.
[474] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/229-230.
[475] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/230.
[476] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/230.
[477] Müsned-İ îmam Ahmed; C. HI, s. 470, ilk baskı. El-İstiab: C. IH, s. 427. Eî-tsdbe: C. III, s. 429, sayı: 8163. Fadlu'llah: C. II, s. 326-327.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/230-231.
[478] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/231.