saniyenur
Mon 11 June 2012, 06:25 am GMT +0200
1- Çocukluğu
Rasulullah, her genç insanın, günlük hayatında rehber alabileceği gerçekten ttyğun bir örnektir. Çocukluğunda, nazik ve iyi huyluydu. Diğer çocukların aksine, yaramazlık veya edepsizlik yapmazdı; sakin ve kendine hâkim bir çocuktu. Gençliğinde, mükemmel ve kusursuz bir ahlâkı vardı. "Tek olan Allah'a tam olarak inanmıştı. Her şeyiyle güvenilir bir dosttu o, yardımsever, yol gösterici. Merhametliydi, nazik, müşfik ve can yakmaz; daima saygılı, doğru ve samimi; tüm anlaşma ve sözlere tamamen sadıktı. Kumar, içki, kavga, şehvet ve diğer insanlar arasında yaygın olan ayıp, kötü ve bayağı davranışlardan uzak dururdu!' (Abdul Hamid Sıd-dıkî, Muhammed'in Hayatı, Lahore, 1969, sf. 62.) Muhammed, gençliğinde de müstehcen, edebe aykırı hiçbir şeye yaklaşmamış; tüm bu yıllar boyunca tertemiz ve mutedil ahlâklı bir hayat yaşamıştır. Birkaç defa, böyle bayağı zevklerin tuzağına tam düşmek üzereyken, iradesi ve karakterinin sağlamlığı onu bunlardan uzak tutmuştur.
"Söylendiğine göre, Muhammed çobanlık yaptığı sırada yanında bulunan arkadaşına işini üstlenmesini rica etti. O da, o zamanlar diğer gençlerin devam ettiği eğlence yerlerine gidip, geceyi orada geçirmek üzere Mekke'ye doğru yola çıktı. Şehre varmadan, yol üstünde bir evdeki düğün Muhammed'ın dikkatini çekti. Evden etrafa yayılan sesleri dinlemek için orada durdu ve bu arada uykuya daldı. Başka bir sefer de, yine aynı amaçla Mekke'ye giderken dikkatini hoş bir müzik çekmiş ve yolda dinlemek amacıyla otururken uyuya kalmıştı." (Muhammed, Hüseyn Heykel, Muhammed'in Hayatı, U.S.A., sf. 59)
Şehir hayatının cazibesi ve günah dolu hayatı onun İlgisini çekmiyordu. Gençliğinde dahi mazbut ve barış içinde bir hayatı vardı.
Genç insanlar da Muhammed'ın örnek hayatını takip ederep sakin, namuslu ve mutedil yaşayabilirler. Böylece, günah ve aylaklığın karanlık yollarına düşmekten; kendilerine ve topluma türlü türlü sorun çıkarmaktan kurtulacaklardır. Gençler, boş vakitlerini Muhammed'ın yaptığı gibi topluma daha yapıcı ve faydalı faaliyetlerde kullanabilirler. "O, her türlü gösterişten, caka, kibir, görkem ve debdebeden hoşlanmazdı. Çocukların konuşmasına katılır, fakir, yaşlı ve zayıfların acılarını paylaşırdı." (Abdul Hamid Sıddıkî, Muhammed'in Hayatı, Lahore, 1969, sf. 62) Muhammed @'in sosyal davranış ve faaliyetleri, her devrin genç nesilleri için ebedî bir örnektir. "O, tıastaları ziyaret eder, komşulara karşı düşünceli ve saygılı; gençlere nazik, yaşlılara hürmetkar davranırdı. Dul ve yetime, yardıma muhtaçlara, zayıflara, dertliye, haksızlığa uğrayana daima yardım için hazırdı." (Fakir Seyid Vahded-din, Hayır Sahibi, sf. 6)
Onun dürüst ve doğruluğu, sosyal davranışı öyle etkileyiciydi ki, insanlar ona es-Sadık (Doğru) ve el-Emin (Güvenilir) derdi.
Rasulullah, gençliğinin en dinç ve güzel devresinde Hilfrul-Fudul adıyla oluşturulan birliğe devrinin fenalık ve adaletsizlikleriyle mücadele etmek amacıyla faal olarak katılmıştır. Fakir, zulüm ve adaletsizlik kurbanlarının haklarını savunmak bu birliğin ana gayesiydi. Bu anlaşmaya katılanların hepsi amaçlarına ulaşmak için ALLAH önünde söz verdiler. Muhammed sonraları bu ahidden şöyle bahsederdi: "Bu anlaşma yerine kırmızı develer teklif etselerdi dahi reddeder-dim.Bugün, kim bu anlaşmaya davet etse, hemen kabul ederim." (Muhammed Hüseyn Heykel, Muhammed'in Hayatı, U.S.A., sf. 57) Gençliğinde o kadar doğru ve faziletliydi ki, bu özelliğinin bir kimsenin dikkatini çekmemesi mümkün değildi. Onun gençliği hakkında Thomas Carlyle'nin tespitleri oldukça aydınlatıcıdır: "Ancak, ilk çağlardan itibaren, o düşünceli bir insan olarak işaret edilirdi. Doğru ve sadık; yaptığı her işte, konuştuğu her sözde, her düşüncesinde doğru bir insan. Bütün hayatı boyunca onu, sağlam karakterli, samimi gerçek bir adam olarak görürüz. Onun güzelliğini herkes duymuştur; onun güzel, zarif, ferasetli ve arif yüzünü." Genç erkek ve kadınlara Muhammed'ın gençlik numunesini göstermenin tam zamanıdır: Onun gençliğini gerçekleri öğrenerek ve halkının sorunlarına çözüm yollan bularak nasıl değerlendirdiği görülecektir. O, kendini halkına hizmetle meşgul etmiş ve hayatın faydasız meşgalelerine vaktini harcamamıştır.
Günümüz gençliğinin duçar olduğu ve battığı günah ve fenalıklar etkin olarak ancak gençliğin Rasulullah'ın gençlik günlerinin ışığında eğitilerek yöneltilmesiyle mümkündür. Böylece, umudunu yitirmiş karanlık ruhlar aydınlatılabilir. Günah ve suç fütursuzluğunda dolaşan herkese barış ve mutluluk getirilebilir. Hepsinden öte, suçlu ve aylakların verimsiz,yıkıcı ve asosyal hareketlerinden yapıcı ve faydalı sahalara, dönmelerine yardımcı olacaktır. Böylelikle Muhammed 'ın hayat örneği, milyonlarca genci sefil bir hayattan ve diğer günahlardan sağlıklı bir sosyal hayata döndürerek, milyonlarca aileye huzur ve mutluluk getirebilir.
Yetişkinliği
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in Görünüş Ve Şahsiyeti
Ümmü Ma'bed şöyle demiştir: "Göz alıcı güzellik ve zerafette bir adam gördüm. Yüzü parlak, davranış ve yürüyüşü lâtif İdi. Vücudu ne geniş ne de zayıf olmayıp, güzel ve oranlıydı. Gözleri koyu siyah, uzun kirpikleri vardı. Sesi gür, fakat sert değildi. Göz bebekleri koyu siyah, çevresi ise bembeyazdı. Kaşları ne tamamen birbirinden ayrı, ne bitişikti. İki kaşı seyrek tüylerle ayrılmıştı. Kaşlarının sonu keskindi, Saçı koyu siyahtı. Geniş sakalı ve uzun boynu vardı. Sessizken ağırbaşlıydı. Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı. Konuşması parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı. Çok konuşkan olmadığı gibi konuştuğunda tutuk da değildi. Sesi uzaktan ışıtıldiğinde gür, fakat oldukça hoş, yakından ışıtıldığinde İse tatlı ve sıcaktı. Rasulullah orta boyluydu. Ne kaba derecede uzun, ne de kısaydı. Ashabı arasında en güzel görünen oydu. En fazla şeref ve fazilet sahibi oydu. Ashabı hep onun etrafında, sözlerini dikkatle dinler, emirlerini büyük bir istekle ve süratle yerine getirirdi. Ona itaat edilirdi ve çok sevilirdi. Ancak o, hiçbir zaman kötü ve kaba davranmadı."