sidretül münteha
Mon 31 January 2011, 05:51 pm GMT +0200
2. Çocukların Mirası:
Cenâb-ı Hak, «Allah, çocuklarınız hakkında erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer kadınlar ikinin üstünde ise, bırakılanın üçteikisi onlanndır. Şayet bir ise yarısı onundur» buyurduğu için bütün İslâm uleması, ölen anne veyahut babadan kalan çocuklar içinde eğer hem erkek, hem kadın bulunuyorsa, her bir erkeğe iki kadının hissesi, eğer yalnız bir erkek ise, kendisine mirasının hepsi, eğer bir kadın ise mirasın yansı ve eğer üç veyahut üçten çok kadın iseler kendilerine mirasın üçteikisi kaldığında müttefik iseler de, kadınlann sayısı iki olduğu zaman kendilerine düşen mirasın miktan hakkında ihtilaf etmişlerdir. Cumhur, "İki kıza da mirasın üçteikisî düşer" [6] diye söylemiş ise de, İbn Abbas'tan, iki kıza mirasın yansının düştüğünü söylediği rivayet olunmuştur.
Bu ihtilafın sebebi, yukanda geçen âyet-i kerimede meskût geçen iki kadın üç kadının mı, yoksa bir kadının mı hükmüne tabidir diye ihtilaf etmeleridir. Fakat âyetteki Delüü'l-Hitab'tan, bir kadının hükmüne tâbi olduklan, daha çok anlaşılmaktadır. Kimisi de «Meşhur rivayete göre İbn Abbas da Cumhur gibi söylemiştir» demiştir. Abdullah b. Muhammed b. Akil tarikiyle Hatim b. Abdullah ile Câbir'den Peygamber (s.a.s) Efendirniz'in iki kıza terekenin üçteikisini verdiği rivayet olunmuştur [7]. Tahmin ederim ki, Ebû Ömer b. Abdilberr, «Hadis ulemasından bir cemaat, Abdullah b. Akil'in hadisini kabul etmiş ise de, diğer bir cemaat buna muhalefet etmiştir» demiştir.
Ulema, çocuğun oğullannın da öz oğullar gibi aynı mirasa sahip olduk-lannda ve aynı kimseleri hacip ettiklerinde müttefiktirler. Ancak Mücâhid'ten, «Çocuğun çocuklan, ölünün öz çocuklan gibi ölünün kocasının hissesini dörttebirden sekizdebire ve annesinin hissesini üçtebirden altıdabire düşürmezler» dediği rivayet olunmuştur.
Ulema şunda da müttefiktirler ki, ölünün öz kızlan terekenin üçteikisini aldıklan zaman, beraberlerinde bulunan kız torunlara bir şey düşmez. Fakat eğer kız torunların beraberinde, kendi derecelerinde veyahut daha aşağı bir derecede erkek torun da bulunursa, bu erkek torun kız torunları asabeleştirir mi asabeleştirmez mi diye ihtilaf etmişlerdir. Cumhur, «Asabileştirir ve öz kızlann hissesi olan üçteikiden artan kısmı onlarla ikili birli olarak paylaşır» demiştir. Ashab'tan Hz. Ali ile Zeyd b. Sabit de bu görüştedirler. Ebû Sevr ile İmam Dâvûd ise, «Öz kızlar terekenin üçteikisini aldıktan sonra -erkek torunlar ister kız torunların derecesinde, ister daha aşağı derecede olsunlar- arta kalan yalnız erkek torunlanndır» demişlerdir. Abdullah b. Mes'ud da, «Eğer kız torunlann hissesi terekenin altıdabirini aşmazsa, erkek torunlar arta kalan kısmı onlarla ikili birli olarak paylaşırlar. Eğer terekenin altıdabirini aşarsa o zaman onlara altıdabirden fazla bir şey verilemez» dedi.
Cumhurun dayanağı, "Allah, çocuklarınız hakkında erkeğe iki kızın hissesi kadar tavsiye eder" [8] âyet-i kerimesindeki umumdur. Cumhur aklî yönden de, «Kişinin torunlan da çocuklan sayılırlar. Çocuklar ise, bir kısmı erkek bir kısmı kız olduğu zaman terekenin tamamını ikili birli olarak paylaştıklarına göre, terekenin arta kalan kısmını da o şekilde paylaşmaları lazım gelir» diye delil getirmişlerdir. Ebû Sevr ile îmam Dâvûd ile, Peygamber Efendimiz'in buyurduğu îbn Abbas'tan rivayet olunan,
«Malı, Allah'ın kitabına göre, önce pay sahipleri arasında bölünüz. Eğe onlardan bir şey artarsa onu da, Ölüye en yakın olan erkeğe veriniz» [9] hadisine dayanmışlardır.
Bunlardan aklî yönden de, «Ölünün kız torunu tek başına olduğu zaman terekenin üçteikisinden arta kalan kısımdan ona bir şey düşmezken, başka-sıyle birlikte bulunduğu zaman, ona bir şey düşmemesi evleviyetle lazım gelir» diye ihticac etmişlerdir. Buna göre ihtilafın sebebi, kıyasların birbirleriyle çelişmesidir. Îbn Mes'ud'un görüşü ise, «Kız torunlar yalnızken kendilerine altıdabirden fazla bir hisse düşmediğine göre başkalanyle birlikte bulunurken de altıdabirden fazla hisse düşmez» kuralına dayanmaktadır. îbn Mes'ud'un bu delili de îmam Davud'un deliline yakındır. Cumhura göre erkek torunlar -ister kız torunların derecesinde, ister daha aşağı derecede olsunlar- kız torunları asabeleştiriyorlarsa da, sonraki fukahadan kimisi cumhurdan ayrılarak, «Eğer erkek torunlar kız torunların derecesinde olmazlarsa, onları asabelesürmezler» demiştir.
Ulemanın cumhuruna göre ölünün erkek çocukları bulunmayıp sadece bir kızı ile, bir veyahut birden çok kız torunları bulunursa, kızına terekenin yansı, kız torunlarına da terekenin altidabiri -ki cem'an üçteikisi eder- düşüyorsa da, Şiîler bunda cumhurun görüşüne katılmayarak, «Ölünün öz oğlu bulunduğu zaman, nasıl erkek torunlarına bir şey düşmüyorsa, Ölünün öz kızı da bulunduğu zaman oğlunun kızlarına bir şey düşmez» demişlerdir.
Buna göre, kız torunlar hakkındaki ihtilâf iki konuda olup, biri kız torunlar ölünün erkek torunları ile, biri de ölünün öz kızı ile beraber bulunur-kendir. Ölünün erkek torunları ile beraber bulunurken, kimisi «Varistirler», kimisi «Varis değillerdir», «Varistirler» diyenlerden de kimisi «Muklaka asabedirler», kimisi «Kendilerine düşen hisse eğer terekenin alndabirini aşmazsa asabedirler», kimisi «Eğer erkek torunlar onlann derecesinde olurlarsa varistirler», kimisi de «Mutlaka varistirler» demiştir. Beraberlerinde erkek torunlar bulunmadığı zaman da, kimisi «terekenin yansını ölünün öz kızı aldıktan sonra, terekenin üçteikisini tamamlamak üzere altıdabirini kız torunlar alırlar», kimisi de «Bir şey alamazlar» demişlerdir. [10]
[6] Nisa, 4/11.
[7] Ebû Dâvûd, Ferâid, 13/4, no: 2892.
[8] Nisa, 4/11.
[9] Bühârî,Ferâid, 85/15, no: 6746; Müslim, Ferâid, 23/1, no: 1615.
[10] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/130-132.