hafiza aise
Wed 12 October 2011, 10:51 am GMT +0200
ÇOCUKLARIMIZA İSİM KOYARKEN...
Mart 2009 42.SAYI
İnsanın sıcak bir yuva kurmasının gayelerinden biri de çocuk sahibi olmaktır. Zira Hz. Peygamber’in (s.a.v) ifadesiyle çocuk, semeretü’l-kulûb (kalplerin meyvesi) ve kurretü’l-ayn’dır (gözün nuru). Onları helal kazançla beslemek, okutmak, terbiyeli ve ahlâklı yetiştirmek, zamanı gelince uygun bir eşle evlendirmek, onları sevmek, dua etmek, koruyup kollamak, iyi birer insan olmaları için gerektiği kadar ilgilenmek, anne-babaların başlıca vazifelerindendir. Bu görevler silsilesinin ilk basamağını onlara vereceğimiz isimler oluşturur.
İslam âlimleri ismi kimin koyacağı hususunda bazı tavsiye ve önerilerde bulunmuşlar ve öncelikle hak sahibi olanın baba olduğunu beyan etmişlerdir. Şayet baba ölmüş ise bu hakkı kullanma yetkisi annenindir. Çocuğa isim verme hakkını annenin kullanmasının en güzel örneği yetim olarak dünyaya gelmiş olan Sevgili Peygamberimiz’e (s.a.v) “Muhammed” adının annesi Amine Hatun tarafından verilmesidir.
İSMİN MANASI GÜZEL OLMALI
Konulacak ismin güzel bir manasının olması, İslam inancına ve hükümlerine uygun olması gerekir. Anlamı İslamî akideye uygun olmayan, dinin yasakladığı bir anlam taşıyan isimlerin çocuklara verilmesi uygun değildir. Hz. Peygamber (s.a.v) yeni Müslüman olanların şirk dönemindeki isimlerini değiştirmez, genellikle aynen bırakırdı. Ancak bu isimler arasında manası çirkin veya Allah’tan başkasına kulluğu ifade edenler varsa, mesela müşriklerin taptığı putlardan biri olan Uzza’nın kulu anlamındaki Abdüluzza ve benzeri isimleri genellikle, Allah’ın kulu manasında Abdullah veya Rahman’ın kulu manasında Abdurrahman gibi isimlerle değiştirirdi. “Allah katında isimlerin en güzeli Abdullah ve Abdurrahman’dır” hadisi (Buharî, Edeb) isim koyma hususunda İslam’ın genel prensibini belirlemektedir.
KÖTÜ İSİMLER BAZEN KADERE TEVAFUK EDER
Osmanlı’nın kuruluş dönemlerinde yaşamış olan büyük alim ve mutasavvıf İbn Melek konunun önemini şöyle anlatır: “Sünnet-i seniyyeye göre kişinin çocuğu ve sorumluluğu altındakiler için güzel isimleri tercih etmesi gerekmektedir. Zira kötü isimler bazen kadere tevafuk eder.” Ayrıca isim sahibi psikolojik olarak hayatını farkına varmadan, adının taşıdığı anlam doğrultusunda yönlendirebilir.
YENİ DOĞAN BİR ÇOCUĞA NASIL İSİM VERİLİR?
İslam’da çocuğa genellikle doğduğu gün veya gece isim verildiği gibi, doğumunun üçüncü veya yedinci gününde ad konulmaktadır. Rasulullah (s.a.v) oğlu İbrahim dünyaya gelince “Bu gece bir oğlum doğdu; ona ceddim İbrahim’in adını verdim.” (İbn Sad, et-Tabakatü’l-Kübrâ) buyurmuşlardır. Dinimizde yeni doğan bir çocuğa aşağıda vereceğimiz hususların uygulanması müstehap olarak görülmüştür:
• Yeni doğan çocuğa süt vermeden evvel ağzına yumuşatılmış hurma gibi tatlı bir şeyler sürülür.
• Çocuğa doğunca veya doğumu müteakip yedinci günü adı konur.
• Çocuğun ismini ilmiyle âmil, ehli salih bir zata koydurmak iyidir. Ashab-ı kiram çocuklarına isimlerini Peygamber Efendimiz’e verdirmeyi tercih etmişlerdir.
• Çocuk isim koyacak kişinin kucağına verilir. Kişi abdestli bir şekilde kıbleye döner, önce sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kamet okur ve üç kere çocuğun sağ ve sol kulaklarına ismini tekrar eder.
• Çocuğa isim koyduktan sonra hayır duada bulunulmalıdır. Peygamber Efendimiz: “Ya Rabbi bu çocuğu hayırlı ve salihlerden eyle ve onun güzel bir şekilde yetişmesini sağla” diye dua etmiştir.
İSMİN KUR’AN’DA GEÇMESİ ŞART MI?
Halkımız arasında çocuklara konacak isimlerin mutlaka Kur’an’da geçmesi gerektiği gibi yanlış bir inanış hakim. Hadislerden de anlaşıldığına göre Efendimiz evlatlarımıza güzel ve anlamlı isimler koymamızı tavsiye ediyor. Ancak bir ismin güzel olması için onun mutlaka Kur’an-ı Kerim’de olması gerekmez. Çünkü Kur’an’da şeytan, iblis, Karun, Haman, Ebu Leheb gibi isimler de var. Mesela günümüzde kız çocuklarına yaygınca verilen “Aleyna” diye bir isim var. Manasına bakılmaksızın, kulağa hoş geliyor, Kur’an’da da geçiyor diye bu ismi kız çocuklarına koyuyorlar. Halbuki “aleyna” kelimesi “bizim üzerimize olsun” anlamına gelen bir ifadedir. Kur’an’da geçiyor diye çocuklara bir mana ifade etmeyen böyle isimlerin verilmesi doğru değildir. Tabi bu ismin bir de yabancı dillerden, örneğin İbranice kız ismi olan “İlena”, İngilizce söylenişiyle, “Aleine” den alınma ihtimali de var. Çocuğa verilecek ismin onun hayat çizgisinde büyük bir önemi haiz olduğunu düşünerek, kendi dînî inancımıza, kültürümüze, örf, adet ve geleneklerimize uygun ve güzel bir anlamı olan isimler vermeye dikkat etmeliyiz.
Hüseyin OKUR