- Çocuk

Adsense kodları


Çocuk

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 22 November 2011, 12:11 pm GMT +0200
Çocuk

Mayıs 2008 32.SAYI

Yıldızlar doğru insanların kalbinde parlar

Akşam olup yeryüzü uykuya dalınca gökyüzü coşmuş. Ay dede bir şeyler anlatıyor, yıldızlar dinliyormuş. O sırada camdan bakan küçük çocuğu fark etmişler. Yıldızlar, “Hadi bize katıl tatlı çocuk” diye seslenmişler. Çocuk boynunu bükmüş, ben nasıl gelirim oralara diye. İşte o an gökyüzünden en büyük yıldızın gölgesi düşmüş küçük çocuğun avuçlarına. Ellerinden tutup ayın kucağına koymuş. Ay seslenmiş yıldızlara; “Bu günden başlayarak hepimiz en güzel anımızı paylaşalım. Yeryüzündeki uykusu gelmeyen çocuklar bizi dinlesin…” Çocuk gülümsemiş ve Ay dede sözlerine şöyle devam etmiş: “Ben dünyanın en güzel, en değerli insanını gördüm. Bir gün şöyle demişti; “Gökteki ay nurunu benden almıştır. Beni göremeyenler aya baksın.” Yıldızlar o son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v) diye haykırınca neşe dolmuş dört bir taraf.

Sonra büyük yıldız konuşmak için izin alıp söze başlamış; “Neydi o günler. Mekke’den Medine’ye göç ediyordu Allah Rasulü. Çünkü müşrikler ona ve inananlara işkenceler yapıyordu. Efendimiz’i öldürme kararı çıkmıştı. O da göç etmek zorunda kalmış, Medine’ye gitmek için yol arkadaşı olarak Ebu Bekir’i Sıdık’ı seçti. O, Efendimiz’in sırdaşı ve en büyük destekçisiydi. Zor zamanlarında hep yanındaydı. Ebu Bekir, Allah Rasulü için “O ne dediyse doğrudur” diyor ve öyle inanıp güveniyordu. Müşrikler ise onların peşini bırakmamış arkalarından takip etmişti. Efendimiz de bir mağaraya sığınmış, mübarek başını Hz. Ebu Bekir’in kucağına koyup uyumuştu. Bir müddet sonra yüzüne damlayan birkaç damla gözyaşı ile uyanınca Ebu Bekir’in ağladığını gördü. Sebebini sorunca “Mağarada zehirli hayvanlar olur da size zarar verir diye bir deliği ayağımla kapamıştım. Oradan çıkmak isteyen bir yılan parmağımı soktu” demişti. Rasulullah Efendimiz, Ebu Bekir’in yarasına, iyi olması için mübarek ağzının yaşından sürünce, acısı dinmiş zehir de panzehir olmuştu. Müşrikler ise mağaranın önünde güvercin yuvasını görünce buraya kimse uğramamış diyerek gitmişti.”

Yıldızların her biri Ebu Bekir hakkında çok güzel şeyler söylemiş. Çocuk dinledikçe; “Ben de Ebu Bekir’den arkadaş ve dostluğun ne demek olduğunu öğrendim…” demiş. Gökyüzünden çocuğun avuçlarına gölgesi düşen o büyük yıldız dosdoğru bir söz olup çocuğun kalbine doğru yol alırken; “Ben doğru insanları kalbinde bir yıldız olurum. Yıldızlar doğru insanların kalbinde parlar” demiş.

Ayın Duası

Dua sevgi ve yakınlıktır. Dua hayatımıza güzellikler sunar

Sevincimize sevinç katar. Yolumuzu aydınlatır

Allah dua etmemizi ister. O dualarımızı işitir ve cevap verir.

Öylese dua edelim. Dualarımız kabul eyle Allah’ım!

Münevver Kandemir

Bilmeceler

1- Gıdı gıdı kapılarda. Dik durur bayırlarda.
2- Gökten bir elma düştü. Otuz iki parça oldu. İkisini yediler. Otuzunu yemediler.
3- Onsuz iş olmaz. Olmadık durulmaz.
4- İki ayaklı. Bin bir yapraklı.
5- Yeraltında kızıl tencere.


Peygamberimiz’e mektup

Peygamber Efendimiz bize gelseydi güzel yemekler yapardım. Ayağının altına yeşil halı serer, kırmızı güllerle halıyı süslerdim. Evi baştanbaşa gül suyu ile yıkardım. Evimin en güzel yerine oturturdum. Sonra güzel olsun diye torunlarını çağırırdım. Sonra yemeğimizi yer, çay içerdik. Peygamber Efendimiz’in hayal değil gerçekten gelmesini isterdim.

Fatma Sıddıka Aksoy / Amasya-Suluova


    Mescid-i Nebevi

    Adım Mescid-i Nebevi. Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa’dan sonra yeryüzündeki mescitlerin en büyüğüyüm. Arkadaşlarım gibi benim de bir hayat hikayem var. Efendimiz Medine’ye hicret ettiği zaman, halk onu misafir etmek için koşturuyordu. O ise devesi nereye çökerse oraya misafir olacağını söyledi. Devesi, iki yetim kardeşe ait boş bir arsaya çökünce buraya evi en yakın olan Ebu Eyyub el-Ensarî adında sahabenin evine misafir oldu. Daha sonra bu iki yetimin arazisi satın alan Efendimiz, mescit yapılmasına karar verdi. Kim duyduysa koşturdu. Rasulullah (s.a.v), bir işçi gibi taş, kerpiç taşıdı. İşte o mescit benim. Rasulullah (s.a.v), mescidin bir bölümünde Suffe öğrencilerine dersler verdi. Aradan uzun yıllar geçti her varlık gibi ben de değiştim. Halifeler döneminde yeniden inşa edildim. Osmanlılar çok büyük bir hürmet gösterdiler bana. En güzel şey de Allah Rasulü benim hakkımda söylediği “Minberimin ayakları cennet üzerindedir” sözleridir. Bu hadis benim Rasulullah’ın minberi ile evi arasında kalan bölümümün cennet bahçesi olduğunu söyler. Ben her yıl büyük küçük demeden Rasulullah’ı seven misafirleri beklerim. İnşallah bir gün sizlerle de buluşuruz.



Kadriye BAYRAKTAR