neslinur
Mon 12 July 2010, 04:11 pm GMT +0200
4. Çocuğun Malı Ve Ebeveyni
Daha önce işaret ettiğimiz üzere, malın korunması mes'elesinde yetim olanla yetim olmayan çocuk arasında fark olmadığını göstermek için burajra Ahkâmu's-Sığâr'dan bir iki fetva kaydedeceğiz.
Önce şunu belirtelim: Nasıl ki, bizzat Kur'ân-ı Kerim, yetim malının yenmesini kesin bir dille haram etmiş, ancak çok sınırlı ve açık şartlarla velîsinin yemesine ruhsat vermiş ise, İslâm âlimleri de aynı şekilde, bulûğa ermeyen çocuğun malının anne ve babasına haram olduğunu ifâde ettikten sonra, çok sınırlı kayıtlarla ana-babanın çocuklarının malından istifâde edebileceği hükmünü getirmişlerdir. Söz konusu kayıtlara uymadan yenen malın, "yetim malı gibi haram olduğunu açık bir ifâde ile belirtmişlerdir. Temel prensip şudur: "İnsan için sâdece kendi çalışması helâldir" mealindeki âyet[379] mucibince, çocuğun ameli yazılmaya başlamazdan (yâni bulûğa ermezden) önceki bütün hasenatı çocuğa aittir, ebeveyne âit değildir" Bu hükümde "bütün âlimlerimiz (Hanefî-fukaha) müttefiktir"[380]
1. Fetva: "el-Kaadı el-İmâm Zahîrüddîn'in Fetevâ'sımn Hibe bahsinde kaydedildiğine göre, baba, çocuğunun malına muhtaç olursa; bakılır, bu ihtiyaç meskûn mahalde-fakirlik ve yoksulluk sebebiyl- hâsıl olmuş ise, o malı herhangi bir müeyyide gerekmeksizin yer. Adam, dağ, çöl gibi (gayr-i meskûn) bir mahalde, -beraberinde yiyecek maddesinin bulunmaması sebebiyle- ihtiyâç hâsıl olmuş ise, çocuğun malından kıymetini ödeyerek yer. Zira Hz. Peygamber (aleyhisselâm) şöyle buyurmuştur: "Baba muhtaç olduğu takdirde çocuğun malından ma'rûf üzere yer." Ma'rûfa gelince: fakir ise, herhangi bir müeyyideye tâbi olmaksızın yemesidir. Servet sahibi ise, kıymetini ödeyerek yemesidir."[381]
2. Fetva: Reşîdüddin'in Fetâvâ'smda kaydedildiğine göre, anne, kendi malını, çocuğunun malıyla karıştırır, yiyecek alır ve küçükle birlikte yerse ve yediği kendi hissesini geçecek olursa, bu caiz olmaz. Zira, yetim yemiş olmaktadır."[382]
3. Fetva: "Baba, erkek çocuklan bir işe verse; onlar da para kazanacak olsalar, bunların kazançlarını baba alır, bundan kendileri için harcar, artan miktarı da, bulûğ ânında, diğer mallarıyla birlikte teslim etmek üzere onlar adına muhafaza eder.
"Eğer baba mübezzir (müsrif) ise ve bu mallar hususunda kendisine güvenilemezse, kadı onları babadan alır ve bir yed-i emine teslim eder. Bu hüküm, sâdece çocuğun kazancından artan paraya râci olmayıp, çocuğun bütün mallarına râcidir."[383]
4. Fetva: "... Küçük çocuğa meyve hediye edilmiş ve bununla ebeveyne ikramda bulunmak düşünülmüşse-bundan'yemek, onlara da helâldir. Fakat çocuğa, çocuksu bir hediye verilmiş ise, bundan anne ve babanın yemesi caiz değildir..."[384]
Çocuğa hibe, hediye vs. yollarla intikal eden yiyecek dışındaki diğer maddelerin ebeveyne haram olacağı açıktır. Zira bunlar çocuğun mülküne geçmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, çocuğun her çeşit emvali, bulûğdan önce, ebeveyne dahi haramdır.[385]
Daha önce işaret ettiğimiz üzere, malın korunması mes'elesinde yetim olanla yetim olmayan çocuk arasında fark olmadığını göstermek için burajra Ahkâmu's-Sığâr'dan bir iki fetva kaydedeceğiz.
Önce şunu belirtelim: Nasıl ki, bizzat Kur'ân-ı Kerim, yetim malının yenmesini kesin bir dille haram etmiş, ancak çok sınırlı ve açık şartlarla velîsinin yemesine ruhsat vermiş ise, İslâm âlimleri de aynı şekilde, bulûğa ermeyen çocuğun malının anne ve babasına haram olduğunu ifâde ettikten sonra, çok sınırlı kayıtlarla ana-babanın çocuklarının malından istifâde edebileceği hükmünü getirmişlerdir. Söz konusu kayıtlara uymadan yenen malın, "yetim malı gibi haram olduğunu açık bir ifâde ile belirtmişlerdir. Temel prensip şudur: "İnsan için sâdece kendi çalışması helâldir" mealindeki âyet[379] mucibince, çocuğun ameli yazılmaya başlamazdan (yâni bulûğa ermezden) önceki bütün hasenatı çocuğa aittir, ebeveyne âit değildir" Bu hükümde "bütün âlimlerimiz (Hanefî-fukaha) müttefiktir"[380]
1. Fetva: "el-Kaadı el-İmâm Zahîrüddîn'in Fetevâ'sımn Hibe bahsinde kaydedildiğine göre, baba, çocuğunun malına muhtaç olursa; bakılır, bu ihtiyaç meskûn mahalde-fakirlik ve yoksulluk sebebiyl- hâsıl olmuş ise, o malı herhangi bir müeyyide gerekmeksizin yer. Adam, dağ, çöl gibi (gayr-i meskûn) bir mahalde, -beraberinde yiyecek maddesinin bulunmaması sebebiyle- ihtiyâç hâsıl olmuş ise, çocuğun malından kıymetini ödeyerek yer. Zira Hz. Peygamber (aleyhisselâm) şöyle buyurmuştur: "Baba muhtaç olduğu takdirde çocuğun malından ma'rûf üzere yer." Ma'rûfa gelince: fakir ise, herhangi bir müeyyideye tâbi olmaksızın yemesidir. Servet sahibi ise, kıymetini ödeyerek yemesidir."[381]
2. Fetva: Reşîdüddin'in Fetâvâ'smda kaydedildiğine göre, anne, kendi malını, çocuğunun malıyla karıştırır, yiyecek alır ve küçükle birlikte yerse ve yediği kendi hissesini geçecek olursa, bu caiz olmaz. Zira, yetim yemiş olmaktadır."[382]
3. Fetva: "Baba, erkek çocuklan bir işe verse; onlar da para kazanacak olsalar, bunların kazançlarını baba alır, bundan kendileri için harcar, artan miktarı da, bulûğ ânında, diğer mallarıyla birlikte teslim etmek üzere onlar adına muhafaza eder.
"Eğer baba mübezzir (müsrif) ise ve bu mallar hususunda kendisine güvenilemezse, kadı onları babadan alır ve bir yed-i emine teslim eder. Bu hüküm, sâdece çocuğun kazancından artan paraya râci olmayıp, çocuğun bütün mallarına râcidir."[383]
4. Fetva: "... Küçük çocuğa meyve hediye edilmiş ve bununla ebeveyne ikramda bulunmak düşünülmüşse-bundan'yemek, onlara da helâldir. Fakat çocuğa, çocuksu bir hediye verilmiş ise, bundan anne ve babanın yemesi caiz değildir..."[384]
Çocuğa hibe, hediye vs. yollarla intikal eden yiyecek dışındaki diğer maddelerin ebeveyne haram olacağı açıktır. Zira bunlar çocuğun mülküne geçmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, çocuğun her çeşit emvali, bulûğdan önce, ebeveyne dahi haramdır.[385]