sumeyye
Sat 15 January 2011, 03:52 pm GMT +0200
Cimrilikten Kurtaran Üç Şey
86. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:
"Şu üç şeyi yapan cimrilikten kurtulmuş demektir:
1. Malının zekâtını gönül hoşluğu ile veren.
2. Misafire yemek yediren.
3. Felâkete uğrayanlara maddî yardımda bulunan."[357]
Vebadan Ölmek Şehitliktir
87. Abdullah bin Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlulullah (s.a.v.),
"Ümmetimin yok olması, ta'n ve taun sebebiyledir" buyurdu.
Dinleyenler, "Ya Resûlullah, ta'nı biliyoruz. Taun nedir?" dediler.
Resûlullah (s.a.v.)
"Düşmanınız olan cinnin sizi yaralamaşıdır. Bu her ikisinde de şehadet vardır"1 buyurdu.[358]
İzah
Müsned'de bu hadisi Ebû Musa el-Eş'ârî (r.a.) ve Âişe (r.a.) rivayet etmiştir. Hz. Âişe'nin rivayetinde taun hastalığına yakalanın bulunduğu yeri terk etmeden ölürse şehid olacağı bildirilmiştir. Bulunduğu yerden başka yere gidenin savaştan kaçan kimse gibi günahkar olduğu bildirilmiştir.
Hadiste geçen "ta'n" muharebe meydanında yara alıp ölmektir. Taunun karşılığı veba hastalığıdır. Peygamberimiz taunu cinnin yaralaması olarak tarif etmiştir. Bilindiği gibi hastalıklara sebep olan mikroplardır. Cinin kelime mânâsı da görünmeyen şey demektir. Dolayısıyla Peygamberimiz bir mucize olarak taunu bir cins mikrobun yol açtığı hastalık olarak tarif etmiş olmaktadır.
Hadiste nazara verilen bir diğer husus da savaşta yaralanarak ölenin de, vebaya yakalanıp ölenin de şehid olduğudur. Savaşta yaralanarak ölen gerçek mânâda şehid, vebadan ölen de manevî olarak şehiddir. Defnedilirken böylelerine şehid muamelesi yapılmaz. Bunlar âhirette şehid muamelesi görürler.
Dinimiz sıhhatin korunmasına çok ehemmiyet verir. Veba bulaşıcı bir hastalık olduğundan, Peygamberimiz onun başkalarına bulaşmasını istememektedir. Peygamberimizin bu emri, günümüz tabiriyle karantina uygulamasıdır.[359]
Ticâretin Tehlikeleri
88. Ebû Garaza (r.a.) rivayet ediyor:
"Ey tücarlar topluluğu, alışverişinize yemin ve boş söz bulaştırırsınız. Sadaka vererek kazancınıza karıştırdığınız kirleri temizleyin."[360]
İzah
Yemin, bir işi yapmak veya yapmamak hususunda iddiaya kuvvet vermek; bir haberi, bir iddiayı kuvvetlendirmek için Allah adını anmak, iddiaya Cenâb-ı Hakkı şahit tutmak demektir. "Vallahi şu fiyata aldım," "Vallahi şu kadar verdiler vermedim," "Vallahi doğru söylüyorum" ifâdeleri birer yemindir. Olur olmaz şeye yemin etmek, bilhassa yalan yere yemin etmek, insanı büyük bir mes'uliyete sokar. Bunun için her Müslümanın bu meselede hassas olması gerekir. Ticâretle uğraştıkları için yemin etmekle karşı karşıya kalan kimselerin ise daha da dikkatli olmaları gerekir. Nitekim dinimizde alış veriş ve yemin üzerinde hassasiyetle durulmuş, ticâretle uğraşan kimseler ikaz edilmiştir. Meselâ,
"Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir para karşılığında satanlar var ya! İşte onların âhirette hiçbir nasibi yoktur"[361]
âyet-i kerimesi bir tüccarın Müslümanlardan birini, sattığı malı almaya teşvik için satış fiyatı üzerinde satın aldığına dâir yemin etmesi üzerine nazil olmuştur.[362]
İzah ettiğimiz hadis de Peygamberimizin tüccarlara bu konudaki bir ikazıdır. Konuyla ilgili daha bir çok hadis vardır. Resûlullah (s.a.v.) başka bir hadislerinde şöyle buyurur:
"Alış verişte çok yemin etmekten sakının. Çünkü yemin malı sattırsa da, sonra bereketini yok eder."[363]
Peygamberimiz bir hadislerinde de kıyamet gününde Allah'ın üç grup insanla konuşmayacağını bildirmiştir. Bunlardan birisinin de, bir mal satarken bu malı şu veya bu fiyata satın aldığına dâir yalan yere yemin eden kimse olduğunu bildirmiştir.[364]
Yalan yere yemin etmek aynı zamanda karşıdaki insanı aldatmak demektir. Peygamberimiz bunu da büyük bir hıyanet olarak vasıflandırmıştır.[365]
Sadece yalan yere yemin etmek değil, lüzumsuz yere yemin etmek de tehlikelidir. İzah ettiğimiz hadis bunu da yasaklar.[366]
[357] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/150.
[358] Müsned, 4:560, (19688), 6:290, (26172, 26173). İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/150-151.
[359] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/150-151.
[360] Ebâ Dâvud, Büyü': 1; Tirmizî, Büyü': 4; İbni Mâce, Ticâret: 3-Nesâî, Eymân: 22, 23; Mu'cemü'l-Evsat, 2:135, (1254); Müsned, 4:9, (16115)'. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/151-152.
[361] Âl-i İmran: 3/77.
[362] Buhari, Tefsîrü'l-Kur'ân: 8.
[363] Müslim, Müsakât: 132; İbni Mâce, Ticâret; 30.
[364] Buhârî, Müsakât: 132; İbni Mâce, Ticâret: 30.
[365] Ebû Dâvud, Efeb: 11
[366] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/152-153.