meryem
Mon 18 October 2010, 09:22 am GMT +0200
Cimrilik
Allah´ın bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu onlar için şerdir; kıyamet günü cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah´ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. (3/180)
Onlar cimrilikte bulunurlar insanlara da cimriliği emreder (önerir)ler. Allah´ın fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz, o kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır. (4/37)
Ey iman edenler gerçek şu ki (Yahudi) bilginlerinden ve (Hıristiyan) rahiplerinden çoğu insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah´ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele. (9/34)
Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün onların alınları böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) "İşte bu kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın (denilecek)." (9/35)
Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın. (17/29)
De ki: "Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydınız bu durumda harcama endişesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardınız. İnsan pek cimridir." (17/100)
Onlar, harcadıkları zaman ne israf ederler ne kısarlar; (harcamaları) ikisi arasında orta bir yoldur. (25/67)
Ki onlar cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr (tavsiye) ederler. Her kim yüz çevirirse artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye muhtaç olmayan) Hamid (övülmeye layık olan) O´dur. (57/24)
Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah´tan korkup-sakının dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar felah (kurtuluş) bulanlardır. (64/16)
(Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı. (70/18)
Eğer sizden onları(n tümünü) isteyip sizi çıplak bırakacak olursa cimrilik edersiniz ve sizin kinlerinizi de ortaya çıkarmış olur. (47/37)
İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse artık o ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar sizin benzeriniz de olmazlar. (47/38)
Gerçek şu ki, biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti (erkenden ve kimseye haber vermeden) onu (bahçeyi) mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi. (68/17)
(Bu konuda) hiçbir istisna yapmıyorlardı. (68/18)
Fakat onlar uyuyorlarken Rabbin tarafından dolaşıp-gelen bir bela´ onun üstünü sarıp-kuşatıverdi. (68/19)
Sonunda (bahçe) kökünden kuruyup-kapkara kesildi. (68/20)
Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler. (68/21)
"Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp-çıkın." (68/22)
Derken aralarında fısıldaşarak çıkıp-gittiler: (68/23)
"Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın." (68/24)
(Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler. (68/25)
Ama onu görünce: "Muhakkak biz, (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler. (68/26)
"Hayır, biz (herşeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık." (68/27)
Dediler ki: "Rabbimiz seni tesbih eder yüceltiriz; gerçekten bizler, zalim imişiz." (68/29)
Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar. (68/30)
"Yazıklar bize gerçekten bizler azgınmışız" dediler. (68/31)
"Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz." (68/32)
İşte azab böyledir. Ahiret azabı ise muhakkak çok daha büyüktür; bir bilseler. (68/33)
Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı. (69/34)
O gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.) (81/24)
Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. (89/18)
Kim de cimrilik, eder kendini müstağni görürse (92/8)
Ve en güzel olanı yalan sayarsa (92/9)
Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız. (92/10)
Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman malı ona hiç yarar sağlamaz. (92/11)
Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur. (107/3)