mevlüdekalınsaz
Tue 24 February 2015, 05:46 pm GMT +0200
Çıkacak ürün aralarında ortak olmak üzere, emek tarla ortaklığı caiz midir?
İki kişiden birisinin arazisini, diğerinin de emeğini ortaya koyarak, elde edilecek ürünü 1/2, 1/3, 1/4 gibi belirli oranlarda paylaşmak üzere ortaklık kurmaları, İmam Ebu Hanife karşı görüşte olmasına rağmen, fakihlerin çoğunluğuna göre caizdir. Bu ortaklık türüne İslam fıkhında “müzaraa” denilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), Hayber arazisinden elde edilecek ekin ve meyvelerin yarısını emekleri karşılığında Hayberli Yahudilere vermek üzere, kendileriyle anlaşma yapmıştır (Buhari, Muzara’a, 11; Müslim, Musakat, 1). Ayrıca insanlar arasında arazisi olduğu halde işletme gücü olmayan, işletme gücü olduğu halde arazisi olmayanlar vardır. Böyle bir durumda zirai ortaklıklara ihtiyaç vardır. İşte bu gerekçelerle müzaraa akdi alimlerin çoğunluğu tarafından caiz kabul edilmiştir. Hatta Ebu Hanife bu ortaklığı caiz görmemekle birlikte, insanların karşı görüşü benimseyeceklerini bildiği için, kurulan ortaklığın sahih olması için bazı şartlar ileri sürmüştür (Merğinani, el-Hidaye, IV, 332).
Müzaraa ortaklığı yapılırken; ortaklığın süresi, tohumun cinsi ve miktarı, ortakların üründeki payları belirlenmeli, ortakların alacakları pay, maktu değil oransal olmalı, arazinin belirli bir bölgesinin ürünü şart koşulmuş olmamalıdır. Ayrıca toprak ziraata elverişli olmalı ve işletmeciye teslim edilmelidir (Mevsıli, el-İhtiyar, III, 421-423).
Allah(c.c) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu
İki kişiden birisinin arazisini, diğerinin de emeğini ortaya koyarak, elde edilecek ürünü 1/2, 1/3, 1/4 gibi belirli oranlarda paylaşmak üzere ortaklık kurmaları, İmam Ebu Hanife karşı görüşte olmasına rağmen, fakihlerin çoğunluğuna göre caizdir. Bu ortaklık türüne İslam fıkhında “müzaraa” denilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), Hayber arazisinden elde edilecek ekin ve meyvelerin yarısını emekleri karşılığında Hayberli Yahudilere vermek üzere, kendileriyle anlaşma yapmıştır (Buhari, Muzara’a, 11; Müslim, Musakat, 1). Ayrıca insanlar arasında arazisi olduğu halde işletme gücü olmayan, işletme gücü olduğu halde arazisi olmayanlar vardır. Böyle bir durumda zirai ortaklıklara ihtiyaç vardır. İşte bu gerekçelerle müzaraa akdi alimlerin çoğunluğu tarafından caiz kabul edilmiştir. Hatta Ebu Hanife bu ortaklığı caiz görmemekle birlikte, insanların karşı görüşü benimseyeceklerini bildiği için, kurulan ortaklığın sahih olması için bazı şartlar ileri sürmüştür (Merğinani, el-Hidaye, IV, 332).
Müzaraa ortaklığı yapılırken; ortaklığın süresi, tohumun cinsi ve miktarı, ortakların üründeki payları belirlenmeli, ortakların alacakları pay, maktu değil oransal olmalı, arazinin belirli bir bölgesinin ürünü şart koşulmuş olmamalıdır. Ayrıca toprak ziraata elverişli olmalı ve işletmeciye teslim edilmelidir (Mevsıli, el-İhtiyar, III, 421-423).
Allah(c.c) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu