Eslemnur
Thu 3 March 2011, 01:28 pm GMT +0200
Cihad Bahisleri
Rahmân, Rahîm Allah'ın Adıyla
Yüce Allah Mekke'de Nebî (s.a) ve mü'minlere tevhîdi, namazı, -muayyen bir miktar tayin etmeden- zekâtı ve savaştan el çekmeyi emretmişti. Öteki farzları Medine'ye hicretten sonra inzal buyurdu ve onlara savaşmak için izin verdi. Yüce Allah Hacc sûresinde şöyle buyurmaktadır:
: Kendileri ile savaşılanlara {yani, Nebî ve ashâbına) izin verildi -çünkü onlara zulmedildi- {yani, Mekkeliler onları yurtlarından çıkarmakla onlara zulmettiler). Allah onlara yardıma elbette kadirdir. Onlar haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. (Hacc/39-40)
Savaşın farz kılınması bazı Müslümanlara ağır geldi. Efünun üzerine, şu âyet nazil oldu:
r(*h 4 Hoşunuza gitmediği halde {yani, sizin için meşakkat • bulunduğu halde} savaş size yazıldı (yani, size farz kılındı). Bazan hoşlanmadığınız birşey {yani, müşriklerle savaşmak) hakkınızda hayırlı olabilir {yani, Allah o sayede size zafer, ganimet ve şehâdet ihsan eder}, sevdiğiniz birşey de {yani, cihada çıkmayıp oturmak da} hakkınızda şer olabilir {yani, akıbeti kötü olur ve dolayısıyla zafer ve ganimet elde edemezsiniz). Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara/216)
Saff sûresinde de Yüce Allah Müslümanları cihada ji&şvik: etmektedir:
Gerçek şu ki Allah, Kendi yolunda {yani, Allah'a itaat uğrunda} kaynaşmış (yani, savaştaki safta birbirine kenetlenmiş) bina gibi saf bağlayarak savaşanları {yani, harb ehli müşriklerle savaşanları)
sever. (Safr74)
Bununla Yüce Allah mü'minlere, (savaşma şeklini) öğretmektedir.
Dedi: Nebî (s.a) müşriklerle, ashabını safî" halinde dizmeden savaşmazdı.
Bir başka âyet-i kerîme'de de şöyle buyurmaktadır:
Ey îmân edenler! Sizi elim bir azabtan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi? (Saff/10)
Dedi: Bu âyet nazil olunca Müslümanlar, "Bizler bu ticaretin ne olduğunu bilsek bu uğurda mallarımızı ve yakınlarımızı feda ederiz" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah bu ticaretin ne olduğunu beyan etmek üzere buyurdu ki:
Allah'a ve O'nun Rasûlü'ne îmân eder {yani, Allah'm tevhidini ve Muhammed'in nebî ve rasûl olduğunu tasdik eder}, mallarınız ve canlarınızla " Allah yolunda cihad edersiniz {yani, Allah'a itaat uğrunda düşman müşriklere karşı cihad edersiniz}. Eğer bilirseniz bunlar {yani, îmân ve cihad} vuf sizin için {başka şeylerden} daha hayırlıdır. Günahlarınızı mağfiret eder {yani, bunları yapacak . olursanız günahlarınızı bağışlar) ve sizi altından (yani, bahçelerdeki ağaçların altından) ırmaklar akan cennetlere {yani, bostanlara) ve adn cennetlezi'-û'M rindeki {Dedi: Adn cenneti, cennetlerin en yükseği ve en şereflilerinde ndir} hoş meskenlere koyar. Şu {yani, sözü edilen bu mükâfaat}, işte fevz-i azîm,itı odur. Diğeri de {yani, cennetin dışında bir diğeri de} -ki onu seversiniz-Allah'tan {düşmanlarınıza ı, karşı} bir nasr I zafer ve yakın bir fetihtir {yani, dünyada çabuk gelecek bir nasrdır/zaferdir}. Mu'minlere müjdele {yani, onlara dünyada nas-rı/zaferi, âhirette de cenneti müjdele}! (Saff/10-13)
Dedi: Bize Mukâtil 'Abdu'l-Kerîm'den, o Sa'îd b. el Müseyyeb'ten, o da Ömer b. el-Hattab'tan (r.a) tahdis edip dedi: "Gazveden önce hacc {yani, farz olan İslâm hac-cı} on gazveden daha faziletlidir ve bir hacctan {yani, farz olan İslâm haccmdan} sonra bir gazve on hacctan daha faziletlidir." [281]
[281] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 300-302.