sidretül münteha
Thu 17 February 2011, 04:07 pm GMT +0200
33. CİÂLE (Ücret ve Ödül) KİTABI
111. Götürü îş Verme
CİÂLE; muayyen bir ücret karşılığında -hekimin hastayı iyileştireceğini, Öğretmenin öğrenciyi yetiştireceğini, herhangi bir kimsenin efendisinin evinden kaçan köleyi bulup- getireceğini şart koşmaları gibi- yapılabileceği mümkün olan bir işi götürü olarak bir kimseye vermek demektir.
Ulema bu akdin cevazında ihtilaf etmişlerdir.
îmam Mâlik «İki şartla caizdir. Biri, işe süre tayin edilmemesi, biri de, ücretin malum olmasıdır» demiştir. İmam Ebû Hanife ise caiz görmemiştir. İmam Şafiî'nin de bu hususta ik: kavli vardır.
Caiz görenlerin delili, "Hükümdarın su bardağını kaybettik. Onu bulup getirene bir deve yükü ücret vardır. Buna ben kefil olurum, dediler" [1] ayet-i kerimesiyle, cumhurun, kaçan köleyi bulup getirmede bu akdin cevazına dair icmaı ve -yukarıda geçtiği üzere- hastanın iyileşmesi için Kur'an âyetlerinin okunmasına karşılık ücret alındığına dair hadistir.
Caiz görmeyenler de, «Bu akidte garar bulunduğu için diğer kiralama akidlerine kıyasen caiz olmaması lazım gelir» demişlerdir
Verilen işin tamamı yapılmadan, tayin edilen ücretten bir şey lazım gelmediğinde ve bu akdin -satış ve kiralama akidleri gibi- bozulamayan bir akid olmadığında -İmam Mâlik'in mezhebinde- ihtilaf yoktur.
Ancak İmam Mâlik ile tabileri, nehrin öteki kıyısına geçmek için kayık kiralamak, Ciâle midir, yoksa kiralama mıdır diye ihtilaf etmişlerdir. îmam Mâlik, «Kayık sahibi, binicileri nehrin öteki kıyısına yetiştirmeden kira isteyemez» demiştir, ki bu söz İbnu'l-Kasım'ındır. Bu ise, o demektir ki, bu akid Ciâle akdidir. İmam Mâlik'in tabüerinden îbn Nâfi' de, bu akde kiralama hükmünü vererek, «Kayık sahibi, binicileri götürdüğü mesafe kadar onlardan ücret isteyebilir» demiştir. Asbağ «Eğer deniz dalgalı olursa Ciâledir, eğer sakin olursa kiralama olup kayık sahibine, binicileri götürdüğü yere kadar ücret düşer» demiştir.
Bu bahsin ana hatları -"Bu akid caiz midir, değil midir? Caiz ise hangi şeylerde caizdir? Şartları nelerdir? Hükümleri nelerdir?" diye- dört konuda toplanmaktadır.
Caiz olup olmadığı hakkındaki ihtilafı söyledik.
Hangi şeylerde caiz olduğuna gelince: Ulema, «Bu akid ancak öyle şeylerde caizdir ki, o şeyler tamam olmadan, işveren onlardan -kısmen de olsa-istifade imkânına sahip değildir» demişlerdir. Çünkü eğer bu imkâna sahip olsa, işi üzerine alan kimse işin tamamını yapmadığı için- Ciâlenin hükmüne göre- herhangi bir ücrete müstahak olamaz. O zaman işveren, ona hiçbir karşılık vermeden onun emeğini yemiş olur ki bu, zulümdür. Bunun içindir ki fukaha birçok mes'elelerde, Ciâle midir, kiralama mıdır diye ihtilaf etmişlerdir. Nitekim yukanda geçen kayık mes'elesinde de Ciâle caiz midir, değil midir diye ihtilaf ermişlerdir. Nasıl ki kuyuları kazdırmada da, Ciâlenin cevazında ihtilâf vardır.
Mügâresede (ağaç dikimi onaklığı) de ulema «Bir yönden ciâleye, bir yönden de saüşa benzer» demişlerdir. İmam Mâlik'e göre mügârese; kişinin, tarlasını bir başkasına -içinde belli bir sayıda ağaç dikmek ve ağaçlar büyüyüp meyva vermeye başlayınca da meyvadan muayyen bir hisseye sahip olmak üzere- vermek demektir. [2]
[1] Yûsuf, 12/72.
[2] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/333-334.