- Cezaların kaldırılması hususunda aracı olmak

Adsense kodları


Cezaların kaldırılması hususunda aracı olmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Sat 19 March 2011, 03:14 pm GMT +0200
2. Cezaların Kaldırılması Hususunda Aracı Olmanın Doğru Olmaması

 

222. Hz. Aişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir:

Mahzûm kabilesine mensup, hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyş'i üzmüştü.Bunun üzerine

Onun hakkında Resulullah (s.a.v) ile kim konuşur' dediler. (Bazıları: )

Buna, Resulullah (s.a.v)'in çok sevdiği Usâme b. Zeyd'den başka kim cesaret edebilir?1 dediler.

Bunun üzerine Usâme, Resulullah (s.a.v) ile (o kadının affedilmesi meselesini) konuştu. Resulullah (s.a.v), (ona):

Allah'ın cezalarından bir cezaya şefaat mi ediyorsun?' buyurdu. Daha sonra Resulullah (s.a.v) kalkıp halka hitaben:

Şüphesiz sizden öncekiler, içlerinde itibarlı birisi hırsızlık yaptığı zaman bırakıverdi ki eri ve zayıf birisi hırsızlık yaptığında ise kendisine ceza uyguladıkları için helak oldular. Allah'a yemin ederim ki, eğer Muhammed'in kızı Fatıma (bile) hırsızlık yapsa (onun da) elini keserim' buyurdu.[120] (Birinci rivayet)

Bu manada buna benzer bir rivayet daha var. Bu rivayetin içerisinde şu husus yer almaktadır:

İsrail oğulları, içlerinde itibarlı birisi hırsızlık yaptığı zaman onu bırakı-verdikleri, [121](İkinci rivayet)

Yine konu ile ilgili bir rivayet şu şekildedir:

Peygamber (s.a.v) zamanında, Fetih gazasında hırsızlık eden kadının hali Kureyş (kabilesin)i üzmüştü. Bunun üzerine:

Onun hakkında Resulullah (s.a.v) ile kim konuşur?1 dediler. (Bazıları: )

Buna, Resulullah (s.a.v)'in çok sevdiği Usâme b. Zeyd'den başka kim cesaret edebilir?' dediler.

Kadın, Peygamber (s.a.v)'e getirildi. Usâme, Resulullah (s.a.v) ile (o kadının affedilmesi meselesini) konuştu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v)'in yüzü renklendi. Daha sonra da:

Allah'ın cezalarından bir cezaya şefaat mi ediyorsun? [122] buyurdu. Usâme:

Ey Allah'ın resulü! Benim için (o kadını) bağışla' dedi.

Akşam olunca, Resuiullah (s.a.v) ayağa kalkıp hutbe okudu, Allah'a gerektiği övgüde bulundu. Daha sonra da:

Şüphesiz sizden öncekiler, içlerinde itibarlı birisi hırsızlık yaptığı zaman bira ki verdikleri ve zayıf birisi hırsızlık yaptığında ise kendisine ceza uyguladıkları için helak oldular.

Hiç şüphe yok ki ben, nefsimi elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, eğer Muhammedin kızı Fatıma (bile) hırsızlık yapsa (onun da) elini keserim' buyurdu.

Daha sonra emredip hırsızlık eden o kadının eli kesildi.

Aişe: 'Daha sonra bu kadın, güzelce tevbe edip evlendi. Bu işten sonra (bazen) bana gelir ve ben de onun ihtiyacını Resuiullah (s.a.v)'e arz ederdim' dedi. [123] (Üçüncü rivayet)

Bu rivayetler, Buhârî ile Müslim'in naklettiği rivayetlerdir. Yine Müslim'in konu ile ilgili bir rivayetinde, Hz. Aişe şöyle der:

"Mahzûm kabilesinden bir kadın, eşyayı ödünç alır, (sonradan) bu (aldığı eşya)yı inkar ederdi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v), o kadının elinin kesilmesini emretti. Derken kadının ailesi, Usâme b. Zeyd'e gelip onunla (bu kadının affedilmesi meselesini) konuştular. O da (gidip), Resuiullah (s.a.v) ile (bu kadının affedilmesi meselesini) konuştu.

Bundan sonra (hadisin ravisi,) bu hadisi, Leys ve Yûnus'un (naklettiği rivayete) benzer bir şekilde nakletmiştir. [124] (Dördüncü rivayet) Tirmizî, birinci rivayeti nakletmiştir. Ebu Dâvud ise birinci, üçüncü ve dördüncü rivayeti nakletmiştir.

Yine Ebu Davud'un konu ile ilgili diğer bir rivayetinde Hz. Aişe söyle der:                                                                                                   

Bir kadın, tanınmış kimselerin adına kendini tanımayan insanlardan borç aldı. Fakat o, (ödünç aldığı) eşyayı sattı. Yakalanıp Resuiullah (s.a.v)'e getirildi. Resuiullah (s.a.v), kadının elinin kesilmesini emretti.[125]

Bu kadın hakkında Usâme'nin şefaatçi olup Resuiullah (s.a.v)'in, bilinen sözleri söylediği [126] kadındır.[127]

Nesâî ise birinci rivayet etmiştir.

Yine Nesâî'nin buna benzer rivayetlerinin birisinde, Hz. Peygamber (s.a.v), Usâme'ye hitaben şöyle buyurur:

Ey Usâme! Hiç kuşkusuz İsrail oğulları, içlerinde itibarlı birisi hırsızlık yaptığı zaman birakıvermeleri ve zayıf birisi hırsızlık yaptığında ise kendisine ceza uygulamamaları sebebiyle helak oldular. Eğer Muhammed'in kızı Fatıma (bile) hırsızlık yapsa onun da (elini) keserdim.[128]

Yine Nesâî'nin buna benzer bir rivayeti daha var. Bu rivayette, Hz Aişe'nin; o kadının tevbe ettiği, kendisinin yanına geldiğinde ihtiyacını Resulullah (s.a.v)'e arz ettiği ile ilgili sözü de yer almaktadır. [129]

Yine Nesaî'nin, Ebu Davud'un bir rivayetine benzer bir rivayeti daha var. Bu rivayetin içerisinde şu ifade yer almaktadır:

Kadın, (ödünç olarak aldığı eşyayı) satıp parasını yedi. (Kadın yakalanıp) Resulullah (s.a.vj'e getirildi. Kadının yakınlan, (kadının bağışlanmas. için) Usâme'ye koştular. Usâme, kadın(ın affedilmesi meselesini) Resulullah (s.a.v) ile konuştu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v)'in yüzü renklendi Daha sonra da:

Allah'ın ceza lan n d an bir cezaya şefaat mi ediyorsun?' buyurdu Usame:

Ey Allah'ın resulü! Benim için (o kadını) bağışla' dedi. [130]

Yine Nesaî, bir rivayetinde; hadisi, hutbeyi, Hz. Peygamber (s.av)'in konu ile ilgili sözünü nakletti. Sözünün sonunda ise şöyle buyurdu:

Daha sonra bu kadının (elini) kesti. [131]



[120] Buhârî, Hudûd 11, 12; Müslim, Hudûd 8-10 (1688); Ebu Dâvud, Hudûd 4 (4373, 4374); Tirmizî, Hudûd 6 (1430); Nesâî, Kat'u's-Sânk 6; İbn Mâce, Sarık 6 (2547); Ahmed b. Hanbel, 6/42

[121] Buhârî, Menakıb 42

[122] Hadiste; hırsızlık yapan bir kadının elinin kesilmemesi için yapılan müracaatta, Resulullah (s.a.v)'in öfkelendiği ve bunun eski ümmetlerin helalkk sebeplerinden biri olduğu anlatıl­maktadır.

Hadiste anılan kadın, Muhzûm kabilesinden Fatma bintü'l-Esved b. Abdi'I-Esed'dir. Ebu Seleme'nin de yeğenidir.

Bazı rivayetlerde kadının ödünç olarak bazı eşyalar alıp sonradan bunları geri vermediği ve bunları inkar etmediği bildirilmektedir. Bunları esas alan bazı İslam Hukukçuları, kadının elinin kesiliş sebebinin, ödünç malları inkar edişi olduğunu söylerler. Ama çoğunluk, bu görüşü kabul etmez ve bundan maksadın kadının tarif etmek olup el kesme sebebinin hırsızlık olduğunu söylerler. Nitekim rivayetlerin çoğunda, kadının hırsızlık ettiği, mal çaldığı açıkça görülmektedir.

Hadisten anlaşıldığına göre; had cezasına taalluk eden bir cezanın affedilmesi yada hafifletilmesi için yetkililer nezdinde şefaatçi olmak caiz değildir.

Had cezası gerektirmeyen suçlarda ise, suçlunun affı için yetkililer nezdinde şefaatçi olmak ve şefaati kabul etmek caizdir.

Yine hadisten anlaşıldığına göre; yetkili kimsenin, had cezası gerektiren bir suç işleyen kişiyi bağışlaması yada fidye karşılığında salıvermesi caiz değildir, (ç)

[123] Müslim, Hudûd 9 (1688)

[124] Müslim, Hudûd 10 (1688)

[125] Hanbeliler, İshak b. Rahuye (ö. 238/852) İle Şevkânî (ö. 1250/1834)'ye göre; ödünç mal a!an birisi, aldığını inkar ederse, o kişinin eli kesilir. Bunlar, konu ile lgili bu hadislerin za­hiriyle istidlal etmişlerdir.

Cumhur ise; ödünç malı inkarın hırsızlık sayılmayacağı, oysa ei kesme cezasının Kur'an'a göre hırsıza verileceği, dolayısıyla ödünç malı inkar edenin elinin kesilmeyeceğini söyle­mişlerdir. Çünkü diğer bazı rivayetlerde, bu kadın, Mekke'nin ferhedildiği sene Resuiullah (s.a.v)'in evinden bir kadife çalmıştı. İşlediği suç, elinin kesilmesini gerektiriyordu. İşte cumhur, bu noktadan hareketle, kadının elinin kesilmesinin; ödünç maldan değil de, hırsızlık yapmasından dolayı gerçekleştiğini belirtmiştir, (ç)

[126] Bununla kast edilen söz şudur: "Şüphesiz sizden öncekiler, içlerinde itibarlı birisi hırsızlık yaptığı zaman bırakıverdikİerİ ve zayıf birisi hırsızlık yaptığında ise kendisine ceza uyguladıkları için helak oldular.

Hiç şüphe yok ki ben, nefsimi elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, eğer Muhammedin kızı Fatıma (bile) hırsızlık yapsa (onun da) elini keserim." (ç)

[127] Ebu Dâvud, Hudûd 16 (4396)

[128] Nesâî, Kaf u's-Sânk 6

[129] Nesâî, Kaf u's-Sânk 6

[130] Nesâî, Kaf u's-Sânk 6

[131] Nesâî, Kaf u's-Sânk 6

Sevgi.
Thu 1 December 2022, 12:33 pm GMT +0200
Esselâmü Aleyküm bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun