sumeyye
Fri 31 August 2012, 01:26 pm GMT +0200
Çeşitli Salgı Ve Maddeleri Yutmak:
Çeşitli salgı ve maddeleri yutmak, ağızdan çıkan veya ağıza gelen maddeleri yutmakla olur:
Ağızdan Çıkan Maddeleri Yutmak:
Ağız Suyunu Yutmak;
Bir hastalık dolayısıyla ağızdan çıkıp, yine ağıza giren suyla oruç bozulmaz.
Tükürüğünü Emmek:
Konuşmadan veya başka sebeplerden dolayı tükürükleıslanmış dudakları emmek, -zaruret dolayısıyla- orucu bozmaz.
Dişten Kan Akması:
Dişler arasından veya çıkarılan dişten çıkan kanın orucu bozup bozmaması birkaç şekilde olur:
a) Az olup, içeriye gitmeyen kan -kaçınılması mümkün olmadığından- orucu bozmaz.
b) Çok olmakla birlikte, tükürükten az olan ve tadı bulunmayan kan da orucu bozmaz.
c) Tükürükten fazla veya ona denk kan, içeriye giderse oruç bozulur.
Balgam Yutmak: [659]
a) Ebu Hanife, eş-Şeybanî ve Maliki Mezhebine göre, balgam yutmak orucu bozmaz.
b) Şafiî Mezhebine göre, balgamı dışarı çıkarıp atmak orucu bozmaz. Fakat, balgam ağızda bir müddet durduktan ve yerleştikten sonra yutulursa oruç bozulur.
c) Hanbelî Mezhebine göre, ağıza gelen balgamı yutmak orucu bozar ve kaza gerekir.
Dişler Arasındaki Yemek Artıklarını Yutmak: [660]
a) Hanefî ve Malikî Mezheplerine göre, dişler arasında kalan artıklar, az olunca orucu bozmaz, fakat çok olunca bozar. Azlık ve çokluğun ölçüsü nohut tanesine -Malikî Mezhebine göre örfe- göre bilinir: Nohut tanesinden küçük olan artıklar, orucu bozmaz; fakat nohut tanesi kadar olanlar orucu bozar.
b) Şafiî Mezhebine göre, dişlerden çıkarıp atmak mümkün olduğu halde yemek artıklarını -az veya çok- yutmak orucu bozar ve kazayı gerektirir.
c) Hanefî hukukçu Züfer’e göre, dişler arasındaki az veya çok bütün artıkların yutulması orucu bozar.
Ağıza Gelen Maddeleri Yutmak:
Ağıza gelen kusmuk, gözyaşı, ter ve abdest suyunu yutmanın orucu bozup bozmadığı hukukçular arasında tartışmalıdır:
Kusmuğu Yutmak:
Kendiliğinden gelen kusmuk ile kasıtlı getirilen kusmuk ayrı ayrı hükümler alır
[659] Bilmen, Büyük İslam İlmihali, s. 291;Cezirî, Fame, c. I, s. 563, 567, 569.
[660] Bilmen, age s. 290; Kâsânî, BS, c. II, s. 90; Cezirî, Fame, c I, s. 569; Merginani, Hidâye, c. I, s. Mavsilî, İhtiyar, c. I, 8. 175; Serahsî, age, c. III, s.93