- Cennet Yolunda

Adsense kodları


Cennet Yolunda

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafizvuslat
Sat 1 August 2009, 07:32 pm GMT +0200
--------------------------------------------------------------------------------

CENNET YOLUNDA…

Âdem -aleyhisselâm-, cennette yaratıldığı için orada daimî kalmak istedi. Çünkü nice güzellikler ve sayısız nimetler vardı. Fakat Allâh’ın emrini unuttu; yasak meyveden yedi ve cennetten çıkarıldı.

Cenâb-ı Hak, dilese hemen tevbeye sarılan Âdem -aleyhisselâm-’ı cennetten çıkarmazdı, onu affederdi. Ancak insanoğlu için takdir edilen bir murad-ı ilâhî vardı.

Buna göre;

İnsanoğlu dünyaya indirilecek, bin bir nefsaniyet ve iblisin desise imtihanlarından geçirilecek ve kazanabilirse cennete döndürülecekti. Tâ ki insanoğlu cennetin ve Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz nimetlerinin kadrini daha iyi idrak etsin. Çünkü insan, mahrumiyetini çekmediği nimetlerin değerini mahrumiyetini çektiği nimetler kadar idrak edemez.

Nitekim cennette yaratılan Âdem -aleyhisselâm-, cennete mest idi. Oradan ayrı düştüğünde cennetin ve oradaki ilâhî nimetlerin kadrini daha iyi idrak etti ve tekrar oraya dönmek için bir ömür çırpındı. Tevbesiyle, kulluğuyla Hakk’a lâyık bir hayat yaşadı. Son nefesini bir kavuşma ânı olarak ömrünce bekledi. Nihayet son nefesinde cennetlik bir peygamber olarak Hakk’a kanat açtı.

Onun neslinden gelen âdemoğullarından bu hakikati idrak edemeyenler, dünyada ömürlerinin daima uzun olmasını isterler. Hattâ kimileri hiç ölmemek ister; «Kıyâmete kadar ömrüm olsun.» arzusunu taşır. Böylelerinin dünyaya meftunluğu cennetten habersiz oluşlarındandır. Eğer onlar cenneti bilselerdi, dünyadan bir an evvel oraya gidebilmenin iştiyak ve hasreti içinde yanıp tutuşurlardı. Nitekim bütün Hak âşıkları, böyle bir iştiyak içinde olmuşlardır.

Düşünmeli ki, 124 bin küsur peygamber, birçok dostlarımız ve akrabalarımız öbür âlemde. Hepsinden öte Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- orada. Bunun içindir ki âşık sahâbîler, O’na kavuşmanın aşkıyla yanardı. Son nefesleri yaklaşmakta olan hasta bir sahâbîye ziyarete gidenler; “ALLAH Rasûlü’ne bizden selâm söyle!” diyerek onu teselli ederlerdi. Onun da sîmasında tebessümler belirirdi.

Rivayet edilir ki;

Muhammed bin Münkedir, son demlerini yaşayan Hazret-i Câbir’i ziyaret etmişti. Onun, vefat etmek üzere olduğunu hissedince, Peygamber Efendimiz’in hasretiyle yandığını bildiği Hazret-i Câbir’e şöyle dedi:
“Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e bizden selâm götür!” (İbn-i Mâce, Cenâiz 4)

Bütün mesele onlar gibi Hazret-i Peygamber aşkıyla ve sâlih amellerle dolu bir ömür yaşayabilmek. Çünkü o ömrün mükâfatı, ancak cennet-i âlâdır.

Bu sebeple o ilâhî mükâfatın değerini idrak ederek amel-i sâlih ömrü yaşayanlar bile, vefatlarından sonra oradaki makamlarını ve daha ulvî makamları görünce daha fazla sâlih amel işleyebilseydim diye hasret çekeceklerdir. Hattâ şehidler de. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur:

“Onlar (şehidler), keşke dünyaya (tekrar) gelsek de tekrar şehid olsak, Allâh’ın bu güzel ikramına tekrar kavuşsak diye can atarlar.”(Buhârî, Cihâd 6)

Cennet, işte kullara yarın daha böyle nice iştiyaklı cümleler söyletecek bir ilâhî lütuf mekânı. ALLAH, insana işte böyle bir mükâfat ve ikram hazırlamış. Fakat bunun bir bedeli var. Cennet yolunda bizden bu bedeli ödememizi istiyor. O nimete liyakat için bir gayret göstermemizi emir buyuruyor.

hafiza aise
Wed 29 December 2010, 06:33 pm GMT +0200
Düşünmeli ki, 124 bin küsur peygamber, birçok dostlarımız ve akrabalarımız öbür âlemde. Hepsinden öte Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- orada. Bunun içindir ki âşık sahâbîler, O’na kavuşmanın aşkıyla yanardı. Son nefesleri yaklaşmakta olan hasta bir sahâbîye ziyarete gidenler; “ALLAH Rasûlü’ne bizden selâm söyle!” diyerek onu teselli ederlerdi. Onun da sîmasında tebessümler belirirdi.

Ölüm aslında vuslattır.Allah'a varış,Rasulullah(aleyhis salatu ves selam)a varıştır.Rabbim (c.c) Bunu algılayıp hayatını ona göre yaşayanlardan eylesin.Bizi salih kullarıyla haşretsin inş.Allah(c.c) razı olsun paylaşım için.