ezelinur
Sat 30 January 2010, 01:32 pm GMT +0200
Cenazeyi teşyî etmek Mâlikîler dışında diğer üç mezhebe göre sünnettir. Mâlikîlere göre ise mendubtur. Cenazeyi teşyî etmekte olan kişinin yürümesi mendubtur. Mazeret olmaksızın bir bineğe binmek mekruh olur. Mazeret hâlinde caiz olur. Hanefîler dışındaki diğer mezhebler bu hükümde görüş birliği etmişlerdir.
Hanefiler dediler ki: Cenazeyi teşyî eden kişinin bineğe binmesinin mahzuru olmaz. Fakat yürüyerek teşyî etmesi daha faziletlidir. Bineğe binmiş olan kimsenin bineğinin savurduğu tozlardan arkadaki cemaatin zarar görmemesi için onları geriden takib etmesi gerekir. Önden gitmesi mekruhtur.
Cenazeyi teşyî etmekte olan kişinin yürümekteyse önden gitmesi; bir bineğe binmiş ise arkadan gelmesi Mâlikîlerle Hanbelîlere göre mendubtur. Hanefîlerle Şâfiiler buna muhaliftirler.
Hanefîler: cenazeyi teşyî eden kişinin arkada yürümesinin daha faziletli olacağı görüşündedirler. Önden yürümesi de caizdir. Ancak bu takdirde cenazeden uzaklaşır veya cemaatin tümünden ileriye geçerse, önden yürümesi mekruh olur. Sağında veya solunda yürümekse evlâ olan hükme muhalefet olur. Bu hüküm, cenazenin ardında kadınlar bulunmaz ve onlara karışma korkusu olmazsa veya bu kadınlar arasında ağıtçı kadınlar da bulunmazsa geçerli olur. Ama bunların, cenazenin arkasında bulunması hâlinde erkeklerin önde yürümeleri daha faziletli olur.
Şafiiler dediler ki: Cenazeyi teşyî eden kişi şefaatçidir. Yaya olsun, süvari olsun, önde yürümesi daha faziletli olur.
Cenazeyi teşyî etmekte olan kişinin, örfün ölçüsüne göre ona yakın olması, üç mezhebe göre mendubtur. Mâlikilere göre bu mendub değildir. Cenazeyi teşyî ederken normalin üstünde koşmanın daha altında olacak şekilde, orta süratte yürümek mendubtur. Kadınların cenazeyi teşyî etmeleri mekruhtur. Fitneye sebep olacaklarından korkulduğu takdirde teşyî etmeleri haram olur. Hanbelîlerle Şâfiîler bu hükümde görüş birliği etmişlerdir. Hanefîlerle Mâlikfle-rin buna ilişkin görüşleri aşağıya alınmıştır.
Malikiler dediler ki: Yaşlı kadının cenazeyi teşyî etmesi caizdir. Ancak bunlar cenazenin gerisinde, erkek süvari teşyîcile/ de varsa, bunların da ardısıra yürümelidir. (Zaten diğer erkekler cenazenin önünden giderler). Kadın genç ise ve fitneye sebep olacağından korkulmaz ise, cenaze de babası, oğlu, kocası veya kardeşi gibi ölümü kendisine çok zor gelen birinin cenazesi ise, teşyî etmesi caiz olur. Bu da yürüme hususunda yaşlı kadının hükmüne tâbi olur. Dışarı çıkmakla fitneye sebep olacağından korkulan kadının evinden dışarı çıkması mutlak surette caiz olmaz.
Hanefîler: Kadınların cenazeyi teşyî etmeleri mutlak surette tahrîmen mekruh olur demişlerdir.
Cenazeyi teşyî edenlerin sessiz olmaları sünnettir. Zikir yaparak; Kur’an-ı Kerîm, kasîde-i bürde, delâil-i hayrat gibi şeyleri okuyarak da olsa, seslerini yükseltmeleri mekruh olur. Bunlar arasında Allah’ı zikretmek isteyen kimseler, bu zikirlerini sessizce yapmalıdırlar. Cenazenin peşi sıra mum yakarak, buhur tüttürerek gitmek mekruhtur. Bu hususta Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Cenazeyi ses ve ateşle izlemeyin.” [151]
Cenaze merasiminde ağıt veya müzik icra edilirse orada bulunanların bunu engellemeye çalışmaları gerekir. Üç mezheb imamına göre engel olmazlarsa, geri dönmeleri gerekmez. Hanbelîler derler ki: Bu gibi dîne aykırı davranışlara engel olamayan kişinin cenazeyi takib etmesi haram olur. Çünkü bu davranışlar Allah ve Rasûlüne isyan niteliğindedir. Bu davranışlara engel olmayanlar da bunlara rıza göstermiş olurlar. Cenazeyi teşyî edenlerin mezara kadar gidip defin işi tamamlanıncaya kadar beklemeleri daha faziletlidir. İster namazdan önce, ister namazdan sonra geri dönmekte kerahet yoktur. Şâfiîlerle Hanbelîler bu görüştedirler. Mâlikîlerle Hanefîlerin buna ilişkin görüşleri aşağıda sunulmuştur.
Mâliki ve Hanefiler dediler ki: Namaz kılmadan önce cenazeyi teşyî merasiminden dönmek mekruhtur. Namazdan sonra cenaze sahihlerinden izin alınırsa dönmek mekruh olmaz. Mâlikîler; mesafe uzun olursa izin almaksızın dahi dönmenin mekruh olmayacağını söylemişlerdir.
Teşyî törenine katılanların, cenaze yere konulmadan oturmalarına gelince, mezheblerin bu husustaki görüşleri aşağıda belirtilmiştir.
Mâlikîler: teşyî törenine katılanların, cenaze yere konulmadan oturmaları kerâhetsiz olarak caizdir derler.
Hanefîler: teşyî törenine katılanların, cenaze yere konulmadan oturmaları zaruret olmayınca tahrîmen mekruh olur derler.
Hanbelîler: teşyî törenine katılanların cenaze yere konulmadan oturmaları, cenazeden uzakta olanlar için caiz; cenazeye yakın olanlar için mekruh olur derler.
Şâfiîler: teşyî törenine katılanların cenaze yere konulmadan oturmaları sünnete aykırıdır derler.
Şu da var ki: Cenaze geçtiği sırada, onu gören insanların otururken ayağa kalkmaları üç mezhebe göre mekruhtur. Şâfiîlerse cenazeyi görme anında ayağa kalkmak, muhtar olan görüşe göre müstehabtır derler.[152]